34. Bölüm (Ateş ve Deniz)Özel Bölüm 4

3.3K 147 30
                                    

       "Anne. Anne bunlay çok ağlıyo."

       "Bebeğim kardeşlerin daha küçük ya ondan ağlıyorlar. Hadi gel bakalım ablası Ateş ve Deniz'le ilgilenelim olur mu?"

      "Oluy tabi."

      İkizlerin doğumunun üzerinden 4 ay geçmiş, Mısra kardeşleriyle vakit geçirdikçe onlara daha çok bağlanmıştı. Tabii bunda Ateş ve Deniz'in Mısra'yı görünce gülümsemeye başlamalarının da büyük bir etkisi vardı. 

     Masal, doğum sırasında ilk sefer ki gibi zorlanmamıştı lakin ne anne babası, ne de Yavuz yaklaşık iki ay boyunca ayağa kaldırmamışlardı genç kadını.

      "Evet küçük beyler şimdi ablanızla sizi hazırlayıp Melek teyzeye gidiyoruz. Değil mi bebeğim?"

     Masal kızının kardeşleriyle daha da yakın olması için ikizlerin hemen her şeyini Mısra ile beraber yapıyordu. Yani bir nevi Mısra ikizlerin küçük annesi olmuştu.

    Bunların haricinde çocukları ve karısının üzerine titreyen Yavuz ise her gün şükürler ediyordu. Masal'ın ona olan aşkına, kavuşmalarına, çocuklarına kısacası her şeye şükrediyordu Yavuz. Şimdi de kapının pervazına yaslanmış anne-kızın ikizlerle ilgilenmesini gördükçe yüzünde eksik olmayan tebessümle izliyordu.

      "Evet anne."

     Daha fazla izlemeyip yanlarına yaklaşan Yavuz minik prensesini kucağına aldı.

     "Aaaaa baba ya koyktum."

     "Bak sen korkmuşmuş. Seni yerim ben meleğim benim."

     Kızını öpüp yere bırakan Yavuz karısına döndü. Her gün yeniden aşık olduğu küçüğüne.

     "Aşkım hazır mısınız? Eymen aradı, Araslar gitmişler bile siz nerdesiniz dedi."

     "Tamam hayatım. ikizleri giydireyim hemen çıkarız. Çanta hazırla, doyur eh kendi hazırlığımızda vardı anca yani."

     "Tamam yavrum tamam. Bir şey demedim o zaman siz Mısra ile oğlanları hazırlayın bende çantaları arabaya taşıyayım."

      Yavuz iki bebek çantası ve ayrıca Masal ve Mısra'nın çantalarını alıp arabaya götürdü. Masal'da Mısra'nın yetirdiği kıyafetleri bebeklerine giydirip Yavuz'unda yardımıyla arabaya geçti.

     Arkada üç yavrusu yanında karısı yola çıkan Yavuz huzurluydu, belki de şuan Dünya'daki en mutlu adam kendisiydi.

     "Hayatım ne dersin bir ara babaannene gidelim mi? Hem temiz hava ikizlere iyi gelir hemde  babaanneni görmüş oluruz o gelmiyor biz ona gidelim. Nasıl olur ?

     "Ayy valla çok iyi olur aşkım. Hem belki Eylüllerde gelmek ister bizle babaannem çok sevinir."

     "Tamam hayatım sorarız onlara da. "

     Kısa bir süre sonra çekirdek aile Eymen ve Melek'in evine geldi. Yavuz Önce Masal ve Mısra'nın çantalarını ellerine verdi. Çantasını eline alan Mısra anne babasını beklemeden kapıya doğru yürümeye başladı. Kızlarının ardından gülümseyerek bakan Masal kucağına Deniz'i alıp kızını takip etti. Yavuz ise karısı ve kızının ardından kendi kendine söylenmeye başladı.

     "Ben sizinle ne yapıcam ya?"

Hayatındaki iki kızın gidişini izlemeyi bırakıp arabada kendisine çatık kaşlarla bakan bebeğe uzanıp kucağına aldı. Daha sonra ise iki ufaklığın bebek çantalarını aldı. Arabayı da kilitleyip evin kapısına doğru ilerleyen genç adam aynı zamanda minik adamla konuşmaya başladı.

Aşkın Tarihi (Öğretmenim Mi?) TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin