Buluşma

58 25 16
                                    


Pusat karşımda iki kollarının arasında yüz yüze bakıyorduk deli gibi atan kalbimi heyecandan kasılan midem hafiften krema kıvamı almış bacaklarımla kömür karası gözlerine odaklamış oylece kalmak beni mutlu ediyordu ama okulda olduğumuzu hatırlayınca hızla doğrulup etrafıma bakıp
“Pusat biri görücek ne yapıyorsun” dedim heyecan ve endişe dolu sesimle ama o karşımda umursamaz ve duygusuz gözlerle yüzüme bakıp omuz silkti. Yüzüme yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Kalbim olduğundan iki kat hızlı atmaya başlamıştı. Bütün vücudum ısınmaya başladı ama zıt olan şey hafif hafif titrememdi. Pusat boynuma yaklaştıkça gerilmeye başlamıştım. Nefesimi tutup ne yaptığını izlemeye başladım. Kulağıma yaklaştıkca konuşmayı bile unutur  hale geldim. Boyun girintime burunu sürtümeye başladığında oradan huylandığım için kıkırdama kaçmıştı istem dışı dudaklarımdan Pusat kaşlarını yukarı doğru kaldırıp yüzüme baktı istemsizce alt dudağımı ısırıp başımı önüme eğdim utanmıştım yaptığım şey elimde değildi. Utangaç bir sesle,

“Şey ben boynumdan huylanırım yani gıdıklanırım ondan oldu” dedim parmaklarıyla çenemi okşarcasına tutup kafamı kaldırdı. Parmaklarını  ısırdığım dudağımın üstünde dolaştırdı gözlerimi kocama açıp öylece gözlerindeki o karalığa odaklandım.

“Bir daha dudaklarını sakın ısırma ve başını eğdiğini görmiycem her ne olursa olsun ne yaşarsan yaşa başın dik olsun” dedi tok ve keskin sesiyle tekrar boynuma yaklaştığında omuzlarım istem dışı yukarı çıkmasına rağmen saçlarımı boynumdan çekip derin bir nefes aldı. Bense nefes almadan oylece olanların heyecanıyla kala kaldım.

“ımmm lavanta huzur veren bir kokudur” dedi transtan çıkmışcasına irkilip duvara daha çok yaslandım. Gözlerinin karasında kül olmak istercesine gözlerine odaklandım öylece elini kaldırıp yanağıma dokundurdu bir anda gözlerim sanki mümkünmüşcesine yerinden çıkarcasına kocaman açıldı. Kalbim deli gibi atışı titrediğimi belli etmemek için kastığım bedenim krema kıvamındaki bacaklarım hepsi iki katını hissettiriyordu artık keskin sesiyle

“Nefes al Tutku beynin yanacak oksijensizlikten” dediğinde nefes almadığımı yeni fark etmiştim.Kafamı aşağı yukarı sallayıp nefes aldım alay dolu gözlerle bana bakıp
“Sadece yanağına dokundum bundan bu kadar etkilenmen komik diğer kızlarla yaşadıklarımı yaşasak kalp krizi geçirirsin o zaman” dedi kelimeler hançer gibi tek tek kalbime saplandı aldığım nefes boğazımda düğümlenip kalmış gibiydi gözlerimin yanması ağlayacağımın belirtisi olduğu için hızla kollarının arasından çıkıp tuvaletin olduğu kata cıktım arkamdan seslenmemeşti bile gözlerimden akan yaşlarla hızla tuvalete girip kapıyı kapatıp ağlamaya başladım.
Burayı seviyordum her zerresi huzur veriyor. Ötüşen kuşların sesi hafif esintisi ayrı bir yermişcesine verdiği hissi beni huzurun kollarına atması en sevdiğim yönü nerde miyim? Keşfettiğim anıtta Barış ve Esine söyleyip okuldan çıkıp buraya geldim çünkü yalnız kalmaya ve huzur bulmaya ihtiyacım vardı onularıda burada bulacağımdan emindim ve öylede olmuştu. Çeketimin cebindeki telefonumun titremesiyle elimi cebime götürüp arayana baktım o an yine kalbim az önce sakinliğini bırakıp deli gibi kulaklarımda atmaya başlamıştı.
ARAYAN
ODUN
Derin nefes alıp yeşil tuşa basıp kulağıma götürdüm.
“Alo”
“Nerdesin sen “
“A-Anıttayım bir şey mi oldu”
“Ne işin var lan senin orda tek başına hayırdır durmadan ordasın”
“ Ne demek istiyorsun sen senin verdiğin kırgınlığı ve veremediğin huzuru burada buluyorum oldu mu ve bunu bozman sinir bozucu” söylediklerime inanamamıştım ama söylemiştim vay be rahatlıyormuş insan diye düşünürken Pusatın keskin ve kızgın sesi az önceki cesaretimi yerle bir etmişti.
“Bekle sen orda kıpırdama sakın bu söylediklerini bide yüzüme söyle bakalım” dedi öfkeyle şimdi bitmiştim ben zaten sinirli biriydi daha da öfkelenmişti. Telefonu cebime koyup bi o tarafa bir bu tarafa gidip gelmeye başladım ani kararla çantamı koluma alıp anıtın merdivenlerini çıkarken karşımda gördüğüm kızgın gözlerle yerimde donup kaldım…  
Pusat öfke dolu gözleriyle hızla merdivenleri inip kolumdan tuttuğu gibi bankalardan birine oturtup

“şimdi söyle bakalım az önce ki cesaret dolu sözlerini” dedi keskin ve öfke dolu sesiyle ben nutkum tutulmuş bir şekilde Pusatın öfke dolu kara gözlerine bakmayla meşgul bir şekildeydim.

Derin nefes alıp az önce kendinden emin tavrımın geri gelmesi için uğraşırken içimdeki emin ve cesur kız sanki kaçıp saklanmışçasına ortalıkta yoktu şuan Pusatın karşısındaki Tutku korkak ve anlam veremediğim bir heyecanlı olan Tutkuydu. Korkak ve cılız sesimle Pusata bakıp konuşmaya başladım.
“Özür dilerim sadece yalnız kalmaya ihtiyacım vardı” dedim bu kadar aciz olmak içten içe beni delirtirken onu kaybetme korkusu bana bunu yaptırıyordu. Pusatın gözlerine baktığımda az önce öfkeyle parlayan gözleri gitmiş yerine yine ifadesiz Pusat gelmişti. Yanıma oturup kolunu omzuma attığı an aynı heyecan yerini tekrar edini vermişti. Koluna bakıp sonra tekrar yüzüne baktığımda göz kırpıp kafasını sağa sola salladı.
Bu haline gülümseyip yüzüne bakmaya devam ettim kavga etmeden konuşup beni yaralamadan bu anın tadını çıkarmak istercesine yüzünün her bir karesini ezberlercesine bakıyordum. Bi anda Pusatın söylediğiyle kaskatı kesili verdim.

“Barış benim sevgilim olduğunu öğrense ne yapar sence” dedi. Yüzüne bakmayı kesip kafamı çevirip karşımdaki duvara bakıp içimdeki suçluluk hissinin bana verdiği etkiyle konuştum.

“Eminim ki ikimizi de siler” dedim. Pusat kendin emin bir tavırla banka iyice yaslanıp sol bacağını sağ bacağının üstüne erkeksi bir tavırla atıp
“ Bence hiçbir şey yapmaz tam tersi sevinir” dedi. Geçen akşam Barışla yaptığımız konuşmalar aklıma gelince
“ Hiç sanmam” demekle yetindim. Pusat beni kedine iyice yaklaştırıp çenemi kavrayıp kafamı kendisine çevirip gözlerime bakmaya başladığında bende onun kömür karası gözlerinde kaybolmaya niyetliydim. Gözünün altındaki benine dokunma hissi beni istemsizce hareket etmemi sağlayıp parmağımla gözünün altındaki benine dokunduğumda bütün vücudum elektrik akımına kapımışcasına titredi bir anda ona dokunmak beni hem deli gibi heyecanlandırırken hem de bu denli mutlu etmesi çok garipti anın büyüsüyle ağzından çıkan kelimeleri bile tutamamıştım.

“Benine dokunmayı seviyorum beni sana çeken en büyük şey o “ dediğimde Pusat transtan çıkmışcasına ayağa hızla kalkıp

“Gidelim artık yokluğumuz belli olacak anlamasınlar” dediğinde

Kalbimde binlerce iğnenin aynı anda battığını hissettim. Gözlerimin içi yanmaya başlamıştı ama ağlamamak için dişlerimle yanağımın iç kısmını ısırıp kendimi ağlamamak için sıktım. Kafamı aşağı yukarı sallayıp ayağa kalkıp çantamı tek koluma takıp Pusat önde ben arkasında yürümeye başladık. Anıttan çıkıp yolda yürümeye başladığımızda Pusata dönüp kırgın bir sesle

“Ben önden gidiyim yan yana gidersek yanlış anlarlar” dediğimde

Pusatın kaşları çatılıp öfkeli gözlerle bakmaya başlamıştı az önce bana bunu ima eden kendisi değilmiş gibi davranması dengesiz tavrı beni daha çok üzmeye başlamıştı. Hızla arkamı dönüp önden yürümeye başladım. Pusat arkadan geliyordu. Bi an söylediğim şey için pişmanlık duymaya başladım. Arkama dönüp baktığımda Pusat umursamaz bir şekilde bir eli cebinde telefonla konuşuyordu. Tekrar önüme dönüp yürümeye devam ettim. Karşıdan gelen kişi görüp yerimde kalmam bir olmuştu korkudan kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı midemdeki kasılmalar kendini göstermeye başlamıştı vücudumdaki kan akışının hızlandığını hissediyordum. Düşünme yetkimi kaybetmişçesine öylece bakıyordum.      

@densar
@aleyna
😘😘😘😘😘
Geciktim biraz ama bundan sonra daha sık yazacağım seviliyorsunuz

Kurtsuz Çürük Elma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin