İstekli düşünceler, istekli işleri doğurur.
20 Şubat, 2012
Bently Mansion'ın Spor Salonu
Klasik cümleleri beni olduğum yerde eritti, ama dans edemezdim. Damarlarında dansçı kanı akıyormuş gibi kendi kendine dans ediyordu. (Y/N: Hayal edincEKDSNFOSDFNGKFJGOPJEFAOGPJEOFDIJGPIEFJSAGFVDNJGKL)
''Dans etmek istemiyorum Bay Styles.'' Dedim ve bir adım geriledim.
''Pekala, senden dans etmeni istiyorum. Benim için en azından bir şey yapabilir misin?'' Dans etmeyi bıraktı ve ellerini ceplerine soktu.
Bacaklarımla küçük bir daire çizdim. Ve döndüm. Bunu sevdim.
Dans etmek genç bir bayana göre değildir, Anastasia.
Dönüşü bitirdim ve Harry'ye gülümsedim. ''Tek başıma dans etmeyi sevmiyorum.''
Başımı salladım, elimi belime koyması beni gülümsetti. Diğer eliyle elimi tuttu, ben de boşta kalan elimi onun omzuna koydum. Ve etrafta hareket etmeye başladık.
Döndük döndük, güldük güldük. Bu adamla dans ederken eğleniyordum.
İki elini de sırtıma koydu ve beni kendine çekti, sonra beni döndürdü.
''Muhteşemsin.'' Mırıldandım, gözlerimiz buluştu.
''Senin hareketlerinde benimkiler kadar iyiydi. Senin gibi bir şeyi hiç görmedim, Anastasia.'' Gülümsedi ve yere baktı, dudağımı ısırdım.
Bir kez daha dans ettik, gideceğimizi sandım ama kayıt odasuna doğru yürüdü.
''Ne yapıyorsun?'' Diye sordum ona doğru yürürken.
''Bugün dans günü olduğu gibi müzik günü de.''
Şarkı mı söylüyor?!
''Şarkı söyleyebiliyor musun?'' Şaşkın ve heyecanlı sesimi saklayamadım.
''Evet.'' Dedi hafifçe gülerek.
''Ne söylememi istersin?'' Sessiz kaldım, omuzlarını silkit ve kayır mikrofonunu açtı, ''If you just walked away, what could I really say? Would it matter anyway? Would it change how you feel?'' Tanrım, öldüm ve cenette miyim? ''I am the mess you chose. The closet you cannot close. The devil in you I suppose. Cause the wounds never heal.'' O şarkıya devam ederken duvara yaslanıp yere doğru kaydım (oturuyor işte), ''But everything changes if I could, turn back the years if you could, learn to forgive me, than I could learn to feel.''
''Neden durdun?'' Tekrar ayağa kalktım ve ona baktım.
''Sorun ne?''
Bana baktı ve sordu ''Şarkı söylemek ister misin?''
''Oh hayır. Hayır, hayır, hayır. Ben şarkı söylemem. Küçükken okulda söylerdim, ama bazı şeyler değişti.'' Kafamı iki yana salladım, ayağa kalktı, omuzlarımdan tutup beni tabureye oturttu. ''Bay Styles, şarkı söylemek istemiyorum.''
''Dans etmeyi de istemiyordun. Şarkı söylemek senin problemin. Şu an hayatını yönetiyormuş gibi.'' İyi bir şarkı olacakmış gibi gülümsedi.
Derin bir nefes aldım ve söylemeye başladım. ''I don't ever ask you where you've been. And I don't feel the need to, know who you're with. I can't even think straight, but i can tell. That you were just with her. And I'll still be a fool. I'm fool for you.'' Bir kez daha derin nefes aldım, ''Just a little bit of your heart, just a little bit of your heart. Just a little bit of your heart is all I want. Just a little bit of your heart, just a little bit of your heart. Just a little bit is all I'm asking for.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
headmaster styles. → Türkçe
FanficAnastasia, Harry ile tanıştığında her şey haddinden fazla değişti. Tek bildiği şey onunla tanıştığında, kalbini değiştireceğiydi. Onun da değişeceğini asla bilemezdi. - thank you for your permission! @remediez. { çeviri iznimiz vardır. }