Medya~Mert
Yine erken gelen bi bölüm.
Arkadaşlar vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin. 😊Mert'e son bir kere baktıktan sonra Pınar teyzeme dönüp sıkıca sarıldım ve
"Pınar teyzecim şimdi okula gitmem gerek gitmeden tekrar görüşelim olur mu?"
Dedin mi doğruldum. Pınar teyzem
"Olur tabi tatlım gitmeden mutlaka seni göreceğim merak etme" dedi.
Aklıma gelen fikirle gülümsedim
"Öyleyse perşembe günü yemeği birlikte yiyoruz!" Dedim coşkulu bir sesle ve kıkırdadım dedim Mert'in de güldüğünü duydum.
Annem araya girdi
"Aaa evet perşembe günü kesin bekliyorum Mertcim gelirsin değil mi?" Dedi.
Üçünüz de umutlu gözlerle Mert'e baktık mert ise kararsız kalmış gibiydi kısa bir süreden sonra
"Peki gelirim." Dedi ve gülümsedi.
Pınar teyzem "Öyleyse siz işten direk buraya gelirsiniz oğlum yani çisem de yanında olsun." Dedi
Birden gözlerimiz Mert'le kesişti yüzünde muzip bir ifade vardı gözlerini gözlerimden çekmeden
"olur tabi anneciğim" dedi.
Bir heyecan dalgası vücudumu esir alırken düşüncelerimde boğuldum.
Kendimi bir an Mert ile evli olarak düşündüm. Aynı yerde çalışacaktık. Akşam eve birlikte dönecektik. Ailemizle yemek yiyecektik. Hayali bile beni huzur ve mutlulukta boğuyordu.
Ve ben bunları bir günde olsa perşembe günü yaşayacaktım.
Birden Mert'in sesi doldu kulaklarıma irkildim ve ona döndüm.
"Olur değil mi Çisem hanım"
Dediğinde merte kocaman gülümsedim ve
"Olur tabi...sizin için de sorun değilse yani"
Mert'te bana gülümsedi ve anneme dönerek
" biz perşembe günü Çisem ile birlikte geliriz o zaman" dedi.
Annem de gülümseyerek
"tamam Mertciğim" dedi
Pınar teyzem"Hadi o zaman çıkalım."
Okul aklıma geldi ve
"Ay evet ya geç kaldım ben gidiyim. Hepinizi öptüm!" Dedim ve koşarak Uzaklaştım. 'hepinizi öptüm' ne be lanet olsun yine son dakika rezil olmuş ve kendi kaleme gol atmıştım. Bugün gollere doyamıyordum. bu düşünceler ile okula varmıştım. Herkes derste olduğu için bahçe boştu. Hemen müdürün yanına gittim ve kiyafet için ona birkaç bahane sundum. İzin aldıktan sonra yukarı çıkıyordum ki zil çaldı hızlı adımlarla merdivenleri çıktım ve koridorda sınıfına doğru yöneldim bu sırada da öğrenciler sınıftan çıkmaya başladı tam sınıfın kapısına çekecektim ki elimin üstüne bir erkek eli geldi. Elimi dçekmeye çalıştım ama sadece çalıştım. hayvan gibi güçlü davar.
Tahminimce bu kişi Ardaydı. Yavaş yavaş sinirlerim tepeme doğru yol almaya başlamıştı. elini elimin üstüne bastırdığında ve sıktığında elim kapı kolunda olduğu için canım acımıştı ve ağzımdan ufak bir inleme kaçtı ne yapıyordu bu piç?!
"Canımı acıtıyorsun Arda!" Diye dişlerimi sıkarak konuştum. Sığma baktığımda bir çok insan bizi izliyordu al işte yine rezil olmuştum.
Arda "benimle konuşacaksan bırakırım tabii güzelim" dedi kulağıma eğilerek konuşurken sıcak nefesi kulağıma doğru çarpmıştı. İğrenmiştim.
"Ta...tamam baş belası tamam "
Diyerek bağırdım.
"Aferin güzelim uslu ol"
Dedi ve kulağımın altından boynuma doğru öperek yol aldı. O anda etraftaki insan müsfetlileri Islık çalmaya başladı.
Arda "Siktirin gidin lan, ben gelip dağıtmiyim şimdi sizi!"diyerek bağırdı. Arda sınıf kapısını açık içeridekileri
"Çıkın lan dışarı!" Diye sınıfta kükredi.
Herkes koşar adımlarla sınıftan çıktı.
yasemin neredeydi bu Piskopatla yalnız kalmak beni ürkütüyordu herkes çıktı. kapı kapandı arda sırıtarak üzerime doğru gelmeye başladı.
"Arda! Yaklaşma..lütfen beni korkutuyorsun!"
Ardanın bana doğru attığı her adımda ben bi ardım geri gidiyordum. Arda'nın pis sırıtışı büyürken arkamdaki duvara bedenimin çarpmasıyla durdum.
O da üç büyük adımda aramızdaki mesafeyi kapattı. Önüme düşen bir tutam saçı tuttu ve burnuna götürerek kokusumu derince içine çekti. Saçımı kulağımın arkasına tıkıştırıp elinin tersi ile yüzümü yavaşca okşamaya başladı. Korkudan titriyordum. Bana dokunmasını istemiyordum. Gözlerimden süzülen bir damla gözyaşını sildi ve çenemden tutarak başımı yukarı kaldırdı.
"Neden ağlıyorsun güzelim?" Dedi. Sesinin sakin tutmaya çalışıyordu.
"Titriyorsun da benden bu kadae mı korkuyorsun? Bu kadar mı nefret ediyorsun? Bu kadae mı korkunç biriyim senin gözünde?" Dedi. Sesi titreyerek çıkmıştı. Liseye başladığımdan beri peşimdeydi. Bu kadar mı seviyordu beni? Daha doğrusu bu sevmek miydi? Bir insan sevdiği değer verdiği bir insanı neden korkuturdu ki? Bu düşüncelerden sıyrılarak Arda'yı dinledim.
"Bu kadar mı değersizim senin gözünde?" Dedi ve derin bir nefes aldı. "Bana bir kere bile şans tanımadın. Sana kendimi tanıtmama izin vermiyorsun Çisem." Diye devam etti.
Haklıydı. Her zaman bütün hakaretlerimi alttan alıyordu. Arda benimle ne zaman iletişime geçmek için çabalasa ona hakaret ederek yanından ayrılıyordum. Hiçbir kızla birlikte olduğunu görmemiştim karşılık almadığına rağmen dört senedir karşılıksız seviyordu beni. Yani seviyorum diyordu. Bana göre takıntı yapmıştı. İstese okulun bütün kızları önünde sevgili olmak için sıra olurdu. Çünkü Arda hem çok yakışıklı hem de okulda bütün öğrencilere sözünü geçire tek erkekti... böyle birinin sevgilisi olmak bu kızlar için çok havalı bir durumdu. Ama benim için öyle değildi işte Arda'yı bir insan olarak seviyordum daha fazlası olmazdı ben Mert'i seviyordum mert bunu bilmiyordu. benim hakkımdaki düşünceleri çok iğrençti ama vazgeçemiyorum demekki arda da ayni benim gibi vazgeçemiyordu tek bir farkla..Arda benden takıntı olarak vazgeçemiyordu. Ayrıca mert düşüncelerini yüzüme karşı söylememişti de. Eğer Öyle olsaydı, nasıl bir durumda olurdum bilmiyorum.
O an Ardayla aslında çok iyi arkadaş olabileceğimiz geldi aklıma. Ardaya gülümseyerek
"Arda" dedim. Onunda hemen yüzü gülmüştü. Gülüşüme eşlik ederken
"Biz...istersen çok iyi arka-" diye devam ediyordum ki Arda dudakları ile dudaklarıma kapandı. Ve konuşmamı engelledi. Sadece dudaklarıma baskı uyguluyordu. Susturmak için kapanmıştı, öpmek için değil... ama yine de bu iğrençti. İlk öpücüğüm Mert'in olmalıydı. Yıllardır bunun hayalini kuruyordum. Ellerim ile Ardanın göğsünü sertçe ittim fakat milim bile oynamamıştı. Sadece dudaklarını çekti. Gözlerimin içine bakarak "Sakın cümlenin devamını getirme...Sakın!" Diye bağırdı.
"Ama.." demiştim ki boşta olan eli ile bacağımı tuttu ve sıktı. O an canım çok yanmıştı ve o acıyla ağzımdan bir inleme kaçtı.
Arda pis pis sırıtarak
"İşte güzelim...bu inlemeni başka zamanda, başka mekanda ve başka bir uygulama ile duymak istiyorum. O zaman inan ikimiz içinde daha zevkli olacak!" Gözlerim acıyla dolarken aynı zamanda da dediği şeylere inanamayarak gözlerimi irice açtım. Anında ardaya karşı içimde muhteşem bir iğrenme duygusu kabardı. Ne diyordu bu manyak?
"Arda canımı acıtıyorsun...bırak!" Diye bağırdım. Bıraktı ve bir adım geri gitti.
Arda saçımın bir tutamını alarak oynamaya başladı. Diğer elini de cebine sokmuştu.
"Neyse güzelim, yarın bu sınıfa geçiş yapacağım. Seni daha fazla görebilmek için. " dedi ve pis pis sırıtmaya başladı.
Hayır! Doğru duymuş olamazdım değil mi? Tenefüslerimin zehir olduğu gibi derslerimde mi zehir olacaktı?
İçim korku ve endişeyle dolup taştığı sırada göz yaşlarım benden bihaber süzülüyordu. O an son cesaret kırıntılarımı kullanarak
"Lanet olsun! Cidden peşimden köpek gibi koşmaktan bıkmadın mı? Nasıl bu kadar gurursuz olursun Allahın belası!" Diye avazım çıktığı kadar bağırdım ve karşılığında sert bir tokat yedim...Arda bana tokat atmıştı.Arkadaşlar nasıl gidiyor bilmiyorum lütfen yorumda düşüncelerinizi bildirin. Sizce bölümleri kaç günde bir atmalıyım. Böyle 2 günde 1 atarak sıkıyor muyum sizleri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Kedinin Sana Çıktığı Saatlerdeyim
ЧиклитÇisemin liseye başladığı ilk yıl okuluna stajer öğretmen olarak gelen Merte olan aşkı ve ilk aşkı olan Mert'in teyzesi sayılacak kadar yakınının oğlu olması ve genç kızın bunu bilmemesi. Mert genç kızın evinin tam karşısındaki evde oturuyor olur. O...