Herkesin günahları vardır.
28 Mart, 2012
Bently Köşk'ünde Bir Yerlerde
Kendimi yumruklamak istememin çok fazla sebebi vardı. 'Neredeyse öpüşmemiz'in üstünden 2 gün geçmişti ve Harry'yi o günden beri görmemiştim.
KENDİ BAŞIMA YAŞAYAMAM. Uzun zaman olmuştu ve benden bu şekilde kaçamazdı. Beni kafam karışık ve sarsılmış bir halde gölün orada kurumaya bırakmıştı. Ne yapmam gerekiyor Harry?! Bir kıza bu şekilde davranamazsın!
Ellerim alnımda oradan oraya yürüyordum. Ama sonra fark ettimki nerede olduğumu bilmiyordum. Aman tanrım. Gerçekten köşkte kayıp mı oldum?
''Haleeeeyyy!'' Diye bağırdım ve nasıl olduysa sihirli bir şekilde yanımda belirdi. ''Seni her çağırdığımda yanımda olman biraz ironik ama güzel.''
''Bodrum katının önündeyiz. Efendi Styles bodrumda ve kitap okuyor.'' Metal bir kapıyı işaret etti ve dilimi ısırdım. Demek burada saklanıyorsun seni terbiyesiz götelek.
''Tamam. Oraya gideceğim.'' Elimi kapı kulbuna koydum ve irkildi.
''Oh hayır! Oraya inme! Sana tekrar bağıracaktır.'' Elini yanağına koydu.
''Oh evet! Hoşlansa da hoşlanmasa da oraya ineceğim.'' Kapıyı açtım ve merdivenlerden indim. ''Harry- ehm... Bay Styles. Bana lanet bir özür borçl...'' Onu masaya oturup okuma gözlükleriyle kitaba bakarken gördüğümde durdum.
''Sana lanet bir özür falan borçlu değilim.'' Ses tonumu taklit ettiğinde somurttum. ''Asıl sen dün yaptıkların ve şu an kitabımı böldüğün için bana bir özür borçlusun.'' Bana bakmadı bile.
''Önceki gün için özür dilemeyeceğim çünkü hiçbir şey yapmadım.'' Bir kahkaha patlattı. Alaylı veya sahte bir kahkaha değil, gerçek bir kahkaha. Ve bu beni biraz sinirlendirdi.
''Bence hiçbir şey yapmadığını savunman komik. Eğer hiçbir şey yapmamış olsaydın, hala ofisimde olurdum. Buraya senden uzaklaşmak indim çünkü sükunetimi bozuyorsun. Git.'' Sanki veda etmek üzereymişim gibi bana el salladı.
''Neden benden uzaklaşmak istiyorsun?'' Kollarımı göğsümde kenetlerken sordum. Beni görmezden geldi, kitabına odaklandı. ''Neden benden uzaklaşmak istiyorsun?'' Diye tekrarladım, sadece biraz daha yüksek sesle.
''Kahretsin, Anastasia! Beni kızdırıyorsun!'' Sesi odada yankılandı ve hareket etmeye korkarak kollarımı kendime sardım.
Sonra kitabını sertçe kapattı, masadan indi ve merdivenlerden yukarı hızla çıktı.
Bir aydır ilk defa ondan tekrar korkuyordum. Onu kızdıracak bir şey bile yapmamıştım... Diğer gün için kızdığını saymazsak...
Yavaşça merdivenlerden çıktım ve metal kapıyı açtım, hala kendime sarılıyordum. Kendimi iç çekip odama giderken buldum. Öfken korkuya dönüşmüştü ve onun merdivenin bitişindeki duvara yaslandığını gördüğümde sıçradım.
Sertçe yutkundum ve merdivenleri geçtim, hareket etmemesi için çabalıyordum.
''Yanımdan öylece geçecek misin?'' Dedi, sesindeki öfke belliydi.
''Sen benim yanımda geçtin.'' Tekrar yutkundum, sesimdeki acı ve korku belliydi.
''Evet senin yanından geçtim.'' Baktı ve önüme geçtiğinde inledim çünkü yüzüne bakmaya korkuyordum.
Derin bir nefes aldım ve merdivenlerden çıkmaya devam ettim, onun arkamdan geldiğini duyduğumda tekrar inledim, botları merdivende ses yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
headmaster styles. → Türkçe
FanfictionAnastasia, Harry ile tanıştığında her şey haddinden fazla değişti. Tek bildiği şey onunla tanıştığında, kalbini değiştireceğiydi. Onun da değişeceğini asla bilemezdi. - thank you for your permission! @remediez. { çeviri iznimiz vardır. }