"O ölmüş olamaz, lanet olsun ben buna inanmıyorum."
"LANET OLSUN!" diye bağırdı Alex.
* * *
Gözlerini açtığında hastanenin oturaklarında uzanıyordu.Melanie yanında değildi. Kalktı ve etrafına bakındı. Terler için kalmış ve hala rüyanın etkisinden çıkamamıştı.
Oturduğu yerden ayağa kalkmıştı ki hiç iyi gözükmüyordu. Gözleri etrafı yavaş yavaş bulanık görmeye başlamıştı. Çok geçmeden olduğu yerde yığıldı.
Yığılmadan önce ise son söylediği kelime;
"Beth..." olmuştu.
* * *
Mack tüm bunlar olurken evin yolunu tutmuştu. Evlerinin sokağına geldiğinde Dan'i gördü. Bir kıza sarılıyor ve gülümsüyordu.Mack o an büyük hayal kırıklığına uğramıştı. Fakat bunu düşünmek istemiyordu. O bu şehire kardeşini bulmak için gelmişti. Aşık olmak yada sevgili edinmek için değil.
Kendine engel olamıyordu. Dan ve o kızın yanına geldiğinde;
"Çok yakışıyorsunuz!" dedi ve tek bir mimiğini hareket ettirmeden yanlarından ayrıldı.Dan garip garip Mack'in arkasından bakmıştı. Neden bu kadar tavırlı olduğuna anlam verememişti.
Eve girdikten sonra Mack, perdenin kenarından hala Dan ve o tanımadığı kızı izliyordu. Kıskançılığından orta yerinden çatlayacaktı ama o henüz bu duygulara çok yabancıydı. Aşk olduğundan bile şüpheliydi.
Kız, Dan'e son bir şeyler daha söyledi ve yanağından öpüp onun yanından ayrıldı.
Mack o an eve neden geldiğini bile unutmuştu. Öylece perdenin önünde duruyordu. Dan'in eve doğru geldiğini görünce oradan çekildi ve merdivene doğru yürüdü.
Merdivene yaklaştığında Dan eve girdi. Mack'i görünce onun yukarı çıkmasına izin vermeden onu durdurdu.
"Mack?" dedi Dan. Soru sorar bir ifadeyle olduğu kesindi.
Mack ise sert ifadeyle "Ne?!" dedi. Hala tavırlıydı. Yüz ifadesinden de belli oluyordu.
"Anlamıyorum ne bu tavır?" dedi Dan. Sinirlenmişti ama hala nedenini öğrenmek istiyordu.
"Tavır mı? Yok canım sana öyle gelmiştir." desede Mack çok belli ediyordu.
Dan, beni salak mı sanıyorsun dercesine gözlerini yukarı kaldırdı ve kafasını sağa sola salladı. Dik dik Mack'e bakıyor ve gerçeği söylemesini istiyordu.
"Söylemeyecek misin?" derken sesini alçalmıştı Dan. Mack cevap vermedi.
Öylece ondan cevap bekliyordu fakat Mack tek kelime etmeden merdivenlerden hızla yukarı çıktı.
Geçici olarak kıyafetlerini koyduğu misafir odasına girdiğinde aklına bir şey geldi. Alex'in odasında düşürdüğü yüzük hala orada olmalıydı. Onu almak için şuan en iyi zamandı.
Odaya girdiğinde başta ufak bir tedirginlik kapladı Mack'i. Yüzük yatağın altına yuvarlanmıştı. Yani en son oradaydı ve hala orada olması gerekirdi. Yavaşça eğildi ve yatağın altını inceledi. Ancak yüzüğe dair hiçbir şey yoktu. Çok sinir olmuştu, söylene söylene eğildiği yerden kalktığında arkasında birinin olduğunu hissetti.
Arkasını hızla döndü ve, "Dan?" diyerek öylece kalakaldı.
"Alex'in odasında ne arıyorsun?" derken Dan pek ciddi gözükmüyordu. Mack'in eli ayağına dolanmıştı ama o asla yalan söylemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOL AYRIMI
Fiction générale"Ben ve erkek kardeşimi çok küçükken yetimhaneye bırakmışlar" "Ben 3, erkek kardeşim Tommy ise 1 yaşındaymış" "Yollarımızın bu denli ayrılacağını bilseydim o gün o arabanın arkasından soluksuz koşardım" "Ama koşmadım" "Pes etmeyeceğim, kardeşimi...