Eski Dost
KAZADAN SONRA;
Doktorlar Mack ve Alex'i dışarda tuttu.
Beth'i yoğun bakıma aldıkları sıra Alex arkasından bakakaldı. Gözlerinin doluluğu çok süremedi ve ağlamaya başladı. Sanki bağırmak istiyor ama çığlıklarını, bütün haykırışlarını içinde tutuyor gibi görünüyordu."Onu..çok mu seviyorsun?" dedi Mack üzgün sesiyle.
"Çok kelimesi yeter mi sanıyorsun?" dedi ve kafasını yoğun bakım odasının olduğu yere çevirdi Alex.
"Onu kaybedemem, şimdi değil. Bana bir elveda demeden gitmez o" dedi gözleri doldukça doluyor ağlamaktan kendini alamıyordu.
Her seferinde acilden bir doktor çıkıyor ve Alex bir haber vardır diye umut dolu gözlerle onlara bakarak ayağa kalkıyordu. Fakat hiçbiri onun umut dolu gözlerine karşılık birşey demiyor öylece yürümeye devam ediyordu.
En sonunda ameliyat odasındaki doktorlardan biri çıktı ve Alex'in yanına yaklaştı. "Hayati tehlikesi yok ama vücudunda aşırı dozda uyuşturucu olduğundan bedeni için iyi sonuçlar doğurmayabilir. Ameliyat henüz tam olarak bitmedi. Şuan da dinleniyor, sabah kısa süre olmak şartıyla sırayla onu görebilirsiniz" dedi ve yanlarından ayrıldı.
Doktor'un dedikleri karşısında Alex;
"Aşırı doz mu?"
"Bu mümkün olamaz!"
"O otu bırakalı çok oldu, ne saçmalıyor bu lanet herif?!"dedi sinirleri tepesine çıkmıştı.
***Alex'in üzüntülü olduğunun farkında olan Mack, Daniel'ı aradı. Onu çağırırken yanında Brenda'yı getirmemesini istedi. Daniel bu isteği karşısında birşey söylmedi ve telefonu kapattı.
Daniel hastaneye geldiğinde Mack ve Alex'i durgun bir vaziyette buldu. Alex, abisini gördüğü gibi o duygu yoğunluğuyla ona sımsıkı sarıldı. Dan onu sakinleştirmeye çalışsada nafileydi.
ERTESİ GÜN;
Bir haber bekleme umuduyla oturdukları yerde uyuyakalmışlardı. Mack oturdukları yerin kenarına kolunu yaslamış ve orada uyumuştu. Alex ise Mack'in omzuna yaslanarak uyuyakalmıştı.Mack gözlerini açtığını yanında Alex'i göremedi. Telaşlı ifadesiyle bir sağa bir sola baktı ama onu hiçbir yerde göremiyordu.
Ardından Alex'i bir odadan çıkarken, sessiz ve durgun halde yanına gelişini izledi.Yanına oturdu ve tek kelime bile etmedi. Öyle dalmış, yeri izliyordu. Tabiki aklında Beth ve geçirdikleri güzel günler olmalıydı. Dalıp gitmekte çok haklıydı.
Alex, Beth'in yanına gittiğine göre Mack de gidecekti. Ayağı kalktığı sıra "Sen nereye gidiyorsun?" dedi Alex.
"Beth'in yanına gideceğim" dediğini duyduğunda Alex anlam veremedi.
"Neden gidiyorsun ki? Onu tanımıyorsun bile" dedi garipsemişti.
Mack, Alex'in sorusunu cevaplamadı ve Beth'in odasına doğru gitti. Uzun zaman sonra onunla karşılaşmış olmak çok ilginçti. Hiç aklının ucundan bile geçmezdi onu tekrar göreceği. Yanındaki sandalyeye oturduğunda öylece Beth'i izliyordu. Beklenmedik bir anda eli hareket etti ve heyecanlanan Mack o an hemşirelere bile seslenememişti.
"Uyan Beth uyan, nolur uyan, sana ihtiyacım var. Yardımına ihtiyacım var" dediği esnada şaşırtıcı bir şekilde Beth gözlerini açtı.
"Mack..." kısık sesi titreyerek çıkmıştı.
Mack'i onca sene sonra nasıl tanımıştı? Hiçbir fikri yoktu.
Bir anda adını bilmediği bir cihaz ötmeye başladığında Mack ne yapacağını şaşırdı.
Telaşla odadan çıktı ve Dan'e seslendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL AYRIMI
General Fiction"Ben ve erkek kardeşimi çok küçükken yetimhaneye bırakmışlar" "Ben 3, erkek kardeşim Tommy ise 1 yaşındaymış" "Yollarımızın bu denli ayrılacağını bilseydim o gün o arabanın arkasından soluksuz koşardım" "Ama koşmadım" "Pes etmeyeceğim, kardeşimi...