Bölüm 3

82 15 8
                                    

Medya~yasemin
Arkadaşlar lütfen yorumda düşüncelerinizi bildirin ve vote vermeyi eksik etmeyin. Şimdiden Teşekkür ederim 😊💜

  Olduğum yere çivilendim. ayakta zor bela duruyordum. sanki her an dizimin bağları çözülecek ve ben yere düşecektim. konuşamıyordum. dilim tutulmuştu. bunun burada ne işi vardı? acaba sabah dikizlediğimin farkına vardı da şimdi bana hesap mı soracaktı? ama şuan olmaz buna hazır değildim ki!!
Ben patronumla tanışmayı beklerken nasıl olurda aşık olduğum adam gelirdi. Şimdi kesin beni rezil edecekti ilk karşılaşmamız böyle olmamalıydı, özel olması gerekiyordu, ayıcıklı pijama ve dağınık saçlarımla değil. derin düşüncelere dalmışken pınar teyzem
"Ah...Mert, oğlum hoşgeldin...çok özledim seni!"diyip Mert'e doğru yönelip sarıldığında sadece şaşkın gözlerimi kırpıştırarak bakmakla yetindim bi..bir dakika pınar teyzem oğlu mu demişti? bildiğimiz oğlum mu? Hani anne-çocuk ilişkisinde annenin çocuğu hitap ediş şekli? Acaba başka anlamı var mıydı bu oğlum kelimesinin? Diye düşünürken sert ama aynı zamanda pamuk kadar yumuşak hissettiren sesi duydum bu Mert'in sesiydi
"Ben de özledim, ama keşke haber verseydin"diyip Gülümsediğinde bir an öldüm sandım bu nasıl bir gülüştü ben bu gülüsü görmek için nasıl bir iyilik yapmıştım? Çok nadir gülerdi telefonda gülerek konuştuğunu görürdüm ama bu kadar yakından görmek kalbimi esir almaya yetmişti.  Güneş sanki 1 metre yakınımdaymışçasına bedenimin kavrularak yandığını ve yavaş yavaş eridiğimi hissettim pınar teyzem
"Sizi tanıştırayım!" Dedi Ve beni de belimden tutarak Mert'in karşısına getirdi.
"Çisemciğim, oğlum Mert"dedi ve eliyle Mert'i gösterdi kafamı kaldırıp Mert'in yüzüne baktığımda yüzünde çarpık bir gülüşle beni süzdüğünü gördüm baştan aşağı süzerken gözleri bacaklarımda oyalandı ama bacakların mı yoksa ayıcıklı pijama şort mu dikkatini çekmişti anlayamadım. Bu durumdan rahatsız olmuştum ve belirtmek için yerimde kıpırdandım gözlerini bacaklarımdan aldı ve gözlerime kenetledi. ne yapacağımı bilemediğim için gözlerimi ellerimle diktim ve ellerimi inceledim. bu sırada da pınar teyzem Mert'i ve beni süzüyordu.
Pınar teyzem "Mertciğim bu güzel ve şirin kız da Çisem!" Dedi bu seferde eliyle beni işaret etmişti bu sırada mert elini bana uzatarak
"tanıştığıma memnun oldum şirin kız" dedi ve yüzüne çapkın sırtışını yerleştirerek elini sıkmam bekledi.
Ah inanamıyorum!! sevdiğim adamın elini resmen tutacaktım. elimi çekingen bir tavırla uzattım ve
"Ben de" dedim elini sıkarken. Eli o kadar güzel ve bakımlıydı ki kendi elimden utandım uzun parmakları ve belirgin de damarları o kadar güzel ve dikkat çekiciydi ki Bir an kendimi kaybettim. resmen ben buradayım diye bağırıyordu!! Sadece eli bile bu kadar etkiliyorsa kim bilir...ah! Ne diyorum ben. Mert'in erkeksi sesi ile irkildim. Ve hemen gülümseyerek yüzüne baktım.
"Annem senden çok bahsetmişti, çok merak ediyordum. Gerçekten anlattığı kadar şirin ve güzel birisin"dediğimde kalbime sancı girdi ne diyordu bu adam böyle? artık emindim katilim sevdiğim adam olacaktı.
"Şey...teşekkür ederim o sizin tatlılığınız... ay yani şey...Iııı...kısacası teşekkür ederim". Diyip gözlerini tekrar ellerime diktim annem ve pınar teyzemin gülmekten yüzleri kızarmıştı mert'inde kahkahasını duydum. O an merte odaklandım. Bi insan nasıl kahkaha atarken dünyadaki bütün varlıklardan daha güzel ve daha çekici olabilirdi?sadece gülüşü bile aşık olmam için yeterli bir sebepti...Ben bu adamın gülüşüne aşıktım.Ben bunları düşünürken sanki mert onu izlediğim anlamış gibi birden bana baktı ve direk gözleri gözlerimi buldu. Gözlerinde çok kısa bir anlığına bir duygu belirtisi oldu zannettim. Ben bakışını anlamlandıramadan tekrar gülmeye başladı. Ve bende yer yarılsa da içine girsem diye dua ettim. Domates gibi gözüktüğümden hiç şüphem yoktu.
Gözlerimi yerden kaldıramıyordum. Yüzümün utancımdan dolayı aldığı şekli Mert'in görmesini istemiyordum ama sevdiğim adamın gülüşünü görmeyi de istiyordum. Neyse ki annem konuşarak dikkati kendi üzerine çekti.
"Bende kahveleri hazırlıyordum. isterseniz bahçeye geçin bende kahveleri alıp geliyorum"dedi merte itiraz istemez ses tonuyla. Mert sağ bileğindeki saatine baktı. Pınar teyzem mertin itiraz edeceğini anlamış olmalı ki
"Hadi oğlum, bir kahve İçimlik vaktin vardır değil mi?"dedi ve bir süre bekledikten sonra
"Çisem hakkında da konuşmamız gereken ufak bir konu var." Dedi ve gülümsedi. Pınar teyzenin söylediği son cümleden sonra vücudumu bir heyecan esir aldı. kafamda şekilli şu kulluğu bir sürü soru ebelemeç oynuyordu. sorulardan bir tanesi ebemi çok fena kovalıyordu. yoksa...yoksa...Allah'ın emri ile beni mi isteyecekti?
Bilinçsizce "Oha...yok canım!!" Diye tiz bir sesle cırladım ve sonra dalga geçercesine güldüm...güldüm ama bu 2 saniye sürdü. Çünkü herkes bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Seslimi söylemiştim? Hayır! Böyle bir rezillik yapmış olamazdım değil mi? Ama acı gerçek annemin sorusu ile yüzüme tokat vurur gibi vurdu.
Annem "Noldu kızım? Niye bağırdın?" Dediğinde ben ölmeyi diliyordum. Daha fazla rezilliği kalbim kaldıramazdı. Ne diyecektim ben şimdi? Ah! Buldum!
"Ayy! Anne ben fırına kek koymuştum...sanırım yandı...burnuma koku geldi de!" Dedim ve dudağımı ısırdım. Merte kaçamak bir bakış attığımda gözleri dudaklarımdaydı.

Vee bölüm sonu..!!!
Nasıl buldunuz?
Umarım beğenmişsinizdir..!
Lütfen yorumlarda belirtin.😊

Her Kedinin Sana Çıktığı SaatlerdeyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin