GÜNÜMÜZDEKİ ÇEYREK TESETTÜR

154 21 58
                                    


Egemen güçlerin bunca saldırısı ve zulmüne rağmen çarşılara, pazarlara baktığımızda başörtülü kızlardan geçilmiyor. Bardağın neresine bakalım? Hiç yoktan başı örtülü bayanların sayısı hâlâ çok sayıda diye sevinelim mi; yoksa başörtüsü ruhundan giderek soyutlandı, çarşılar başörtülü mankenlerin boy gösterdiği podyuma döndü, örtü sokağa (ayağa) düştü diye üzülelim mi?

Sürpriz olan hangisi? Az-çok kültürlü kızların başörtülü olabilmesi mi, yoksa her yönden gayri İslami yaşama biçiminin kuşattığı ve modern Batı standartlarını içselleştirmiş, özgürlük putunun kurbanı ve sosyal hayatın, sokak ve çarşının tutsağı olmuş başörtülü kızların her aklı başında müslümana "bu kadar da yozlaşma olmaz!" dedirtecek anormallikleri mi? Okullarda karma eğitimin tezgâhından geçmiş, televizyon dizileriyle büyümüş, kadın-erkek eşitliğini ve kadın özgürlüğünü bayraklaştırmış, dünyevileşmiş, İslam'ı yeterince bilmeyen, bildiklerini tümüyle yaşamanın getirdiği bedellere hazır olmayan kızların çeyrek tesettürü mü?

Şuurlu Müslümanların başörtüsü mücadelesini önemli bir Cihad gibi görmelerinin sebebi, onun Kur'an'ın bir emri, tesettürün ayrılmaz bir parçası, İslami inanç ve yaşama biçiminin dışa yansıyan bir göstergesi, Müslüman hanımın hayâ ve iffetinin bir işareti olduğu içindi.

Müslüman hanımın başörtüsüyle birlikte dış kıyafetinin özelliklerini özetin özeti mahiyette hatırlatalım: Müslüman bir kadının yabancı erkeklerle ve Müslüman olmayan bayanlara karşı yüzü, bileklere kadar elleri dışında vücudunun tamamı avrettir, örtmeleri gerekir. Hanımların, ev dışında veya yabancı erkeklerin yanında normal ev içi elbisesinin üstüne bir dış elbise daha giymeleri gerekir. Ayette şöyle buyrulur: "Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle. Bu onların tanınıp, kendilerine sarkıntılık edilmemesi için daha uygundur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (Ahzab 59)

Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir. Cildin rengini gösterecek derecede ince olan elbise ile avret yeri örtülmüş sayılmaz. Elbise şeffaf ve çok ince olmamasına rağmen uzuvları belli edecek şekilde darsa ve organların şeklini ortaya koyarsa yine tesettür gerçekleşmemiş olur. Giyilen kıyafetin, örtünen başörtüsünün, erkeklerin dikkatini çekecek şekillerde olmaması, cinsel cazibeyi ortaya çıkarmaması gerekmektedir.(O yüzden şekil ve renk olarak sade, daha çok koyu-siyah-renkte giysi ve örtü, yirminci asra kadar bütün dünya Müslümanlarının riayet ettiği ölçü kabul edilmiştir.)

Kim ne yorum yaparsa yapsın; başörtüsü Kur'an'ın emridir: "Mümin hanımlara söyle: Gözlerini korusunlar, namus ve iffetlerini muhafaza etsinler. Görünen kısmı müstesna olmak üzere, ziynetlerini (süslerini ve süs taktıkları organlarını) teşhir etmesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine (kadar) öttürsünler..." (Nur 31)
Başörtüsü teferruat değildir. Allah'ın Kur'an'da emrettiği bir farz teferruat, ayrıntı kabul edilemez. Bu mantık(sızlık)la, eğer başı örtmek teferruat ise, mesela göğsü örtmek de teferruattır; çünkü o da aynı şekilde farzdır. Başörtüsü, çarpık yorumlarla önemsiz ve hizmet(!) için taviz verilecek basitlikte görülemez, olmasa da olur denilecek bir husus kabul edilemez.

Müslüman hanım, Ahzab suresi 59. ayete göre sadece vücudunu ve başını örtmekle emrolunmamış, aynı zamanda yabancı erkeklerden eziyet görmeyecek ölçüde ve iffetli olduklarını gösterecek biçimde cilbab (çekici olamayan ve baştan ayağa örten geniş ve kalın bir dış giysi) ile örtüneceklerdir. Bu özellik, başörtüsünün şeklini de, başörtüsü dışında dış giyimin nasıl olması gerektiğini ve bunun hikmetlerinide içermektedir. Vücudu örttüğü halde dış giysinin (cilbabın) içindeki bol elbise, -cilbabsız olarak- nasıl dışarıda tesettür için yeterli görülmüyorsa, aynı şekilde elbise desenlerinden daha çekici, allı güllü, bol süslü eşarplar ve kadını cazip gösteren kıyafetlerin de tesettürde ki temel espri ve hikmeti taşımayacağı bilinmelidir.
Bilindiği gibi, Nur suresi 31. ayeti, kadınlara-istisna edilen şahıslar dışında- hiçbir erkeğe ziynetlerini göstermemelerini emretmekte.

KAÇTIĞIMIZ GERÇEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin