asshole • noorhelm

0.6

Akşam geldiğinde gerçekten de bir parti düzenlemiştik. Okulun çoğu bizim evde verdiğimiz partideydi. William'ın imasından sonra partinin ana temasını çizgi film olarak belirlemiştik. Bu yüzden benim üzerimde de Barbie kostümü vardı.

Vilde çok zayıf ve güzel olduğumu söyleyip zorla bu kostümü giydirmişti. Pembe eteğim ve beyaz askılı gömleğim normal olabilirdi ama uzun pembe topuklulularım ile kafamdaki tacın komik olduğuna emindim.

Eskild'in masaya çıkmasıyla herkes ona dönmüştü. Twerk yapmaya başladığında salonumuzdan kahkaha sesleri yükseliyordu. Kırmızı rujlu dudaklarımı yaladım ve yanımda somurtarak oturan kızlara çevirdim başımı. "Problem ne?"

"William mesajlarıma cevap vermiyor."

"Jonas'ın sevgilisi varmış."

Kafamı onlara çevirdiğim sırada Sana'nın şaşkınca söylediği sözleri duydum. "Bunların burada ne işi var?"

Gözlerim hemen hedefe kilitlendi. Penetratorlar, buradaydılar. "Siktir," dedi Chris ben ayağa kalktığımda.

William'ın karşısına dikildim. Eva ile Sana da hemen arkamdaydı. William'ın arkasında ise Christoffer vardı.

Herkesin gözü aramızdaki gerilimdeydi. Birbirimizi kısık bakışlarla süzmemizden az sonra olası bir kavga söz konusuydu. Önce perçemlerini kesecektim böylece kızları etkilemek için ellerini koyacağı tek yer başka bir yer olacaktı.

"Willhelm," dedim yapmacık bir biçimde gülümserken. Kollarımı göğüs hizamda birleştirdim. "Gelmeyecektiniz. Üstelik konsepte uygun bile değilsiniz."

Gözlerimle arkasındaki Chris'i kısaca süzmüştüm. İkisinde de siyah deri ceket, siyah kot ve beyaz gömlek kombini vardı. Penatratorlar birbirlerinin kopyası gibi görünmekten zevk alıyorlar gibiydi.

"Kararımızı değiştirdik. Ayrıca davetinizde konsept olduğunu belirtmemiştiniz." Hafif bozulur gibi olduğumda sırıtan William'a yumruk atmamak için tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. Şarkı durdurulunca William'a destek çıkan birkaç sesi duymuştum. Bu daha da sinirlenmeme yol açarken Vilde'nın dudaklarını kemirerek bizi izlediğini gördüm. Sana ve Christina'ya onu götürmelerini işaret ettim. Burada durdukça taraf seçmek zorunda gibi hissediyordu ve sonunda beni seçmeme ihtimali deli gibi korkutuyordu. Bu yüzden göndermiştim onu.

"Neden burdasınız?" dedim Vilde'nın gittiğinden emin olunca. Parmaklarını şıklattı ve şarkı kaldığı yerden devam etti. Bu bir nevi çevremizdeki insanlara dağılmalarını söylemekti. Tanrı aşkına neden her şey onun çevresinde dönüyor gibi davranıyordu?

"Bana kafa tutan bu güzel çaylağı tanımak istedim." Bunu kulağıma eğilerek söylemişti. Bu yüzden ben dışında kimse duymamıştı.William'ı ittirdim. "Ne istiyorsun?" Uzun saçlarını geriye attı ve hafifçe gülümsedi. "Randevu."

Kolundan sürükleyerek onu mutfağa soktum, kapıyı kapattıktan sonra ona döndüm. "Bizden uzak dur Willhelm."

"William."

Ellerimi yüzüme kapatıp ona sırtımı çevirdim. Bilerek yapıyordu. İntikamını almaya çalışıyordu. Eğer Vilde duyarsa yanlış anlayabilirdi.

"Daha adını bile bilmiyorum," dedim çığlık atar gibi. Bu işten sıyrılmam gerekiyordu. En kolay yol istenmeyecek bir kızı oynamaktı. Şu yaşıma kadar istenmeyen olmak kolaydı. Fakat kendim gibi olduğumda da bana çekilmeye devam ederse ne yapacaktım?

"İstediğini söyleyebilirsin," dedi önüme geçip ellerimi indirdiği sırada. Büyük elleri ellerimi sardığında ellerim kaybolmuştu. Ellerimi çekip kapıya ilerledim. Temasımızın etkisini kafamdan atmaya çalışıyordum. Çünkü kalbi onun için atan yakın arkadaşımı unutmamalıydım.

"Şerefsiz demeyi seçiyorum," dedim ve mutfağı terk ettim. Neden mutlu değildim? Neden içimde bir huzursuzluk vardı?

Cebim titrediğinde telefonumu çıkardım. Mesaj gelmişti.

Willhelm: Er ya da geç bu randevu gerçekleşecek, biliyorsun. :)

Numaramı nereden bulmuştu?

Noora: Numaramı nereden buldun?

Willhelm: Ben bir şeyi isterim ve olur.

Willhelm: Numaranı istedim ve buldum.

Willhelm: Sıradaki sensin.

Hiçbir zaman vote ve yorum talep etmedim ama lütfen bir saniyenizi ayırıp o yıldızı doldurun ve hikayenin gidişiyle ilgili yorumlarınızı belirtin. Sizi seviyorum, xoxo.