Keşke

527 31 2
                                    

Sırtını yatak başlığına dayamış geceliğı iyice açılmıştı. Uykuya dalmadan ona birşeyleri söylettirmeliydim.

Prenses Lisa'nın ağzından...

Şu an herşey çok hafif geliyordu bana. Yoongi karşıma oturup konuşmaya başladı. Fazlasıyla tahrik edici görünüyordu. Vücudu mükemmeldi. 

''Lisa iyi misin?'' başımla onayladım. Tekrar konuşmaya başladı. Hafif sırıtıyordu. Çok sexsi. ''Birlikte olduğumuz her gece beni istedin mi?'' dedi

. ''Anlamadım.'' dedim ve hafifçe yutkundum.

''Yani altımdayken zevk alıyor muydun?'' bana birşeyleri itiraf ettirmeye çalışıyordu.

 ''Ilk gece hariç evet.'' dedim.

 ''Neden ilk gece hariç?''diye sordu. 

''Çünkü bakireydim. Canım yanmıştı. Çok fazla yanmıştı. '' bunları söylerken kendime lanet ediyordum. Çünkü istemeden ağzımdan kaçıyordu. 

''Beni seviyor musun?'' diye sordu. 

''Bazen.'' dedim ve gülmeye başladı. Ona doğru yaklaşıp omzuna yumruk attım. Pek etkili olmamıştı. Beni belimden kavrayıp kendine çekti. Fısıldamaya başladı. Sesi çok sexiydi. 

''Bana aşık mısın?'' dedi ve dilini dudaklarımda gezdirdi. 

''Olabilir.'' dedim ve biraz kıkırdadım.Bir yandan da kendime lanet ediyordum. ''O zaman bana marifetlerini göster bebeğim.'' dedi

Bende hafif bir tebessümden sonra dudaklarını kavradım. Dizlerimin üzerinde duruyordum. O ise kendini yatak başlığına doğru kaydırıp yaslandı. Elleri hala belimdeyken dilini benim dilime temas ettirdi. Sanki ufak çaplı bir savaş vardı aramızda. Geceligimi çıkartıp üzerine iyice çıktım. Oda üzerindekilerden kurtuldu. Ben hala üstteydim. Bu sefer egemen olan bendim. Bu utanç vericiydi. Ama utanacak vaktim yoktu. Alt iç çamaşırımı çıkartıp kucağına oturdum ve yine onun içime girmesini bekledim. Çıkardığım iniltilerle birlikte içime girdi. ''Zorla beni bebeğim. Işte benim karım. ''diyerek beni daha çok tahrik etmeye çalışıyordu. Başarıyordu da. Ona yüklenmeye başladım. Saçlarını ellerimin arasına alıp dudaklarını ısırmaya başladım. En sonunda dayanamayıp beni altına aldı. ''Ahh!'' diye inledim. Yüzüme bakıp sırıtmaya başladı. Daha fazla üzerime yüklemeye başladı. Fazlasıyla terlemiştik. En sonunda durdu ve ben şükretmeye başladım. Başımı göğsüne yasladım. Eminim ki yarın onun yüzüne bakamayacaktım.

SABAH

Çoktan duş almış Jungkook'u emzirmiştim. Şimdi sıra en zor kısımdaydı. Eminim ki şimdi Yoongi uyanmıştır. Jungkok'un odasından çıkıp yatak odasına doğru ilerledim.

Kapıyı açtığımda Yoongi gömleğinin düğmelerini ilikliyordu.Bana doğru bakıp sırıttı. Ben ise ona bakamıyordum.Banyoya gideceğim sırada kolumdan tuttu. 

''Sana da günaydın bebeğim. '' dedi imalı bir şekilde. 

''Günaydın.'' dedim ve gözlerimi kaçırmaya devam ettim. O sırada beni duvara nazikçe yapıştırdı. ''Utanıyor musun?'' cevap veremedim. Tekrar konuşmaya başladı. 

''Utanmanı gerektirecek birşey yok. Dün gecenin diğerlerinden tek farkı bu sefer sende bana yardımcı oldun.''başımla onayladım. Beni öpeceği sırada kapı çaldı ve Mina içeri girdi. 

 ''Efendim Prenses'e bir mektup var.''mektubu elinden aldım.

 '' Teşekkür ederim.'' dedikten sonra Mina gitti.

 ''Büyük ihtimal ailendendir. Sonra okursun. Şimdi kahvaltıya inelim.'' dedi. Içinde yazılanları merak ediyordum. Ama yine de mektubu masanın üzerine bırakıp Yoongi ile birlikte kahvaltıya indim.

KAHVALTIDAN SONRA

Kahvaltıdan sonra Yoongi ile biraz Jungkook'un yanında eğlendik. Ardından Yoongi çalışma odasına gitti. Jungkook uykuya daldıktan sonra bende yatak odasına gittim.

Mektubu aldım. Üzerinde Tayland Kraliyetı vs yazıyordu. Yani ailemden gelmişti. Ama mektubu okumaya başladığım da ailemden olmadığını Prens Kai'den olduğunu anladım. Zarfın üstüne bilerek Tayland Kraliyetın'den diye yazmıştı ki Yoongi okumasın.Aksi takdirde Kai'den olduğunu görse hemen okurdu. Mektup'ta aynen şöyle yazıyordu.

Sevgili Prenses Lisa...

Size bir itirafta bulunmalıyım. Bu canınızı yakacak. Bundan emin olun. Fazla uzatmak istemiyorum. Aileniz, kocanız ve kocanızın ailesi tarafından kandırıldığınızı bilmenizi istedim. Siz Prens Yoongi ile evlenmeseydiniz bile iki ülke arasında savaş çıkmayacaktı. Büyükanneniz Kraliçe Maria zaten bir zamanlar bir Güney Kore Kralı ile evlenip iki ülke arasındaki anlaşmazlığa son vermişti. Kısacası Prenses kandırıldınız.''

Ne yani şimdi ben... Lanet olsun kendi ailem beni kandırmışti.

1 SAAT SONRA

Bir saattir odada oturmuş ağlıyordum. Bunu Yoongi'e soracaktım. Lanet olsun resmen saf yerine konulmuştum. Ama artık her şey için çok geçti. Ben evliydim, bir çocuğum vardı. Üstelik Yoongi'ye aşık olmuştum. Yataktan kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp Jungkook'un yanına gittim. Meleğim hala uyuyordu. Ordan da çıkıp Yoongi'nin  çalışma odasına gittim.

Yanına doğru ilerleyip karşısındaki koltuğa oturdum. ''Yoongi ailemin yazdığı mektuba cevap yazmak istiyorum. ''dedim.

 ''Tamam. Kağıt ve kalemi alabilirsin. '' dedi.

 ''Sen yazar mısın? Elimi incitmişim. Biraz sızlıyor. '' başıyla onaylayıp kağıtla kalemi eline aldı. Tuhaf birşeylerin olduğunu sezmişti.

''Sevgili ailem.'' dedim ve duraksayıp yazmasını bekledim. Ardından devam ettim. ''Sizden nefret ediyorum. ''Yoongi'nin tuhaf bakışlarını üzerimde hissettim. Ama yinede devam ettim. ''Beni eğer Prens Yoongi ile evlenmezsen iki ülke arasında savaş çıkacak diyerek kandırdığınız için.'' dedim ve Yoongi'ye baktım. Gözyaşlarımı bastırdım.

''Yapma Lisa. Bunun için üzgünüm ama tek çare buydu. '' ona bakmaya ve konuşmamaya devam ettim. Yerinden kalkıp yanıma geldi. 

''Eğer bunu yapmasaydım Prens Kai ile evlenecektin.

''Yoongi Prens Kai deyince aklıma bir şey geldi ve ellerini üzerimden çekip ayağa kalktım. ''Keşke Prens Kai le evlenseydim.'' diyerek koşar adım çalışma odasından çıktım..

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin