9.BÖLÜM: ADAM
KAYRA DEMİR
Şaşkınlığım bedenimi ele geçirmiş, yere düşürdüğüm sipariş defterini bile almama izin vermiyordu. Bedenim harekete geçip hiçbir tepki vermiyor, sadece şaşkın bir şekilde adama bakıyordum. Uyandığım süre boyunca doktor, hemşire ve hastalar dışında gördüğüm ilk insandı bu adam. Hastanede kaldığım sürede rüyamda gördüğüm, hastaneden kaçtıktan sonra ıssız karanlık sokakta çarpıştığım, şuanda da çalıştığım iş yerimdeki masada oturan ve nedenini anlayamadığım şekilde sürekli karşıma çıkan adam, şuan karşımdaydı.
Ne yapacağımı şaşırmış bir halde telaşla yüzüne baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Yüzündeki ifade beni tanımış gibi değildi, sadece yorgun bir şekilde bakıyordu. Sanki göz kapaklarında bir ağırlık taşıyormuş gibi yavaşça kapatıp açıyordu. Göz altlarında mor halkalar vardı, yüzünün pürüzsüzlüğüne meydan okurcasına. Dolgun dudakları iki üç saniyede bir nefes almak için açılıyordu sadece. Ve yine gözlerinde o anlamlı ifade vardı.
Yüzünü en ince ayrıntısına kadar incelediğimi fark ettiğimde hızla düşürdüğüm defteri hızla yerden alırken sesimi düzeltip adama döndüm.
"Hoş geldiniz." dedim.
Sesim düşündüğümden de iyi çıkmıştı. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda adam başıyla selam verirken tekrar menüye bakmaya başlamıştı.
Bir süre daha menüyü incelemeye devam ettiğinde ne aradığını gerçekten merak etmiştim çünkü geleli neredeyse 5 dakika olmuştu ve hala bakmaya devam ediyordu. Ki zaten o kadar uzun bakmasını gerektirecek yiyecekler de yoktu.
Sıkıldığımı belli edercesine sesli bir şekilde üfledim.
Üflememi duymuş olmalı ki bakışları bana döndü. "Ah! Çok pardon, ne alacağıma bir türlü karar veremedim de." dedi mahcup bir şekilde bakarken. Ama nedense sesi tam tersi, umursamaz ve dalga geçer gibi çıkmıştı. Bu adama bu kadar dikkat etmemde ayrı bir aptallıktı, hem de neden dikkat ettiğimi bilmediğim halde.
O karanlık ve ıssız sokakta, çarpışmamız da ki bakışları hala aklımdaydı. Yine anlamlı ve bir şeyler anlatıyor, duymamı ister gibi bakıyor, dudakları iki saniyede bir yine açılıp kapanıyordu. Ne dediğini anlamıyor olduğum gibi bakışlarındaki ifadeyi de anlamıyordum.
Adama cevap vermem gerektiğini unuttuğumda "Önemli değil falan diyemeyeceğim kusura bakmayın" dedim küçümseyici bir şekilde bakarken. "Görüyorsunuz ki kafenin içi aşırı kalabalık ve sizin başınızda tam 5 dakikadır bekliyorum. Neyi seçemediyseniz yardımcı olayım ben size." Sesimin sert çıkmasına sevinmiştim.
Bir anda o kendini beğenmiş bakışları yok olmuştu. Üstelik böyle bir tepki beklemiyor gibiydi çünkü gözlerini büyütmüş şaşkın bir şekilde bakakalmıştı. Bu verdiği tepkiye daha da sevinirken yüzümde yaramaz bir sırıtış oluşmuştu. Bilmiş bir şekilde yüzüne bakıp cevap bekledim. Ama o benim aksime o sert ifadesine geri dönmüş ve cevap bile vermemişti. En azından lafıma karşılık verir diye düşünmüştüm ama yanılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRODİT
FantasíaBir insan düşünün ki; bedeni insan görünümünde ama ruhu bir kader tanrısı yada tanrıçası.. Kulağa garip geliyor biliyorum, hatta korkunç. İnsanın kader tanrısı yada tanrıçası olduğunu öğrendiğinde aklını kaybetmesine sebep olacak bir şekilde korkun...