Evimde sandalyemde rahatça oturmuş masanın üzerindeki planlara bakarken aniden kapım açıldı, "Raymeth,kötü giden bir şeyler var."
Başımı şaşkınca döndürdüm,gözlerimi kıstım,"Ne oldu Jerevia neden bu kadar telaşlısın ?"
"Düşman krallıktan yeni bir haber aldık,tam kesin degil gibi ama sanırsam aralarında bir hain olduğunu söylüyorlar ve kellesini istiyorlar."
Gözlerim açıldı hemen,ayağa kalktım.Bu bahsettikleri hain Alysia olabilir ama bunu henüz bilmiyorlardı.
"Alysia nerede ?"
Dudaklarını büzdü,yavaşça "Bilmiyorum,seninle değil miydi o ?" dedi.
Sandalyeye hızlıca vurdum ve küfüt ettim.Hızlı adımlarla çıktım kapıdan Alysia'yı aramak için.Eğer şuan burdan gittiyse,işler çok karışacaktı.
Sokaklarda bağırdım yüksekçe,"Alysia !"
Ses yoktu hiç,karşıma çıkan birkaç askere şehir içinde onu araması için emir verdim.Evin önündeki atıma doğru koşup hemen yola düştüm.
Uzun bir yol gittim ama ondan hiçbir iz yoktu,büyük ihtimalle kendi evine varmış olmalıydı.İşlerin kötü gitmemesi için dua ediyordum.
Ertesi sabah kapı tıklamasıyla uyandım.Gözlerimi ovdum ve kapıyı açmaya gittim.
"Raymeth..!" Nefessiz kalmış gibi konuşuyordu.
"Alysia,neredeydin sen dün tüm gece seni aradım,olaylardan haberin var mı ?"
Hiçbir söz söylemeden içeri geçti ve yatağa oturdu hemen.Bende sandalyeyi çekip karşısına oturdum.Parmaklarını birbirine vurdurup duruyordu.
"Hey,kimse bir şey dedi mi sana ?"
Başını sağa sola salladı hızlıca,"Hayır hayır,ama arıyorlar."
"Şüpheliler belli mi ?"
"Benim o listede olmadığımı düşünüyorum,fakat meçhul."
Derin bir nefes aldım ve verdim.Başımı kaşıyarak devam ettirdim bunu.O ise gözlerini bana dikmiş bakıyordu alttan.Elimi yanağına doğru götürdüm ve okşamaya başladım.
"Sana bir şey olmasına izin vermem."
Tebessüm etti ve yanağını daha da bastırdı elime. "Peki yanında kalmama izin verir misin hep ?"
"Bir nevi kaçıcaksın yani ?" Güldüm hafifçe. "Sadece ve hep sen kal yanımda." Yavaşça dudaklarını öptüm.
Birkaç saat sonra Alysia ile beraber askeri birliklerden sorumlu komutanın yanına gittik,raporları sordum.Herşey planladığım gibi işliyordu.Ardından düşman kalesinin çevresine tuzaklar kuracak ve girişi kolaylaştırmak için çalışacak birkaç grup asker gönderilmesini emrettim.Bu tabii gizli yapılmalıydı.
Hafif bir rüzgar esti ve Alysia'nın düz siyah saçları güzel bir şekilde havalandı birden.Elimle tutarak kokladım saçlarını.
"Bu iş hemen hallolacak,sanada bir şey olmadan."
Yeniden eve doğru yürürken aklıma diğer taraftaki olaylardan haberdar olmak için casus göndermek geldi.Hemen eve gidip mektup yazarak emri verdim yapılması için.
Güneş yavaş yavaş batıyordu,baykuş,çekirge sesleri havada yankılanıyordu.Alysia yatağa oturdu hemen,başını eğdi.
"Sence,benim olduğumu öğrendiklerinde bana ne yaparlar ?"
Üzerimdeki yeleği çıkarırken yandan baktım ona. "Sana hiç bir şey olmayacak."
"Büyük ihtimalle işkence yaparlar ilk önce."
Hafif güldüm ve başımı salladım, "Kelle istediklerini söylemişler,işkence yapmazlar merak etme."
Bana doğru dikti bakışlarını sağol ya der gibi.Sadece gerçekleri söylediğimi belirttim,ama tabi ki buna izin vermeyeceğimi oda biliyordu.
Kapının altından bir zarf geldi,gittim ve aldım hemen.
Düşman kalesi etrafındaki çalışmalar hızla yapılıyor,tamamlanmasına az kaldı.Bu hafta içinde saldırıyı bekliyoruz Raymeth.
Güzel haber.Tabi biraz dayanıksız olabilirdi ama çevik ve hızlı olacaktı.Bana göre ise hızlılık ve çeviklik,güçlülükten daha önemliydi.
Duvarda asılı olan mumu söndürdüm.Etrafın karanlığa bürünmesiyle yatağıma,Alysia'nın yanına uzandım hemen.Ne var ki hemen uykuya dalıyor gibiydim bu sefer.Muhtemelen içimdeki rahatlık ve huzur etki etmişti.Aklımda düşmanı nasıl alt edeceğimiz ve kral denen o pisliği nasıl öldüreceğim vardı.Aynen,bunu düşünüyordum,istemsizce.Bağımsızlık,özgürlük ve rahatlığa kavuşmamıza çok az kalmıştı...
