''ŞU HAYVANA BİRAZ DAHA YAVAŞ OLMASINI SÖYLEYEBİLİR MİYİZ? HEMEN!'' dedi Neville. O,Luna veya Ginny gibi uçmanın keyfini çıkarmak yerine korkularıyla yüzleşmeye çalışıyordu. ''İstersen bir dene. Seni dinleyeceğine eminim'' dedi Ron da alayla.
Şahgaga,tek katlı evlerin üstünden uçarak geçiyordu. Biraz sonra o tek katlı evlerin yerini göller ve ormanlık alanlar alacaktı ve en sonunda da Azkaban'a varmış olacaklardı.
Azkaban'a gitme fikri Luna'dan çıkmıştı ve istediği şey bir açıklamaydı. Kendisine değil. Yakın arkadaşı Hermione'ye Draco Malfoy'dan gelecek inandırıcı bir açıklama. Böylece herkesin içi rahatlamış olacaktı. Ve belki de Malfoy'un bu konuda herhangi bir suçu olmadığı da anlaşılacaktı. En azından Luna böyle düşünüyordu.
Harry ve Ron,Hermione'den sonra buraya en çok gelmek istemeyenlerdendi. Malfoy'un Azkaban'ı yeterince hak ettiğini ve onu orada kendi halinde bırakmaları gerektiğini düşünüyorlardı.
Ginny,Luna ile aynı fikri paylaşıyordu çünkü anlatılanlarda bir mantıksızlık olduğu kesindi. Bir insan öldüreceği kişiyi yaşatmazdı.
Neville ise pek düşünmüyordu. Yapılana uyuyordu ama sürekli aklına takılan bir şey varsa o da Azkaban'ı koruyan ruh emicilerdi. Ve tabiiki Şahgaga!
Ve Hermione...Malfoy'un sonradan yaptığı şey ona da garip geliyordu. Belki onu öldürmeye çalışan o olmasaydı minnettar bile olabilirdi ama işler daha farklıydı. Kaçırılmıştı,tehdit edilmişti,oyuna getirilmişti ve bunun yanında hastaneye götürülmesini iyilikten bile sayamıyordu. Oraya gidince ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Belki de Draco onu suçlayacaktı. Yüzünü avuçlarının içine aldı. Her şey böylesine karmaşık olmak zorunda mıydı?
''İşte yaklaşıyoruz. Söyleyeceklerin hazır mı Hermione?'' dedi Harry gözünü karanlık yapıdan ayırmayarak.
Hayır. ''Galiba hazırlar''
Şahgaga Draco'nun hücresine vardığında hepsi teker teker aşağı atladı. Etrafta ruh emiciler var mı diye kontrol ettikten sonra Draco'nun parmaklıklardan kendilerine baktığını gördüler. Tüm gözler Hermione'ye çevrildiğinde Hermione istemese de bir adım ileri attı. Şimdi ne demeliydi?
Burada multimedia'daki şarkıyı dinlemenizi önerebilirim💗
"Merhaba Malfoy."
"Neden buradasın?"
Bu soğuk tonlu ses Hermione'nin attığı adımı geri almasına sebep oldu.
''Konuşmak için.''
''Ne konuşacağız?''
Hermione ürperdi ama geri çekilmedi. Ne hakkında konuşacaklarını biliyordu.
''Bir açıklama istiyorum.''
''Ne hakkında?''
''Bunu ikimizde biliyoruz. Beni öldürmeye-''
''Ben seni öldürmeye çalışmadım!''
''O halde kim yaptı!''
Draco bir süreliğine sustu. Bunu kimin yaptığına dair bir şey biliyor ama söylemekte kararsız gibiydi. Ve ''Bellatrix.'' dedi hızlıca. "Seni öldürmek isteyen oydu."
Hermione afalladı. Bellatrix'in ismini duymayı hiç beklemiyordu.
''N-nasıl?''
''Senden istediğim şeyi Karanlık Lord dışında bilen tek kişi vardı. O da Bellatrix Lestrange.''
''Sa-sana inanmıyorum. Sen onu satmazsın. Hem de benim için.''
''Buraya düştüğümü görünce o da geldi. Kendisinin yaptığını anlattı. Biz eve cisimlenmeden önce bırakmış o asayı. Yanıma geldi ve her şeyi berbat ettiğimi,Voldemort'un da gözünden düştüğümü söyledi. Onu bir daha görmeyeceğime göre satmamda da bir sakınca yok.''
Hermione yutkundu. Draco'yu suçsuz olduğu halde suçlamıştı.
''Bunu öğrendiğim iyi oldu. Seni daha az kötü biri olarak hatırlarım."
"Bunun için mi geldin?"
"Evet ama benim fikrim değildi. Her neyse. Şimdi gidiyorum,belki daha sonra bir yerlerde karşılaşırız."
Hermione arkasını döndüğünde onlarca ruh emicinin kendilerine doğru geldiğini fark etti. Gözlerini panikle Harry'e çevirdiğinde asasını çoktan eline aldığını gördü.
"Expecto Patronum!"
Bu güçlü büyü ruh emicileri geri püskürttüğünde zaman kaybetmeden Şahgaga'nın sırtına binmeye başladılar.
Hermione tam binecekken bunu yapmasına engel olan sesi duydu"Granger!"
Kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Draco Hermione'nin asasını parmaklıklardan uzatıyordu.
"Bunun bende kalmasını istemezsin."
Hermione asasını eline aldı. Tekrar Şahgaga'nın üzerine binmek için dönmüştü ki durdu.
"Birkaç şey soracağım. Dürüst olacak mısın?"
"Belki."
"Eğer Bellatrix böyle bir oyun yapmasaydı istediğini yapmadığım için-"
"Öldürmeyecektim. Sana herkesin bir hassas noktası olduğunu söylemiştim. Seninki ise ailen. Muggle oldukları için daha dayanıksızlar."
"Onlara zarar mı verecektin yoksa!"
Draco başını iki yana salladı.
"Tehdit yeterli olacaktı."
Hermione gözünden akan yaşları sildi. Bu duyduklarından sonra bugün yaşadıkları onu mutlu bile etmişti.
"Kötü bir insansın Malfoy. Çok kötü bir insansın."
"Nasıl yakalandığımı unuttun mu Granger? Bir safkan bir bulanığı kurtarırken yakalandı."
"Kurtarmasaydın! Çok mu önemsiyorsun beni!"
"Seni önemsemiyorum Granger! Sadece ölmeni izlemek istemedim!"
Hermione sustu. Konuşmak istemyordu. Sadece Draco'nun sinirden koyulaşan mavi gözlerine bakıyordu.
"Bu galiba hoşçakal demek. Ben de öyle düşünmüştüm."
"Evet Malfoy. Hoşçakal."
Hermione işte şimdi vicdan azabı çekiyordu ve bu ona çok saçma geliyordu. İçindeki büyük suçluluk duygusunu yok edemiyordu ve o an belki de hayatının hatasını yapmıştı.
"Bombarda!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect|Dramione
Fiksi Penggemar"Her şey kusursuz" dedi Hermione heyecanlı bir ses tonuyla. Hala etrafı seyrediyordu. Yanağına düşmüş bir tutam saçı kulağının arkasına sokulunca arkasını döndü. "Burada çok fazla kusur var. Ama sen,sen kusursuz olan ve her şeyi kendin gibi görensin...