Başkente Geliş: Fransa
"Hayır..hayır olamaz. Bu nasıl olur?Ölmek istemiyorum,Dann!!!!"
Şaşkın gözlerle etrafına bakan Mack ne olduğunu şaşırdı. Dan yanında değildi. Hafifçe doğrularak etrafına baktı. Meğer gördüklerinin hepsi bir rüyaymış.Bi kaç dakika sonra Dan rahatlamış bir yüz ifadesiyle Mack'in yanına geldi. Mack'in şaşkın halini görünce "iyi misin? Sadece lavaboya kadar gittim. Uyuyordun" dedi sırıtarak. Mack Dan'e döndü "Uyuyor muydum? Ne zamandan beri?" dedi garipseyerek. Dan o sırada kulağına kulaklığını takmıştı ki Mack'i duymamıştı. Mack biraz durdu cevap gelmeyeceğini fark edince Dan'in kulaklıklarını çıkarttı. "Bi soru sordum?!" dedi ters bir ifadeyle Mack.
Dan tek kaşını yukarı kaldırdı ve "Soru mu? Duymadım kusura bakma. Ne oldu?" deyince Mack "Ne zamandır uyuyorum?!" dedi düşünceli ve sert yüz ifadesiyle. Dan bayadır diye eliyle gösterince Mack anlam veremedi. "Ne anlatmaya çalışıyosun?" şaşkın şaşkın Dan'e bakıyordu. Dan gülümsedi ve "Neredeyse Fransa'ya gelmek üzereyiz. Bi ara türbülansa girdik ben o sıra lavabodaydım. Ondan mı etkilendin?" dedi dediklerinden emin bir şekilde ve Mack'e baktı. Mack, Dan'in sorusuna cevap vermeyince o da üstelemedi.
***Mack düşünceli düşünceli uçağın camından dışarıya bakıyordu. Dan ise kulaklıkları takılı dinlediği müziğin tadına varıyordu. Her ne kadar bulutlardan başka bir şey görmüyor olsada bu onu ilgilendirmiyordu çünkü aklı kardeşindeydi.
Kafasında binlerce soru dolaşıyordu. "Ya adı artık Tommy değilse? Acaba hala Fransa da mı? Tommy ne haldedir? Onu evlat edinen aile iyi midir? Ona iyi bakmışlar mıdır?" gibi bir çok soru kafasını tırmalıyordu.
Sonra bazı sesler duydu. "Sayın yolcularımız. Lütfen kemerlerinizi takınız. Uçağımız iniş yapacaktır" Mack hemen Dan'i dürttü. O da soru sormayıp hemen kemerini taktı. Artık Fransaya gelmişti. Kim bilir onu neler bekliyordu? İşin kötü yanı kalacak bir yeri yine yoktu.
***"Heyyy Mack.. Mackenzie!! " dedi bağıran Dan. Mack ise uzaklara bakınıyordu.
"Ben nerede kalacağım?" düşünüp duruyordu. Daha sonra arkasından bağıran Dan'i fark etti. "Ha..Efendim? Kusura bakma duymadım" deyince, Daniel Mack'in yanına geldi. "Neden ilerlemedin ki? Elinde bavulla durmuş uzaklara bakıyorsun. Bi sıkıntı mı var mı?" dedi meraklı bir sesle Dan. Mack bi süre sustu ve "Ben buralara çok yabancıyım. Hiç kalacak yerim yok. Onu düşünüyorum sadece" dedi üzgün sesiyle.
Daniel, bank'a oturan Mack'e elini uzattı "Ben sana yardımcı olabilirim".
***Yarım saat sonra havaalanında beklerken Dan ara sıra düşünceli olan Mack'i kesiyordu. "Bana neden öyle bakıyorsun?" dedi utangaçlığından Dan'in yüzüne bakamayan Mack. "Hala birşeyler düşünüyorsun. Yardımcı olacağımı söyledim ya?" dedi Dan. Mack, Dan'e baktı ve "Yok başka birşey düşünüyorum, boşver sen" dedi. Dan tam sorularını devam ettirecekti ki Mack'i şaşkınlığa sokan o siyah limuzin Dan ve Mack'in önünde durdu. Dan "Hadi? Binmeyi düşünmüyor musun Mack?.. Mack? Heyy Mackenzie??" deyince, şaşkın şaşkın kafasını bi sağa bi sola sallayan Mack hala gözlerine inanamıyordu. Daha önce böyle birşey hiç görmemişti.
Araba durduktan sonra şoför araçtan indi ve bavulları araca yükledi. Ardından Mack ve Dan arabanın arka kapısını açtı adeta ikisine hizmet ediyordu yada Dan'e hizmet ediyordu. Üstündeki şoku az biraz atmıştı ki arabanın içini girince hayranlıkla içeriyi inceledi. "İnanılmaz! Adeta bir ev gibi! Ben burdada yaşarım", Mack'in bu sözlerini duyunca Dan kahkaha attı. Mack ne olduğunu anlamamış bir ifadeyle Dan'e baktığında Dan gülmeyi kesti ve "Bu bir araba, gerçekten burada yaşamak mı istiyorsun?" dedi tekrar gülmeye başlayan Dan. Mack hala anlamsız anlamsız Dan'i izliyordu. "Sen iyi misin? Bu araba kaldığım evlerden daha yaşanılabilir bir ferahlığa sahip" dedi hayranlığına devam eden Mack.
Dan gülümsemeye devam etti ama yol yorgunluğundan dolayı susmayı tercih etti.
***10-15 dakika sonra Mack'in canı sıkıldı ve Dan'i izlemeye başladı.
Dan "Ne oldu? " dediğinde Mack irkildi.
"Ha? Şey benim canım sıkıldı kendinden bahsetsen ya?.. " dedi soru sorar bir tavırla Mack. Dan soru karşısında biraz durdu ve "gördüğün üzere zengin bir ailem var, bide bir ablam ve erkek kardeşim öyle işte" deyince Mack sadece "Hmm" diyebildi.Daha sonra sohbet uzasın diye "Erkek kardeşinle, ablanın isimleri ne?" diye sordu Mack. Dan, kafasını Mack'e çevirip "Ablamın ismi Brenda, erkek kardeşimin ismide Alex" dedi ve pek konuşmak istemez bir şekilde kafasını arabanın camına doğru çevirdi.
Mack son sorusundan sonra Dan'in konuşmak istemediğini fark etti. Sanırım fazla sıktım Dan'i ya. Umarım kızmamıştır diye düşündükten sonra Mack'de aynı sessizlikte kayboldu.
***"Geldik!!" diye yüksek sesle konuşan Dan'in sesiyle kestirmek için kapattığı gözlerini irkilerek açtı Mack. Sağına ve soluna baktığında arabanın durduğunu ve karşısında kapıyı açmış bir şekilde duran şoförü görmüştü. Kestirmek için gözlerini kapatmıştı ama anlaşılan uyumuştu ve ani bir şekilde uyanınca biraz sersemlemişti.
Limuzinden indiğinde gördüğü villa karşısında gözleri parıl parıl parlayan Mack gördüklerine inanamıyordu. Ev çok büyüktü Mack içten içe Ben bu kadar büyük bir evde kaybolurum diye düşünüyordu. Dan Mack'in önüne geçti ve parmaklarını şıklatıp "Şaşkın kız, sen daha bunlara şaşırıyorsan içeriyi görünce bayılırsın" dedi ve sırıttı. Mack de hafif sırıttı ve ilerlemeye daha doğrusu Dan'i takip etmeye başladı.
İçerisi gerçekten büyüleyiciydi. Mack'e göre ya bir masalın içindeydi yada rüya görüyordu. Çünkü bunun başka bir açıklaması olamazdı. Dan konuşmasına devam etti ve "Annem ve Babam şuanda işte bir kaç saate gelirler. Ablamda arkadaşındadır.." dedikten sonra Mack "Peki ya erkek kardeşin?" dedi. Dan ise sakin bir şekilde "O da okulda, birazdan gelir" deyince Mack'in aklına bir soru daha geldi. "O zaman sen onlara süpriz yapıcaksın, değil mi?" dedi mutlu bir şekilde Mack. Dan ise hayır der bir şekilde kafasını iki yana salladı.
Mack meraklı bir şekilde "Neden ki?" dedi. Dan önemsemiyor gözüküyordu ve "Onların hep çok işi var ve gidip gelmem onların pek umrunda sayılmaz, o yüzden süpriz yapmamın bi anlamı yok" dediğini duyunca Mack biraz üzüldü Dan'in haline.
O sırada kapı sesi duyuldu. Anahtarıyla birinin kapıyı açtığını sesiydi bu. İçeri girdiğinde ilk olarak salona girdi. Dan ve yanındaki tanımadığı kızı sizin bildiğiniz üzere Mack'i gördü. Duraksadı ve "Oo abimiz gelmiş" dedi ve kıkırdadıktan sonra abisine sarıldı. Sanırım bu Alex diye aklından geçirdi Mack.
Alex, Mack'e baktı ve "Geldiğin gibi sevgili mi yaptın abi?" dedi garip bir tavırla ve Dan hayır dermişçesine bir bakış atınca Alex sanki dediğini anlamış bir şekilde "Tamam, tamam ben anladım" dedi. Alex, Mack'e bi süre baktı ve "Selam..Alex ben" dedi elini uzatarak. Mack ise klasik girişini yaparak kendini tanıttı. Alex düşünceli gözüküyordu, Mack de aynı şekilde düşünceli düşünceli Alex'i süzüyordu.
Sessizliği yine açılan ve sert bir şekilde kapatılan kapı sesi bozdu. Sanırım bu gelende Brenda, gıcık birine benziyor diye düşünüp ilk tehşisi çoktan koymuştu Mack. Hiç yüzlerine bile bakmadan kulağında kulaklık merdivenlerden hızlı adım yukarı çıktı. Dan alışkın gözüküyordu.
Brenda yukarı çıktıktan sonra Alex de gidecekti ki son anda durdu ve arkasını dönüp Dan'e "Bugün bizimkiler evde değil bilgin olsun. İş gezisine gittiler" dedi.
Dan cevap vermedi ve o sırada Alex de yukarı kata çıktı.Mackenzie, Dan'e döndü ve "Şimdi ben bu akşam burda kalacağım, öyle değil mi?" dedi meraklı bir tavırla. Dan ise onaylar bir şekilde başını salladı ve "Hatta bi süre bile kalabilirsin, bizimkilerin iş gezisi genelde 1 hafta yada 2 hafta sürer" deyince Mack biraz sevinmişti. Doğrusu Mack'in Dan'e karşı ufak bir hoşlantısı vardı ve onla aynı evde olacak olması onu çok mutlu ediyordu.
Mack bir-iki haftada yere alışmış olacağını ve kardeşi Tommy'i bulmak için yollar aramaya başlayacağı planını aklının bir köşesine yazmış ve Dan'in dediği misafir odasına geçip yastığa kafasını koyduğu gibi uyumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL AYRIMI
General Fiction"Ben ve erkek kardeşimi çok küçükken yetimhaneye bırakmışlar" "Ben 3, erkek kardeşim Tommy ise 1 yaşındaymış" "Yollarımızın bu denli ayrılacağını bilseydim o gün o arabanın arkasından soluksuz koşardım" "Ama koşmadım" "Pes etmeyeceğim, kardeşimi...