Bazen hiçbir şeyi kontrol edemezsiniz ve hayatınızı başkaları kontrol eder. Ve bazen hiçbir şeyi durduramazsınız. Bu hep böyle değilmidir ?
Neden bu kurallara uymak zorundayız ? Bazen öyle şeyler olur ki hiçbirşeyin önemi kalmaz. Ne güzelliğinizin, ne yaşınızın ve en önemlisi de duygularınızın, hislerinizin. Bu kimsenin umurunda olmaz, değerli görmez. Tıpkı şuan bana olduğu gibi.
Ben Tayland prensesi, Prenses Lalisa Manoban. Sırtımın ortasına doğru uzanan sarı düz saçlara, çekik gözlü olmama rağmen büyük kahverengi gözlere ve iyi bir görünüme sahibim. Neredeyse bütün prensler beni arzuluyor. Ama bugün öğrendim ki artık hiçbirinin şansı yok. Çünkü babamın yani Tayland Kralı, Kral Jackson Manoban'un istediği kişi ile evlenmek zorundayım. Onun övmekten hiçbir zaman vazgeçmediği o muhteşem prensle.
Güney Kore Prensi, Prens Min Yoongi ile evlenmem gerekiyor aksi taktirde iki ülke arasında savaş çıkabilir. Çünkü Prens Yoongi uzun zamandır benim ile iletişime geçmeye çalışıyor ancak ben her seferinde onu reddediyorum. Çünkü henüz 17 yaşındaydım. Benimle yaşım ilerlemeden evlenmek istiyor duyduklarıma göre kalbimi başka bir prense kaptırmamdan korkuyormuş.
Şuan babamın yani Kral Jackson'ın odasındaydık. Prens Yoongi tam karşımda ki duvara yaslanmış eli cebinde ve gözlerini ayırmadan beni izliyordu. Ben ise babam ve Güney Kore Kralı, Kral Namjoon (Babasının ismini bilmiyorum gizli Min ailesii) dinliyordum. Odada bizim dışımızda Abim Prens Bambam, kuzemin Mark ve Yoongi'nin kuzenleri, Prens Jimin Ve prens Hoseok vardı. Abim bu evliliğe karşıydı, kuzenimde öyle. Biliyorum ki onlar sadece benim mutlu olmamı istiyorlar.
"Pekala Lisa, söyleyeceklerimiz bu kadar". dedi babam.
"Ne düşünüyorsun Lisa söylemek istediğin bir şeyler var mı?" diye devam etti Yoongi'nin babası Kral Namjoon.
Çekinerek "Ben..." dedim ve odaya girdiğimizden beri gözlerini kırpmadan beni izleyen Prens Yoongi'ye baktım ve devam ettim. "Söyleyecek bir şeyim yok efendim izniniz olursa odama çekilmek istiyorum."
Kral Namjoon yüzümü inceliyordu, bu adam bana neden bu kadar sıcak geliyor anlamamıştım bir baba gibi bakması içimi ısıtıyordu ama Yoongi'nin yüzüne baktıkça kanım çekiliyormuş gibi hissediyorum.
"Elbette tatlım gidebilirsin" dedi babam. Ayağa kalktım ve saygıyla önlerinde eğildim. Kapı Yoongi'nin hemen sağ tarafındaydı, temas etmemek için kendimi çok zorladım ve odadan çıktığımda tanrıya şükürler ettim. Ondan korkuyordum.
"Tanrım lütfen beri koru".
.
.
.
EVEET BU BENİM İLK HİKAYEM. ŞİMDİDEN SÖYLEYEYİM BAŞKA BİR HİKAYEDEN ALINTILAYARAK YAZIYORUM. BAŞKA KİTAPLARDA YAYINLAYACAĞIM. LÜTFEN BOLCA SEVİN.
