Bazı sırlar konuşmaya değerdir, bazılarıysa ölüme terk edilmelidir.
21 Şubat, 2012
Efendi Styles'ın Ofisi
''Kalmam için bana yalvarma çünkü bana gitmemi söyleyen sendin.'' Yürümeye çalıştım ama bana daha da yaklaştı.
''Üzgünüm Ana. Götlük ettim.'' Kafasını salladı ve kahkaha attım.
''Hadi ya öyle mi? Tanrım. Buraya ilk başta neden geldiğimi bile bilmiyorum. Beni ne kadar korkutsan da ailemin evinde kalmalıydım. Ama şimdi oraya gidiyorum ve yolumda seni istemiyorum.'' Kolumdan tuttu.
Elleri yanağıma ulaştığında zorlukla nefes aldım, gözyaşlarımı sildi.
''Lütfen benimle kal.''
''Neden seninle kalmamı istediğini anlamıyorum! Her zaman bana bağırıyorsun ve öyle olmadığım halde bana diğer kadınlardan biriymişim gibi davranıyorsun. Benimle asla konuşmuyorsun, yani anlam-'' Elini ağzıma koydu, bacaklarım kitlendi.
''Şş. Eğer benimle kalırsan yemin ederimki sana hakkımdaki her şeyi anlatırım.'' Yalan söylemediğinden emin olmak için gözlerine baktım ve kafasını salladı.
''Söz veriyorum.'' Elini kalçamın üstüne yerleştirdi, gözlerimi kapattım.
''Lütfen...'' Sesi kulağımda yankılandı, derin nefes aldım.
Daha önce bana böyle etki etmemişti.
''Tamam.'' Diye mırıldandım gözlerim hala kapalıyken.
Elimi tuttu ve eve sürüklenmeye başladım. Bacaklarım jöle gibiydi ve sersemlemiştim, ama sonra hiç bulunmadığım bir yere doğru gitmeye başladık.
Bir kapının önünde durduk ve kapıyı yavaşça açtı. Ofisi. Beni ofisine mi getirdi? Tamam baya özel olabilirdim.
Beni masasının önünde bir sandalyeye oturttu, yanımdan geçti, masayı sanki aramızda kontrat imzalıyormuşuz gibi kullandı.
''Tamam. Bana herhangi bir soru sor. Cevaplamaya hazırım.'' Ellerini bir araya getirdi ve gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım.
''Üzgünüm, hepsini birden sormam biraz zaman alabilir.'' Gülümsedim, dik oturdum.
''Sadece istediğin soruyu sor.'' Sormak üzere olduğum sorular yüzünden sesi gergin çıkmıştı.
''Neden kalmamı istedin?'' Öne doğru eğildim ve ellerine bakıp gülümsedi.
''Bu soruyu bana sormamış mıydın zaten?'' Güldü ve gülümsedim.
''Bilmek istiyorum.'' Bacak bacak üstüne attım, boğazını temizledi.
''Seninle arkadaş olmayı seviyorum.'' Dedi boğukça ve kaşlarımı kaldırdım.
''Bu kadar mı?'' Bakışlarımı yere indirdiğimde güldü.
''Bu kadar mı derken? Daha ne istiyorsun? Seninle 7/24 kavga etmekten hoşlandığımı mı söylemeliydim? Bunu mu isterdin?'' Sessiz kaldım ve iç çekti.
''Kalmanı istedim çünkü beni mutlu ediyorsun.... Babam öldüğümde benim için dünyanın sonu diye düşündüm. Ama şimdi umudum var... Çünkü beni mutlu ediyorsun.''
''Aman tanrım.'' Yanaklarımın kızarmasına engel olamadım.
''Sorunun cevabının böyle olacağını düşünmemiştim. Daha çok şey dersin diye düşünd-''
'''Senden kalmanı istedim çünkü yalnızlıktan nefret ediyorum ve ancak 17 yaşında bir kızı işlerimin arasında görmezden gelirsem yalnız kalmam' gibi bir şey mi?'' Kaşlarını kaldırdı ve utançla kafamı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
headmaster styles. → Türkçe
FanficAnastasia, Harry ile tanıştığında her şey haddinden fazla değişti. Tek bildiği şey onunla tanıştığında, kalbini değiştireceğiydi. Onun da değişeceğini asla bilemezdi. - thank you for your permission! @remediez. { çeviri iznimiz vardır. }