Kuran Haktır ("Bu(Kur'an-ı Kerim), kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir." Bakara Suresi,2. Ayet) بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm. Euzubillahimineşşeytânirracîm Bismillahirrahmanirrahim.El hamdu lillâhi rabbil âlemîn. Cezallahü anna muhammeden sallallahü aleyhi ve selleme ma hüve ehlüh.Allahümme salli ala muhammedin ve enzilhül münzelel mugarrabe minke yevmel kıyameh. ("Allâhümmeğfirlî verhamnî vehdinî ve 'âfinî verzüknî." Anlamı: "Allah'ım! Beni bağışla, bana hidayet nasip eyle, bana rızık ver, beni âfiyette daim eyle ve bana merhamet et beni nefsimle başbaşa koma gıybetten uzaktut bu dünyada öbür dünyada iyi insanlarla karşılaştır şeytanlaşmış nefisten uzak eyle müslüman kardeşlerim gönlündeki hayırlı kıl hastalara şifa dertlere deva borçlulara heda nasip eyle Annemizi Babalarımı başımızdan eksik eyleme devamlı dualarını almayı nasip eyle AMİN.
Cennet Mekân Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.leri;
"Âşık, aşk için şöyle der: Aşk atına binen kişi, hiç yorulup usanır mı? İşte bu at vücuttur. Aşkta Allah'a olan düşkünlüktür. Kul, Allah'a âşık olduğu için Allah'ın zikir meclisini arar. Allah'ı sevenleri arar. Allah'ı konuşanları arar. Allah'a muhabbet eden insanları arar. Allah'a gidebilmek için, gece gündüz uğraşır. Oturduğu yerde birisi gelip de: "Adın ne?" dese "Allah" der. Birisi tokat vursa "Allah" der. İşte âşık insan budur.
Hadis-i şerifte buyurulduğu üzere:
"Kim bir şeyi severse, onu çok anar" [1]
Ve yine "Bir şeyi sevmen seni kör ve sağır eder."[2]
Gerçekten âşık olan kimse, sevdiğinden başkasını göremez ve işitemez olur. Ona ne zaman bir şey sorulsa, hep düşündüğü sevgilisi olduğu için, sadece ondan bahseder.
Bu Aşkı, Allahu Zülcelal Hazretleri verir." Buyururlardı.
Mevlana Hazretleri de diyor ki : "Aşk, Allah'ın lütfettiği bir nurdur."
Cenabı Zülcelal Hz.leri ayeti kerimesinde "Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler" [3] buyurmaktadır.
Anlaşılacağı üzere Aşk ilahi bir lütuftur. Aşk kapısını çalarız, Rabbim açarsa gireriz. Kapının açılması için umut ederiz. Kapıyı ibadetlerimizle, güzel ahlakımızla, cömertlikle, vefayla, vs. çalmaya çalışırız. Aşk durduk yere verilmez.
"İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır." [4]
Cennet Mekân Üstadımız Abdullah Baba (ks) Hz.leri; gerçek manada aşka ulaşmaya vesile olacak, üstün ahlak numunelerinden bahsetmek üzere buyurdu ki:
"Kimseye gönül koyma; bu dünyada imtihandasın. Allah'ın izni olmayınca hiçbir şey olmaz. Sana haksızlık edeni affet. Kalbinden dahi karşındakine intikam besleme. Onu Allah için sev. De ki: 'Ya Rabbi! Bu kardeşimin on tane kötülüğü varsa on tane de iyiliği var. Her iyiliğe bire on, bire yüz sevap veriyorsun. Bu kardeşimin yedi yüz, sekiz yüz tane iyiliği var. Bana bir tane vurmasıyla kötü olmaz' diyerek boynunu bük. 'Beni gören Rabb'im var. O benim her halime vakıftır' diyerek ihsan üzere yaşa. İşte bunun sonunda aşka ulaşırsın."
İbadetsiz aşk yolculuğuna çıkılamayacağı gibi, aşksız bir ibadette şekilden öteye geçmez.
Mevlana Hz.leri;
İbadetlerin aşkı körüklediğini, kulu Allah'a (cc) yakınlaştırdığını şu örnekle dile getirir: "Şefkatli bir anne, emzirdiği çocuğunu yemeğin tatlılığına ve içeceklerin lezzetine yavaş yavaş alıştırır. Böyle azar azar yiyen çocuk, sonunda lokma lokma yemeye ve hazmetmeye alışır. Kullar da ibadetlerden kuvvet alır; manevi yönden yüksek bir dereceye ulaşır ve sonuçta Allah'a (cc) yakınlaşır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇTIĞIMIZ GERÇEKLER
CasualeKendine bir ders çıkartmak isteyenler güzel dinimizin güzelliklerini öğrenmek isteyenler doğru yerdesiniz.