Bolum 3

562 28 2
                                    

3.bölüm ile geldim yeniden.Okuyan herkese teşekkürler,beğenmeniz ümidi ile...

Telaşa kapılmıştım bir anlığına.Tamam,ülkede tanınan biriydim,bir iki kere kralla karşılaşmıştım ama daha önce hiç beni böyle çağırmamıştı.Meraklı bir şekilde girdim evime ve bir saat kadar bekledim,ardından üstümdekileri çıkardım.Altıma siyah kadife pantolon üstüme ise uzun kollu kahverengi deri yeleğimi giydim.Siyah çizmelerimi giyip kılıcımı alıp çıktım hemen evden.Hava kararmıştı ve soğuktu.Arkamdan sert rüzgar esiyordu.İçimden keşke şuan atım olsa dedim,bir kaç gün önce ölmüştü.Yol dar ve topraktı,yanları ağaçlarla çevriliydi.Kaleyi görebiliyordum az çok,pencerelerden ışık görünüyordu surlarda okçular diziliydi.Yürürken aniden sırtıma bir el dokundu,geri çekildim ve kılıcımı çektim hemen.

"Kimsin !?" diye bağırdım.

Cevap vermemişti,bir daha sordum,

"Kimsin dedim cevap ver bana !"

Ona doğru yaklaşıyordum,geriye doğru yürümeye başladı,ardından hızlı adımlarla yoluna devam etti.Üstünde siyah bir kıyafet vardı kapşonundan yüzünü göremedim.Bilmiyorum ama bu bugün ikinci kere birinden cevap alamayışım oluyor...Hızlı adımlarla kale kapısına doğru yürüdüm,kapıda iki tane gardiyan vardı bekleyen.

"Dur !" dedi birisi elini kaldırarak. "Kimsin ve neden geldin ?"

Bende mi cevap vermeseydim acaba ? Ah saçmalamayı kesmeliyim.

"Ben Raymeth... Kral Ethelbert'in huzurunda geliyorum beni o çağırdı."

"Pekala,kapıları açın !"

Kale kapısı açıldı ve bir gardiyan eşliğinde kralın yerine kadar gittim.Orda da bir gardiyan durdurdu beni yine.

"Silahlarınızı bırakmadan giremezsiniz,bırakın lütfen." diyerek silahlarımı benden.Vermeye hiç niyetli değildim,geri çekildim ama gardiyan zorluyordu beni.Daha fazia kargaşa çıkarmamak adına bıraktım kılıcımı ve kapıyı açtı.İçeri girdim.Sıcaktı ve çok güzel kokuyordu.Lale veya yasemin kokusuydu bu sanırsam.Etrafa bakmakla uğraşırken kralın sesiyle durdum.

"Hosgeldin Raymeth,lütfen yukarı yemeğe gel."

"Bu bir onurdur benim için efendim." tek diz üstüne çöktüm ve kalktım.Kralın arkasından üst kata,sofranın olduğu yere gittik.Uzun zamandır böyle yemekler görmemiştim...

"Otur lütfen." diye buyurdu kral. "Bugünkü turnuvada başarını çok beğendim Raymeth.Sen güçlü bir savaşçısın."

"Teşekkür ederim efendim." Dedim tebessüm ederek.Mütevazi olmaya çalışıyordum.

"Duydum ki aldığın ödülün büyük bir kısmını orduya bağışlayacakmışsın," tek elini masaya paralel koydu ve başını hafif salladı. "Bunun için sana çok minnettar kalacağız."

Derin bir nefes alarak dik bir şekilde söyledim. "Devletim ve halkım için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım efendim"

Tebessüm etti ve önümdeki yemeği işaret ederek yememye başlamamı istedi.Büyük bir et parçası vardı.Somun ekmekler,şaraplar...Bir an sanki cennette hissetmiştim kendimi.Sonradan şunu farkettim,kralın ailesi sofrada yoktu.Soramadım da,hiç yokmuş gibi davrandım.Biraz zaman sonra yemek bittiğinde kral konusmaya başladı benimle yeniden.

"Mektubumda yazdığımı hatırlıyorsun değil mi ?"

Onaylarcasına kafamı salladım. "Evet hatırlıyorum efendim."

"Raymeth...Suan iyi durumda olabiliriz belki ama düşman bize çok kötü bir şekilde vurmaya başladı."

"Biliyorum efendim,durumlar iyi değil." dedim başımı eğerek.

Gölgelerin İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin