Finalden önceki son bölümdü. Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Sizi seviyorum,xoxo."Uzun zamandır gülmüyorsun. Gülüşünü özledim," dedim kitap okuyan Vilde'nın yanına oturduktan sonra. Zar zor cesaretimi toplayarak buraya gelebilmiştim. Şimdi ise nasıl başlayacağımı, ne diyeceğimi bilmiyordum. Tek istediğim Vilde'nın beni affetmesiydi.
"Onca şey yaşandı Noora. Kalbim fazlaca kırıldı. En yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim. Güvenim yok oldu. Nasıl gülmemi bekleyebilirsin?" Yüzünü benim tarafıma çevirmemesi kalbimi acıtırken kurduğu cümleler ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyordu.
"Christina'nın doğum gününde beni öyle çağırmak senin fikrindi değil mi? Senin gibi hissetmemi istedin. Başardın Vilde, kendimi bok gibi hissetmeme sebep oldun," Sol gözümden inen bir damla yaşı sildim. Gözlerimi yukarı diktim çünkü daha fazla gözyaşı istemiyordum. Güçlü olmalıydım. Eski Noora'nın geri geldiğini göstermeliydim. Sesim titremesin diye öksürdükten sonra devam ettim. "Yemin ederim böyle olmasını istemedim. Kaçtım ondan Vilde, ondan nefret ettiğimi gösterdim. Bana geldiği her seferinde tersledim. Seni bir an olsun unutmadım. Ben sana ihanet etmedim Vilde."
"Ben onu izlerken o hep seni izliyordu Noora. Nereye gitsen çevrende o vardı, görüyordum. Sen görmedin. Düşündüm ki Noora cidden bana bunu yapmaz. Lanet olası Penetrator tişörtünü her gün giyen onlarca kızdan farklı olduğunu düşündüm. Şimdi görüyorum ki sen onlardan daha berbat haldesin. Sen benden daha berbat haldesin. Çünkü William da sana aşık."
Bankta yan dönerek bana baktı. Burukça suratını gördüğümde gözyaşlarımı daha fazla tutamadım. Onu o kadar çok özlemiştim ki. Haftalar sonra burukça bir tebessümü bile ağlamama sebep olabilmişti. "Senden özür dilemeyeceğim Vilde. Çünkü onu seviyorum. Belki yanlış, belki pişman olacağım ama yıllardır birine karşı böyle hissetmedim anlıyor musun? Bunu kaybetmek istemiyorum," dedim sona doğru kısılan sesimle.
"Son günlerde yanımda olmadığın için belki bilmiyorsundur Noora. Benim bir sevgilim var. O mükemmel değil. Popüler sayılmaz. Bana güzel sözler söyleyemiyor belki ama onu seviyorum. Benim gibi kusurları olması değil bizi uyumlu yapan. Birlikte olduğumuzda zamanı durdurabiliyoruz bu yüzden biz birlikte mükemmeliz." Elimi elleri arasına aldı. Günler sonra Vilde ile konuşmak daha da ağlamama sebep olurken eski Noora'yı unutmuştum bile. Belki de birini sevmenin sizi değiştirebileceğini kabullenmek gerekiyordu. Belki de bu değişimin güzel yanlarını görebilmeliydim.
"Senden bir özür beklemiyorum Noora. Birini sevmek özür dileyebileceğin bir şey değil. Geçmişi telefi edemeyiz belki ama geleceği şekillendirmek senin elinde. Eğer beni geri istiyorsan güvenimi kazanman gerekecek. Ve William ile senin düşündüğüm kadar berbat bir çift olmadığını da göstermen gerek. Benim çektiğim acı kadar senin de çektiğini biliyorum. Bu yüzden seni affediyorum Noora."
Ona sarılırken doğru söylediğini düşündüm. Biz William ile berbat bir çifttik. Kavga ederdik. Nasıl sevgili olunacağını bilmezdik. Birbirimizi kırardık. Ama eninde sonunda yine birbirimize dönerdik. Bu yüzden berbatın her zaman sözlük anlamı olan berbat olmadığını bazen güzel şeyleri tanımlayabileceğini rahatlıkla söyleyebilirdim. Çünkü aşkla ilgili hiçbir şey kötü bir anlam taşıyamazdı.
"Sevgilin kim?" dedim ayrıldığımızda. O kadar fazla şey kaçırmıştım ki. Bu eksiği hemen kapatmak istiyordum.
"Jonas ve İsak'ın arkadaşı. Magnus'u biliyorsun değil mi?" Kafamı salladım. Mavi gözlü, sarışın çocuğu kast ediyor olmalıydı. Muhabbetim olduğunu söyleyemezdim ama iyi bir olduğundan şüphem yoktu. "Beni boş ver şimdi. Bunları konuşmamız bir Russ grubu gecesine bakar. William ile konuşmak için benim seni affetmemi beklediğini biliyorum. Eva'nın ağzı pek sıkı değil," Elini savuşturarak güldü. "Ne duruyorsun? Aşkına sahip çıksana."
Banktan kalktığımda doğru söylediğini düşündüm. Her şeyi düzeltmeme tek bir adım kalmıştı. William ile mutlu olabilecektim. Arkadaşlarım yanımda olabilecekti. Sonunda şans tanrısı benim varlığımı fark etmişti.
Vilde'nın yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra ona el salladım. Karşılığında o da el salladığında telefonumu elime almıştım.
Noora: Senden nefret ediyorum William Magnusson.
Noora: Sana aşığım Willhelm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
asshole • noorhelm
Short Story"Call me what you want." "I choose to call you asshole." Tüm hakları Noora'nın kırmızı ruj kabının içinde saklıdır. 15.06.17 - 26.08.17