10.BÖLÜM: ARES
KAYRA DEMİR
"Uçurumun kenarındayım... Ayağımı biraz ileri götürsem aşağı düşeceğim. Havada esen sert rüzgardan dolayı saçlarım yüzüme geliyor, gözlerimin etrafı görmesine engel oluyor. Hareket etmekten korkuyorum. Bacaklarım titriyor. Kalbim duracak...
'Afrodit...' duyduğum sesle sıçradım. Ayağım ileri gitti. Ucundayım. Düşeceğim. 'Ah güzelim! Korkma bu kadar, düşeceksin.' dedi daha yeni duyduğum ses.. Hızla arkamı döndüm. Gördüğüm şey...
Gördüğüm şey korkunçtu. Ayağım ileri gitti. Ucundayım. Düşeceğim.
'Afrodit.. Benim güzellik tanrıçam.' dedi adam. Uçurumun kenarına doğru yaklaşmaya başladı. 'Yaklaşsana bana. Yanıma gelmek istemez misin?' Kahkahası yankılandı boş uçurumda...
'Sen, sen kimsin?' kekeliyordum, sesim çıkmıyordu. Yüzüne bakmaya korkuyordum. Yüzündeki ifadeden korktuğumu hissediyorum. Bana bakıyordu. Yüzüme.. Boynuna sarılmış yılan vardı. Kocaman. Elinde tutuyordu başını. Koluna dolanmıştı gövdesini. Canlıydı. Her an saldıracak gibiydi. Korkuyordum.
Biraz daha yaklaştı 'Öğrenmene çok az kaldı Afrodit.' yanımdaydı, yakınımda. Yılan tıslamaya başlamıştı. Sesini duyuyordum. 'Asıl savaş o zaman başlayacak.' dedi yılanın başını yüzüme doğru yaklaştırdığında. Gözlerim korkudan kapandı. Ayağım kaydı. Elimi uzattım. Tuttum. Elime değen kalın deri ile gözlerimi açtığımda hızla geri bıraktım. Yılanı tutmuştum...
Panikle, 'Afrodit kim? Ne savaşı?' korkudan ardarda sorular soruyordum.
'Öğreneceksin Afrodit, öğreneceksin güzelim.' dedi. Boynuna dolanan yılan üstüme atladığında. Ayağım kaydı. Ucundayım. Düşüyorum..."
Sırtımın acısıyla inledim. Yataktan düştüğümü tavanla bakışınca anlamıştım. Kollarımı iki yana açıp tava baka kaldığımda gördüğüm şeyin etkisindeydim. Evet şey diyorum çünkü; bunun bir anlamı yok. Rüya diyemem, kabus hiç değil. Anlamı olmayan bir şey görmüştüm daha yeni. Çok gerçekçiydi. Hissettiğim boşluk. Üstüme atlayan yılan. Korkutucu. Korkmuştum...
Hastane de uyanmamdan bu yana sürekli belli aralıklarla rüyalar görüyor, sesler duyuyordum. Bu gördüğüm rüya diğerlerine benzemiyordu. Bundan öncekilerde bana bir şeyler anlatmaya çalışan birisi vardı, bunda ise beni korkutan. Her gördüğüm rüyanın bu derece gerçekçi hissettirmesi aklımı yerinden oynatıyordu.
Evet delirdim..
İçindekileri anlatamayınca deliriyormuş insan, anladım.. Artık duvarlara boş bakışlar atmaktansa, yumruklarımın izini görmek istiyorum. Bu içimdeki öfkemin, ezilen duygularımın hepsinden kurtulmak.
Toparlanıp yerden kalktığımda kendimi yorgun ve halsiz hissediyordum. Yere düştüğümden dolayı benimle birlikte yorganım da yeri boylamıştı. Bir yandan yorganı kaldırırken bir yandan da yüzüme düşen saçlarımı elimle geriye atmaya uğraşıyordum. Ayaklarıma terliklerimi giyip küçük banyoma doğru yürümeye başladım. Saçımı tarayıp dişlerimi fırçaladım ve aynaya doğru gülümsedim. Bunu her sabah yapıyordum, dişlerim beyazladığını görmek hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
FantasyBir insan düşünün ki; bedeni insan görünümünde ama ruhu bir kader tanrısı yada tanrıçası.. Kulağa garip geliyor biliyorum, hatta korkunç. İnsanın kader tanrısı yada tanrıçası olduğunu öğrendiğinde aklını kaybetmesine sebep olacak bir şekilde korkun...