2.BÖLÜM: HAFIZA
KAYRA DEMİR;
Gözlerimi açamıyorum. Üzerlerinde tonlarca ağırlık var gibi hissediyorum, aralamaya çalıştıkça yeniden kapanıyor. Buz gibi keskin soğuk yüzüme çarpıyor. Tavandan gelen bir ışık huzmesi, karanlığımın içindeki saçma rahatsızlık. Ellerimden destek alıp kalkmaya çalışıyorum, hissettiğim acıyla yatmak zorunda kalıyorum.
Bedenimde hissettiğim yorgunluk, başımdaki ağrı, ellerimdeki acı...
Hepsini, vücudumun her zerresinde hissediyorum. En çok hissettiğim şey ise, boşluk. Kendimi dipsiz bir kuyunun, karanlık ve derin boşluğunda kalmış gibi hissediyorum. Ya da çoktan öyleydim..
Gözlerimi sonunda açabildiğimde uzandığım yatağa ve odanın içine baktım. Perdeleri kapalı tek bir ışığın girmesine dahi izin vermek istemezcesine olan oda o kadar kasvetliydi ki kendimi buradan çıkmak isterken buldum. Nerede olduğumu bile bilmezken buradan çıkmak istemem oldukça saçmaydı.
Hissettiğim boşluk bu boşluktu. Hiçbir şey hatırlayamam, burasının neresi olduğunu, nasıl getirildiğimi, adımı, yaşımı, kendim hakkında hiçbir şey bilememem..
Odanın penceresini okşarcasına yağan yağmur içimde olan rahatsızlığı azda olsa alıp götürüyordu. Yağmurun sesini dinlerken odaya birinin geldiğini fark etmemiştim.
"Uyanmışsınız."
Pencereden gözlerimi alıp konuşan kişiye döndüm. Üstünde beyaz önlüğü olan bir kadındı. Yavaş adımlarla yanıma doğru yürüdüğünde, korkarak yataktan geriye doğru kaçtım. Kadın yüzümdeki ifadeyi görmüş olmalı ki,
"Korkmayın, lütfen." dedi. Yanıma geldiğinde takılı olduğunu daha yeni fark ettiğim serumu değiştirmek için geldiğini anladım. Kadının 'korkma' demesine rağmen içimi huzursuzluk kaplamıştı. Huzursuz hissetmemin sebebi ise serumu değiştirirken kadının ellerinin titremesi idi.
"Ben..Şey...Burası neresi?" dedim ne diyeceğimi bilemezken. Konuşmayı yeni öğrenen bebek gibi cümleyi kuramamıştım. Üstelik korkuyordum.
"Hastane desiniz hanımefendi." dedi kadın soğukkanlılıkla. Kadın odaya gelmesinden bu yana bir kere olsun yüzüme bakmamıştı. Böyle davranması beni daha da huzursuz ediyordu. Neden böyle davrandığını sormak istedim,
"Ben..." dedim ama cümleyi devam ettiremedim. Adım.. Adımı hatırlayamıyorum. Kaç yaşında olduğumu da...
Hızla kadına döndüğümde "Ben adımı hatırlayamıyorum." dedim şaşkınca bakarken. Hiç bir şeyi hatırlamam gözlerimin dolmasına sebep oluyordu, aynı zamanda boş hissetmeme de..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
FantasíaBir insan düşünün ki; bedeni insan görünümünde ama ruhu bir kader tanrısı yada tanrıçası.. Kulağa garip geliyor biliyorum, hatta korkunç. İnsanın kader tanrısı yada tanrıçası olduğunu öğrendiğinde aklını kaybetmesine sebep olacak bir şekilde korkun...