Bölüm

57 23 20
                                    

BÖLÜM

Pusatın nefesi kulağıma değdiği andan beri nefes almayı düşünmeyi bırakalı çok olmuştu. Söylediği şey beni şaşırtmış mutlu etmişti.

"Annemin mutfağına giren ilk yabancı kızsın Bücür" dedi. Gözlerini gözlerime sabitleyip öylece birbirimize baktık mutluydum en azından bu eve benden başka kız gelmemişti onunla mutfaktan çıkışını izledim öylece nutkum tutulmuştu az önce çok fazla yakındı bana kalbe zarardı resmen bu çoçuk gözlerini kapatıp kendime gelmeye çalıştım.

Alarm sesiyle uyanıp kendime gelmeye çalıştım. İşe gitmem gerektiğini biliyordum dün bütün gün Pusatlarda Annesiyle ilgilendim. Gece geç saatlerde dönüp uyudum hemen ama hala yorgunluk ve uykusuzluk vardı küçük bedenimde bir manken olduğumu kimse düşünemez bu kısa boyla gülümseyip kalktım yataktan dün yaşananlar umut olmuştu. Bana sanki en azından Pusata fazla yakın davranmadığımda onun dikkatini çektiğimi anlamıştım onun oyunuyla ona karşılık verecektim artık duşa girip bütün vücudumu rahatlamaya bıraktım lavantalı duş jelimin kokusuyla kendimi huzura atmıştım sanki duştan çıkıp üzerime dizlerime kadar gelen kolları uzun askeri yeşil krem kareli elbisemi giydim. Çantamı alıp oda dan çıktığımda herkesin uyuduğunu anladım. Barışın odasına girip baktığımda çarşafla savaşmış resmen yastığının biri bacaklarının arasında diğeri ise başın altında saçları dağınık bir halde yatıyordu haline gülümseyip çantamdan kalem kâğıt çıkartıp.

"Barış ben işe gidiyorum beni idare edersin canım kuzenim yakışıklım ayrıca yastığını kim olarak hayal ettiysen artık kene gibi yapışmışsın" yazdım gülücük koydum. Başının ucundaki komidine koyup yanağından öpüp çıktım.

Çalışmaktan saat kavramını bile unuttum. Saatte baktığımda 6 gösteriyordu bu gün Pazar olduğu için hayli kalabalıktı birinin seslenmesiyle

"Bakar mısınız" ? seslinen yöne bakıp hızla masaya yürüdüm. Çocuk buğday tenli hafif kumral ve ela gözleriyle beni baştan aşağı iyice süzüp ukala bir gülüşle

" Güzel garson " dedi. Sinirim hafiften kanıma yayılmaya başlıyordu sakin kalıp

"Ne alırsınız efendim" dedim. Çocuk beni takmayıp

" Gözlerin lens mi" diye sorunca sabır çekip

"Ne alırdınız acaba" dedim tekrar gülümseyip

"Sen ne önerirsin güzel gözlü " dedi. Sabır dilencisine dönmüştüm aslında sana "ZIKKIM" demek çok isterdim ama sakin ol diyip kendime konuşmaya devam ettim.

"Kahvelerimiz güzeldir efendim." Dedim. Çocuk kafasını sallayıp sandalyesine iyice yayılıp

"Peki orta şekerli bir kahve" dedi. Kurtulmanın verdiği sevinçle derin bir nefes alıp verdim.

Kahveyi alıp tepsiye koyup masaya götürdüm. Hala dik dik bakmaya devam etmesi kendimi huzursuz hissettiriyordu. Kahveyi bırakıp elimi çekeceğim an elimden tutmasıyla ışık hızyla kafamı çevirip baktım. Hala pis pis sırıtıp duruyordu. Elimi hızla çekip tam ağzımı doldurup bir şeyler söyleyecekken çocuğun sert bir şekilde oturduğu sandalyeyle yere yapışması bir oldu gözlerim şaşkınlıkla yerinden çıkacak gibi açılırken kafamı çevirip yapan kişiye baktığımda bir şok daha yaşamıştım. Yutkunup

"Pu-pusat" dedim. Kekeleyerek bu saçma heyecan bir gün sonum olacaktı kekelemek nedir ya Pusat öfkeyle gözlerime bakıp sonra çocuğu kafasıyla işaret ederek konuştu.

"bu itle ne işin var senin " dedi. Şaşkınlığımı atlatamadan sorulan soruyla önlüğüme bakıp

"Ben burada çalışıyorum hafta sonları" dedim. Önlüğümü yeni fark etmişti önlüğüme bakıp sonra yüzüme bakıp kaşlarını çatıp

Kurtsuz Çürük Elma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin