Medya~Mert
Arkadaşlar bölüm biraz geç geldi. Ameliyat oldum. O yüzden yayınlayamadım. Özür dilerim. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Şimdiden teşekkür ederim...Keyifli okumalar😊💜Mert'in yanımdan geçerken bana o gülüşü sunduğunda kalbim vücudumda bağımsız Çılgınlarcasına dans etmeye başladı. Mert'in ve ailemin bu sesi duymaması için dua ediyordum çünkü aynı zamanda boğazımda da atıyordu. Mert'in sesi ile irkildim ve düşüncelerden sıyrılarak ona döndüm.
"Gelmeyecek misin?"
Ah! Sen istersinde gelmem mi!
"Ha! şey..evet geliyorum siz önden buyrun."
utançla zoraki gülümsedim mert bana doğru yürüyerek önümde durdu ve sağ elini sol omuzuma koyarak
"İşyeri dışında benimle sizli bizli konuşma ayrıca bey lafınıda duymak istemiyorum."
Dedi itiraz istemeyen bir ses tonuyla ve o nadir görünen sıcak gülümsemesinden sundu.
"Pe..peki...mert"
Dedim gülüşüne eşlik ederek. Ardından omuzumdaki eli belimi kavradı. Yüzüne baktığımda bir an benden etkilendiğini zannettim ama 1-2 saniye sürdü Umut bağlayamazdım hem çok da emin değildim belki yanlış anlamış olabilirdim.
Mert "Hadi bakalım bizi bekliyorlar."
Dediğinde bende olumlu anlamda kafamı salladım. Mert belimdeki elini çekmeden ikimizde masaya yürüdük.
Ben az önceki yerime oturdum mert ise babamın yanına gidip selamlaştıktan sonra sağ tarafıma oturdu. Bana bu kadar yakın olması beni heyecandan ateşe sokup çıkarıyordu. vücudum alev almaya başlamıştı.
Annem Mert'in çayını koydu ve muhabbet etmeye başladı.
Annem mert ve babam iş hakkında konuşuyorlardı.
Babam Mert'i tek başına bir holdingi yürüttüğü için tebrik ediyordu annemde babama katıldığını belirtmiş ve tebrik etmişti. Beni ise sadece Mert'i seyrediyordum. Bir süre sonra Mert'e çay doldurmak için kalktım. Mutfakta çayı koydum. Mert'e çayını verdim. Dökmediğime şükür ederek yerime geçtim. Onlar konuşmaya devam ederken ben de rahatça kahvaltı ettim.
Annem birden ismimi söyleyince refleks olarak irkildim ve sağ tarafıma yani annemin olduğu tarafa döndüm fakat Mert'in koluna çarpmış ve elindeki çayı üstüne boca etmiştim. panikle ayağa fırladım ve çığlık atarcasına
"Ayy!!! Çok özür dilerim!! Ben...birden irkilince..şey oldu yani size çarptım.
iyi misiniz? çok yandınız mı?"
Derken ellerim gömeleğinin düğmelerine gitti. Kendimden bihaber bir şekilde hareket ediyordum. Endişe duygusu vücudumu esir almıştı.
"Gömleğinizi çıkarın, daha kötü olmasın!" Dedim ve sn üstteki düğmesini açmıştım ki mert ellerimi tuttu
"Sakin ol, Ben iyiyim...çay o kadar sıcak değildi." Dedi gülümseyerek.
Yanağımdan bir gözyaşı süzüldü. Mert'in canını yakma düşüncesi benim canımı daha da çok yakmıştı.
Mert de bunu fark etmiş olacak ki kaşları çatıldı.
"Hadi kıyafetimi değiştirdikten sonra şirkete geçeriz" dedi ve başıyla kapıyı gösterdi. Ardından anneme ve babama dönerek "Biz artık kalkalım efendim." Dedi ve babamla el sıkıştı. Annemlede sarılıp yanıma gelerek bel boşluğuma elini koydu ve kapıyı açtı. Dışarı çıktığımızda
"Özür dilerim...Gerçekten canını yakmak istemedim...doğruyu söyle canın yandı mı?" Of! Lanet olsun sesim titremişti. Ağzımdan ufak bir hıçkırık kaçtı eş zamanlı olarak bir gözyaşı süzüldü.
Mert yüzümü ellerinin arasına alarak
"İnan şu an senin ağlaman canımı daha çok acıtıyor" dedi ve sol yanağımdan akan göz yaşını baş parmağı ile sildi.
Mert'in bu dedikleriyle şaşkına dönmüştüm. Bana mı demişti bunları. Yok canım kesin öldüm ve şu anda cennette bana verilen ödüllerden birini alıyordum. Of! Lanet olsun ne saçmalıyorum ben böyle. Düşüncelerimden sıyrıldım ve Mert'e gözlerimi kırpıştırarak baktım. Mert bir an afallamış gibi ellerini birden çekti
"Yani..şey sonuçta bir bayansın ve hiçbir bayanın benim yüzümden ağlamasını istemem. Hem ben iyiyim"
Tam bir ego yığını. Nasıl birden bu kadar değişebiliyor. Ne olurdu sanki bu anı bozmasaydı. Bu sinirle
"Ben sana değil karın kaslarına ağladım. Güzelim çikolota kareleri eriyecek diye!" Aman Allah'ım bunları ben mi demiştim? Lanet olsun! Diye söylenirken Mert'in yüksek sesli kahkahası kulaklarıma doldu. Bu kahkahası beni daha çok öfkelendirmişti ve germişti. Kahkahalarının arasında "Ka-karın kaslarım erir diye mi..şey ettin" dedi ve elini karnına koyarak gülmeye devam etti.
"Ya mert lütfen gülme. İstiyerek demedim. Ağzımdan kaçıverdi."
Ama sanki komik birşey demişim gibi daha da şiddetli gülmeye devam etti.
"Ya mert valla ağlarım" dedim ve dudaklarımı büzdüm. Mert kendisini durdurmaya çalışarak
"Tamam güzelim tamam daha sonra konuşuruz" bende utançla gülümsedim. Bana 'Güzelim' demişti! Bana!
Mert gülümseyerek kapıyı açtı
"Geç bakalım" evine mi girecektim.
"Sen giyinip gel istersen kapıda beklerim ben." Ne kadar istesemde istekli görünemezdim. Umarım itiraz ederdi.
"Çisemciğim içeri gir" dedi ve başıyla içeriyi işaret etti ve belimden nazikçe ittirdi. İlk defa mertin evini görecektim. Yine bir heyecan vücudumu esir almıştı.
"Sen geç otur ben hemen geliyorum."
Gülümseyerek kafamı salladım. O da gülümseyerek yukarı çıktı. Salonu incelemeye başladım. Salona siyah ve beyaz hakimdi. Fakat beyaz çok az kullanılmıştı. Koltuklar siyah ve deridendi, ortadaki sehpada siyahtı ve çok hoştu. Üzerinde beyaz objeler vardı. İncelemeye devam ediyordum ki
Mert'in sesini duydum
"Çisem rica etsem bana yardımcı olabilir misin?" Dedi ve eliyle ensesini kaşıdı. Eridim be adam! Gömleğini mi çıkarmıştı o! Şu an Mert karşımda yarıçıplak bir şekilde duruyordu. Sertçe yutkundum. Bir insana esmer ten bu kadar mı yakışırdı? Hele karın kasları inanılmaz derece dokunma isteği oluşturuyordu.
"Anlıyorum karın kaslarıma aşıksın ama yardımcı olur musun?" Dedi alayla gülerek. Kendimi hemen topladım. Bende alaylı bir gülüş takındım
"Hıh aşık mışım! Birçok erkekte karın kası var neden seninkine olayım?"
"Bende onu diyorum ya. Söylesene neden benim kaslarım?" Güldüm ve konuyu dağıtmaya çalışarak
"Dalga mı geçiyorsun?" Bir adım attım ve "sana nasıl yardımcı olabilirim?"
Diye devam ettim. Güldü ve yürüyerek yanıma geldi.
"Normalden kravat kullanmam"
Bende bir anlık boş bulundum ve bilinçsizce
"Biliyorum" dedim. O da kaşlarını kaldırarak anlamayan gözlerle bana bakıyordu. Bu yüz ifadesi çok tatlıydı fakat bunu düşünemezdim şimdi bir bahane bulmam gerekiyordu.
"Eee...şey..her sabah görüyorum da ordan şey ettim." Dedim zoraki gülümseyerek.
"Şey benden istediğin nedir?" Diyerek devam ettim. Mert çapkın bir gülüş eşliğinde "Benim için sen seçer misin?" Dedi ve biraz daha yaklaştı.
"Zevkim çok kötüdür" dedi ve gözleri dudaklarıma kaydı. Bunu ne kadar sık yapıyordu. Ben ise birden endişelendim ve refleks olarak dudağımı ısırdım. Mert kaşlarını çattı ve dudaklarıma eğildi. Beni mi öpecekti şimdi? Heyecandan ellerim titremeye başlamıştı. Sertçe yutkundum. Mert heyecanımı farketmiş olacak ki güldü ve nefesi dudaklarımın üstünü yakıp geçti. Resmen can çekiştiriyordu. Mert dudaklarıma biraz daha yaklaştı. Ben ise ölüme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Kedinin Sana Çıktığı Saatlerdeyim
Genç Kız EdebiyatıÇisemin liseye başladığı ilk yıl okuluna stajer öğretmen olarak gelen Merte olan aşkı ve ilk aşkı olan Mert'in teyzesi sayılacak kadar yakınının oğlu olması ve genç kızın bunu bilmemesi. Mert genç kızın evinin tam karşısındaki evde oturuyor olur. O...