Kahvaltı bittikten sonra herkes bir yerlere dağılmaya başladı. Yerimden kalkıp bahçeye doğru yürümeye başladım.
Yoongi arkamdan geliyordu. Bunu hissedebiliyordum.Bahçenin ortalarına doğru gittiğim sırada adımlarını hızlandırıp yanıma geldi ve beni durdurdu.
''Nereye gidiyorsun?''diye sordu.
'Senin olmadığın bir yere.'' dedim ve hafif sırıttım.
''Duydukların yüzünden böyle davranıyorsun.''dedi.
''Olabilir.''diye yanıtladım.
''Lisa seni seviyorum. Bunu biliyorsun değil mi?''diye sordu. Alaylı tavrıma devam ederek yanıtladım.
''Biliyorum.Boynunda ki çizik ve Kral Kral Namjoon'un söyledikleri de bunun kanıtı zaten.'' dedim.
''Bebeğim yapma.''ciddi bir tavır aldım.
''Bana bebeğim deme.''dedim sinirle.
''Dur bakalım Lisa yoksa beni kıskanıyor musun?''dedi hafifçe gülümseyerek.
''Konu bu değil. Sen tam bir yalancısın.''dedim öfkeyle. Kolumdan tutup beni kendine çekti.
''Benimle böyle konuşma Lisa. Ben bir erkeğim. Sen hamile değilken bile sana yaklaşmama izin vermiyordun. Soylesene böyle yapınca eline ne geçecek? Eğer sana yaklaşmama izin verseydin seni hergün beceriyor olurdum. '' ona basitçe baktım.
''Becermek mi? Ben senin karınım. Beni becermiyorsun. Sen sadece yani biz... Senden nefret ediyorum Yoongi ve sana bir daha asla inanmayacağım. '' dedim sözlerimi toparlayarak.
''Ister ınan ister inanma. Ayrıca karım olduğunu kabullenmiş olman hoşuma gitti.''Jimin'in'nun onu çağırmasıyla yanımdan ayrıldı. Suç bende miydi yani ? Onu kendimden uzak tuttuğum için başka kadınlara gitmesi benim suçum mu? Hiç sanmıyorum. Yarın benim doğum günüm. Birçok kişi katılacak. Yoongi'den intikam almak için iyi bir yol.
Hafifçe sırıtarak bahçede dolanmaya başladım ve bir ağacın yanına oturup bebeğimle konuşmaya başladım. Erkek olmasını diliyordum. ''Yarın babandan tatlı bir intikam alacağız bebeğim. Canı yanacak belki ama bunu hak etti değil mi?'' kendi kendime konuşurken biraz da sırıtmıştım. Bir kaç dakika sonra bebeğim karnımı tekmeledi.Hafif bir inilti çıkardım. Sanırım oda intikam için sabırsızlanıyordu.
ERTESI GÜN-LİSA'NIN DOĞUM GÜNÜ -AKŞAM ÜZERI
Ailem olmadan geçireceğim ilk doğum günüm. Ailem yoktu ama bebeğim vardı. Odamda ayna başında karnıma bakıyordum. Biraz bol giyindiğim için belli olmuyordu.
Yoongi içeri girip duvara yaslanıp beni izlemeye başladı. Bu bana Tayland'da iken babamın çalışma odasındaki halimizi hatırlatmıştı. Ona bakıp gulumsedim. Çünkü intikam alacaktım. ''Nasıl görünüyorum Yoongi? Yeterince şık mıyım?''dedim. Dudaklarını ısırıp bana baktı.
''Muhteşemsin. Hatta o kadar muhteşemsin ki hamile olmana rağmen seni yatağa atmak istiyorum.'' işi gücü sapıklıkti. Çekmeceden bir kutu çıkartıp yanıma geldi. Boynuma bir kolye taktı. Tuhaf olan şu ki üzerinde Jungkook yazıyordu. Ona tuhaf bir şekilde baktım. ''Hissediyorum. Erkek olacak ve adı da Jungkook olacak. ''güldüm.
''Ya kız olursa.
'' Öyleyse erkek bir çocuğumuz olana kadar deneriz.'' Her sözünden sex doğuyordu. Bana biraz daha yaklaştı. ''Doğum günün kutlu olsun sevgilim.'' dedi ve tam dudaklarımı öpeceği sırada kendimi geri çektim. Yanaklarım dan tutup kendine çekip dudaklarımı öptü. Gözlerimi devirdim. ''Teşekkür ederim.''dedikten sonra aşağıya konukların yanına indik.
Pasta kesimi tebrik vb. şeylerden sonra Yoongi yanıma gelip konuşmaya başladı. ''Artık ben 17 yaşındayım diye söylenemeyeceksin. Çünkü artık 18'sin. '' bu sözlerden sonra dans ettik ve sıra en zevkli kısımdaydı.
Sıra intikam almaktaydı. Gözüme kestirdiğim kişi Italya prensi oldu. Italya prensi gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Bende ona bakmaya başlayınca yalnız olmamdan faydalanıp yanıma geldi.
''Prenses nice yıllara.''dedi ve elimi öptü. Gülümseyip teşekkür ettim. Tekrar konuşmaya başladı.
''Duyduğum kadarıyla bir bebek bekliyormuşsunuz.''dedi ve gülümsemeye devam etti.
''Evet.'' deyip etrafima bakmaya başladım. Yoongi'yi gördüğümde yanında bir kız vardı. Durun bir kız değil bir sürü kız vardı.
''Dans edebilir miyiz?'' diye sordu. İtalya prensi Prens Kandell başımla onayladım. Piste doğru yürüdük. Komik şeyler konuşmuyor olmamıza rağmen nezaketten gülüyorduk. Yoongi bizi fark ettiğin de yüzü düştü.Prense biraz daha yaklaştım. Dans bittikten sonra Prens'le cam kenarında konuşmaya başladık. Yakışıklı bir erkekti. Kumraldı ve mavi gözlere sahipti. Bana iltifatlar yağdırıyordu. Muzipçe gülümseyip teşekkür ediyordum. Partimden ayrılmak için izin istediğin de gitmeden önce bana sarıldı. Yoongi kenarda resmen kuduruyordu.Çünkü ona bile böyle sarılmamıştim. Prens gittikten sonra Yoongi yanıma geldi ve resmen ateş püskürüyordu.