Yeni bölüüğğmm geldi. Çok manyakça değişen ruh haline sahip olduğum için bu bölümü de ruh halime bıraktım. O yazdı tüm her şeyi.
Medya Emirimiz.
İyi okumalar
Sürekli yalnızız deriz ve bunu çevremizdeki insanlara belli ederiz ki bize bir yardımları dokunsun ve yardım eli uzatsınlar isteriz. Lakin buna yalnızlık denmez muhtaçlık, zavallılık denir oysa ki yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Ve ben şu anda yalnızlığın doruğunda hayatta kalmaya çalışıyorum. Issız bir yerdeymiş gibi. Etrafıma bakınsam her nereye gitsem bile tek başımayım burada. Issız bir adada hayatta kalmaya çalışıyor gibiyim. Güm imkanlarım sağlanıyor fakat bu imkanlar ne ailemin yerini tutuyor ne de mutluluğumun. Önüme her ne sunsalar da mutluluk altın bir tepside bize sunulmuyor.
Şimdiyse aynada kendime boş boş bakıyorum. En son okulun tuvaletinde nasıl bir haldeydim. Mutlu, huzurlu, pozitif?
Şimdi ise bunlardan hiç bir eser yok. Çünkü ruhumdan kaçtı tüm olumlu şeyler.
Aynada kendi kendime bakarken solumda bir hareketlilik oluştu ve aynı zamanda kolum sarsılmaya başladı. Kendime gelmek için gözlerimi büyüttüm ve bakışlarımı gözlerimden çektim.
"Ya Hilal neden böylesin hala anlatmadın bak. Hem ne zamandır okula da gelmiyorsun. Dışarı çıkmak desek o da yok. Hem seni geçen gün çok fazla aradım başka bir kız açtı telefonu. Kimdi o beni aldatıyormusun yoksa? Sana inanamı-" bakışlarım sonunda Edanın gözlerini bulduğunda susmayı becerebilmişti. Kaşlarını çattı "Ne oldu hemen anlatıyorsun." Dedikten sonra kolumdan hışımla çekiştirmeye başladı. O bana böyle davrandıkça kendimi küçük kızın büyük bez bebeği gibi hissediyordum.
Beni kantine sokup masamıza ilerledi ve oradaki kırmızı sandalyeye beni oturttu. Kendisi de karşıma oturdu.
"Ne oldu sana böyle. Senin saçmalıklar yapıp benim de sana karşılık vermem gerekirken ne bu yüzünden düşen bin çikolatalı süt?" Gözlerimi hafif bir şekilde yumdum ve güldüm.
"Biraz... Ailesel bir olay canımı sıkıyor da ondan böyleyimdir." Dediğime karşın kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hakkı Abiyle ilgili bir şey olsaydı bu kadar üzülmezdin tamam üzülürdün ama bu kadar değil yani başka bir şey oluğunu biliyorum." Bakışlarımı masadan kaldırıp gözlerine çıkarttım. Beklentiyle bakıyordu.
"Okul çıkışı anlatırım." Masadan kalkıp kantinden hızlı adımlarla çıktım. İlk derse girmemiştim. Halbuki okula vaktinden önce gelmiştim ve arka bahçedeki merdivenlerde oturmuştum.
Şimdi de aynı yere ilerliyordum. Bazı ergen gruplar buraya gelip oturuyor ve sigaralarını nöbetçi hocadan biraz da olsun sakınarak içiyorlardı fakat sabah buraya geldiğimde ve sinirimi atmak için yer arayan bakışlarla etrafa bakarken buraya gelirken yollarını değiştirmiş olmaları pekala normaldi.
Sonunda geldiğimde şu an oturduğum yerde başkasının oturduğunu fark ettim. Kaşlarımı çatarak ona bakıyordum. Yüzünü göremediğim için kaşlarımı daha da çatmıştım. Kapüşonlusu yüzünü görmeme engeldi.
"Burası benim." Amacım sert kız imajı çizmek değildi tam tersine manyak ve deli dolu biriydim. Ama şu sıralar duygularımı ve hislerimi yutan bir olay yaşıyordum.
Kafasını hafif kaldırdı fark eden bir şey yoktu. Yanağını ve burnunu görmem dışında. "Burayı benimle paylaşmaya ne dersin?" Kafasını artık tamamiyle kaldırmış ve bana beklentiyle bakıyordu sora arkadaşım, ya da Emir. Sıramı onunla paylaşıyordum ve o da benimle mallıklarıma bir şey demeyip yanımda hep sessiz kalıyordu. Burayı onunla paylaşsam bir şey kaybetmezdim. Yanına ilerledim ve tam karşısına oturdum bacaklarımı kendime çektim. Asla etek giymezdim. Sevmezdim etek giymeyi pantolon varken. Bakışları bana kaydığında kafamı olumlu salladım. Karşılık olarak bacaklarını iki yanımdan duvara uzattı ve sabitledi. Elini cebine attı ve bir paket sigara çıkarttı. Yüzümü buruşturduğumda bakışları bana döndü. Ne oldu dercesine kaş göz yapınca gözlerimi tekrardan sigaraya çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAİNİTE #Wattys2017
Teen FictionKirletilmiş bedenlerin içindeki dokunulmamış ruhları kana bulamak kolaydır. Asıl marifet ruhumuzun mabedindeki taşları kazınmamış halde saf ve temiz tutmaktır. ~ Yıllardır onun ne yaptığını biliyordu. O hayatını sürerken gölgesi gibi ardında onu i...