Dark Paradise

772 24 11
                                    

Evet yarın okul var. Hani şu sürekli kaçmaya çalıştığım lanet ! Koskoca 3 ay göz açıp kapayıncaya dek ışık hızıyla yanımdan geçip gitmişti bile. Henüz başlangıç için hazır değildim. Sonuçta lise hayatıma son verip üniversite hayatına atılıyordum. Kim bilir hangi hayvanat bahçesine düşmüştüm... Ah çok çabuk arkadaşlık edinemiyorum. Karşımdakine güvenmem biraz değil bayaa zaman alıyor. Bu zaman zarfı da hiç iyi geçmiyor. Sürekli tek başımayım. Ama bir şey de de şanslıyım. En azından bütün günüm orada geçmeyecek. Birkaç ders alıp ardından evdeyim. İşte bu sevindiriyor ! 

----------------------

O lanet alarm hiç susmayacaktı değil mi? Sürekli başımda çalmak zorunda mıydı? Herneyse. Zorda olsa kalkıp yüzümü yıkadım. Çikolata kahvesi rengindeki saçlarımı topladım ve merdivenlerden sekerek aşağı indim. Dolabı açıp bir şeyler atıştırdım ve tekrar yukarı çıkıp dolaba yöneldim.Turkuaz kısa şortumu ve beyaz üstünde 'forever young' yazan önü kısa arkası biraz daha uzun olan t-shirt ümü üstüme geçirdim. Beyaz converselerimi de giydikten sonra saçlarımı düzleştirdim. eyeliner çekip, pempe rujumu sürdükten sonra hazırdım. Aynaya bakıp gülümsedim ve mini cooper ıma binip doğru gideceğim hayvanat bahçesinin (okulun) yoluna koyuldum. Trafikteyken kaldırımın üzerindeki birkaç mağaza dikkatimi çekmişti. Dönüşte buraya uğramalyım. Birkaç dakika sonra hayvanat bahçesine (okula) gelmiştim. Arabayı park ettikten sonra inip içeri girdim. Aslında ders için 15 dakika vardı ne yapsam da zaman çabuk geçsee diye düşünürken yanımda bir gölge belirdi. Yanımda duran gölgeye döndüğümde karşımda Stef'i gördüm! Stef'İ görünce afallamıştım. O benim ilkokuldan beri en yakın arkadaşımdı. Birkaç sene önce annesi ve babası ayrılmıştı. Stef'de babasında kalmayı tercih ederek LA(Los Angeles)'a gitmişti. Onu yaklaşık 3 senedir görmüyordum. O bana ait her şeyi biliyordu. Bütün sırlarımı. Şaşkınlıkla ona bakan gözlerimi irice açtım. O ise sadece bana bakıp sırıtıyordu. 

'Stef ??' dedim şaşkınlıkla . 'Rosalie?' dieyerek sırıttı. Onu o  kadar özlemiştim ki... Stef'in farklı bir karakteri vardı. O çok güzel bir kızdı bir o kadar da akıllı. Asi oluşu bütün erkekleri onun yanına topluyordu. Bütün çocukları mıknatıs gibi kendine çekiyordu adeta. Bu yüzden onu birçok kez kıskanmıştım. Onunlayken kendimi hep havalı hissetmişimdir. İnanın bana ilkokulda ikimizde aynı seviyedeydik ama Stef level atlamıştı sanki. Bense hala ezik. Stef gittiğinden beri kimseye güvenemiyordum. Ama o geldi. İşte şimdi her şeyin yoluna gireceğine inanıyorum. 

 Yerimden kalkıp Stef'in boynuna atladım. İkimizin çığlıkları okulu inletiyordu adeta. Herkes bize bakıyordu ki bu çok rahatsız edici. diye düşünürken yanımda geçen kıvırcık saçlı seksi çocuk  "Sizin bu attığınız çığlıklar da çok rahatsız edici ufaklık." dedi ve gitti. Bu da neydi şimdi ? Sanırım yine sesli düşünmüştüm. Herneyse bu ukala şey Stef'den değerli olamazdı. Sarılma faslı geçtikten sonra kantine gidip 2 kahve aldık. Stef bana LA (Los Angeles) maceralarını anlatıyordu. Konu yine erkeklere gelince yapmam gerektiği gibi yine susmuştum. O anlatıyor ben ise onu büyük zevkle dinliyordum ki annesinin ölümünü duymam üzere üzerime bir titreme gelmişti. Annesinin ölümünü umursamıyor ve hayatına devam ediyordu. Çünkü o güçlü bir kızdı. 

********

Derse geç de olsa girmiştik. Ders zili çalalı 17 dk olmuştu. Stef'le oturacak yer aradığımızda Stef koşarak o bana ufaklık diyen ukala marul kafanın yanına otumuştu. Ben ise onların bi arka sırasına geçtim. Stef arkasını hocaya ve önünü bana dönmüştü tekrar konuşmaya başlamıştık. Susmak bilmiyorduk. Stef'in yanındaki marul kafa bana döndü ve  "Bir türlü durmayan çeneni kapayacak mısın?" Ona sinirli bakışlarımdan birini yolladım ve "Aslında bunu hiç düşünmüyorum." 

"Bence düşün. Çünkü gerçekten sinirleniyorum." küçük bir kahkaha patlattım. Stef beni dürtüp duruyordu. Elimdeki su şişesini alıp ağzıma boşalttım o şapşal bunu içeceğimi sanıyordu ki yanılıyordu. Ağzımdaki suyu yüzüne püskürttüğümde Stef'le kahkahalara boğulduk. Yaşlı bunak hoca marul kafaya dönüp "Harold! napıyosun sen ?! Çabuk dışarı çık.!" demesiyle daha da çok kahkaha atmıştık giderken bize dönüp dişlerinin arasından "Bunu size soracağım." diye tısladı ve gitti. Hah o şapşal bana aşık olmaktan başka napabilirdi ki ? Ben onu bir sakız gibi çiğnerim. 

SELAMM :) UMARIM İLK HİKAYEMİ BEĞENMİŞSİNİZDİR. HENÜZ SINIR KOYMAYI DÜŞÜNMÜYORUM  ÇÜNKÜ HİKAYENİN TUTACAĞINDAN PEK EMİN DEĞİLİM. İLK HİKAYEM ZATEN NE KADAR BEĞENİLİR NE KADAR BEĞENİLMEZ HİÇ BİR FİKRİM YOK. EĞER YANLIŞLARIM VARSA BUNU BANA LÜTFEN BİLDİRİNN :)

Dark ParadiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin