headmaster styles. → Türkçe

Can't You Tell?

Bir özürü asla hafife alma.

21 Şubat, 2012

Bently Bahçesi

''Güller burada mı olsun?'' Diye sordum Haley'e, gülümseyerek kafasını salladı. Tüm gülleri aldım, renklerine göre ayırdım ve delikler kazmaya başladım.

''Bugün bahçede bana yardım ettiğin için teşekkür ederim. Bayan Styles ondan yardım istesem bile bana asla yardım etmezdi.'' Ona baktım.

''Bu berbat.'' Dediğimde yine kafasını salladı.

''En azından Styles sorunlarının yaygın olduğunu biliyoruz. Benciller ve kendi ihtiyaçları dışında bir şeyi umursamıyorlar.'' Küreği toprağa sertçe batırdım.

''Siz ikinizin arasında ne geçti?'' Haley hafifçe gülerek sordu.

''Hiçbir şey geçmedi. Bu cehennemde yaşamayı sevmemin tek sebebinin sen olduğunu fark etmeye başladım. O kadar.'' İlk gülü deliğe koydum ve deliğin etrafını topraklamaya başladım.

''Teşekkürler tatlım.'' Gülümsediğini hissedebiliyordum.

3 gül daha diktikten sonra kıçımın üstüne oturdum ve bulutlara baktım. Dışarıya çıkmak için güzel bir gündü, ve dışarıda olmanın hissettirdiği duyguları seviyordum. Kapanda olduğumu hissetsem bile.

''Günaydın, Haley. Küçük fare sonunda odasından çıkmaya mı karar vermiş?'' Onun sesini duydum ve başımı ona çevirdim.

''Bencil göt bugün ofisinden çıkıp birileriyle konuşmaya mı karar vermiş?'' Tekrar güllere döndüm.

Haley'in kahkahasını duyunca bahçe eldivenini ona fırlattım.

''Birileri bugün iyi hissetmiyor?'' Harry bana doğru yürüdü.

Ama ayağa kalktım ve ondan öteye, göle doğru yürümeye başladım.

''Yapacak işlerim var Bay Styles. Sizin için vaktim yok.''

''Ouch.'' Dedi yavaşça, yumruklarımı sıktım.

''Bilirsin iişte. Bugün kahvaltıyı kaçırdın: Biraz endişelendim.''

''Ay götüm.'' Diye fısıldadım ve kıkırdadı.

''Seni daha önce hiç böyle üzgün görmemiştim. Dün istediğini yapmadığım için mi böylesin?''

''Yakala beni.'' Dedim ve ters yöne döndüm, ama hala beni takip ediyordu.

''Hadi Anastasia. Benden kaçmayı bırak.'' Elini göğsüne koydu.

''Vazgeçin Efendi Styles. Bir çok şeyi yönetiyor olabilirsiniz ama beni yönetemezsiniz. Şimdi, beni yalnız bırakın ki işlerimi halledebileyim. Sizin için vaktim yok.'' Onun yanından geçtim ve bahçeye geri dödüm.

Tekrar kıçımın üstüne oturdum ve bir başka gül fidanını aldım.

''Bildiğin üzere senden bahçe için yardım istemedim.'' Dedi yanımdayken, iç çektim.

''Aslında bunu kendim Haley'e yardım etmek için istedim, bildiğin üzere, bencil değilim, beni ve kıyafetlerimi tek umursayan.'' Deliği toprakladım.

Kahkaha attı ve yanıma çöktü, ona baktım.

''Bana gerçekten kızgınsın ha?''