Hermione,çadır yapmaya çalışan Ron ve Neville'ın yanına gitti.
''Bu çocukla ne yapacağız Hermione?'' dedi Ron kendilerine doğru yavaş adımlar atan Draco'yu işaret ederek.
Hermione iç çekti. ''Ona bir teklif sundum. Ya yoldaşlıktan biri olacak ya da Ölüm Yiyenler'in yanına geri dönecek.''
''Hermione sen delirdin mi? Yoldaşlıkta asla bir Malfoy'a yer yok!''
''Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ama eğer Draco bizim yanımızda olursa onu Azkaban'dan kaçırdığımız için ceza yemeyebiliriz.''
''Gerçekten iyi biri olamayacağıma inanmadığınıza emindim zaten." dedi Draco. O konuşana kadar kimse onun yanların da olduğunu fark etmemişti. Hermione gözlerini buz mavisi gözlere çevirdi. Yeterince ifadesizdi.
"Sen inanıyor musun? İyi biri olacağına."
"Hayır."
Rüzgar Hermione'nin saçlarının yüzüne yapışmasını sağlıyordu. Ron ve Neville'a farklı bir sebep sunsa da bir süreliğine Draco'nun da içinde iyilik olduğunu sanmıştı. Ama şimdi anlıyordu ki çok büyük bir yanılgıya düşmüştü.
"Sırf kendi çıkarlarınız için bir ölün yiyeni aranıza almak istemeniz...Daha ne kadar küçüleceksiniz?" dedi Draco tükürürcesine. Gözlerindeki ifadesizliğin yerini iğrenen bakışlar almıştı. Asasını çıkardı ve cisimlendi. Hermione onun nereye gittiğini biliyordu. Ait olduğu yere gitmişti. Malfoy Malikanesi'ne.
Hermione onu engellemek istiyordu çünkü gittiği yerde hoş karşılanmayacaktı. Belki de çok fazla lanet yiyecekti ve bunun sebebi apaçık ortadaydı.
"Ben gidiyorum,peşimden gelip gelmemek size kalmış." dedi Hermione ve herhangi bir cevap beklemeden cisimlendi. Fakat bir yanlışlık vardı. Cisimlendiği yer Malfoy Malikanesi değil Draco'nun onu kaçırdığında getirdiği evdi.
Boş bakışlarını yıkık duvarların üzerinde gezdirdi. O gün yaşadıkları aklına geldikçe ürperiyordu.
Hermione eve doğru bir adım attı. Neden buradaydı?
"Neden buradasın Granger?"
Kulağına doğru fısıldanan sözcükleri duyar duymaz yerinde hopladı Hermione. Oldukça ürkmüştü. Yavaşça arkasına döndü. Şimdi Malfoy'la arasında sadece santimetreler vardı.
"Bir soru sordum Granger."
"Ben sadece-"
"Çok merhametlisin gerçekten. Ne zamandır bu kadar önemsiyorsun beni?"
"Gerçekten iyi biri olacağına inandığjmdan beri!"
Draco'nun gözleri bir an ifadesizliği kaybetse de çok geçmeden eski haline geri döndü.
"Peki sen neden buradasın Malfoy? Neden ailenin yanında değilsin?"
"Sana ne bundan!"
"Onlar seni aralarına almayacak,bunu biliyorsun."
"Ben onlardan biriyim!"
"Artık değilsin!"
"Ama bu sizin yanınızda olacağım anlamına da gelmiyor ve asla gelmeyecek!"
Draco ve Hermione aynı anda kafalarını gelen gürültüye doğru çevirdi.
Lucius Malfoy,Bellatrix Lestrange,Ginny Weasley ve Luna Lovegood ikisinin tam karşısında duruyordu ve ikisi de olanlara anlam vermeye çalışıyordu.
Luna ve Ginny koşarak Hermione'nin yanına gelirken Draco kıpırdamadı. Artık onlardan biri olmadığını biliyordu ama yoldaşlığın yanında da savaşmayacaktı bu yüzden onlardan uzaklaştı. Babasına ve teyzesine bakmamaya özen gösteriyordu.
İki ölüm yiyen de nefret dolu bakışlar barındırıyordu gözlerinde.
"Bu işi kısa yoldan halledeceğim." Dedi Bellatrix ve asasıyla büyük bir lanet savurdu. "Blombadela!"
Gökyüzünde kocaman karanlık bir bulut oluştu ve lanetler yağmur şeklinde yağmaya başladı. 3 genç kadın acı içinde kıvranıyordu. Kaçmaya çalışsalar da hiçbir işe yaramıyordu. Onların gözyaşlarını gören Bellatrix ise büyük kahkalar atıyordu fakat bu sevinci kısa sürdü.
"Bloombegoodaero!"
Lucius sinirli gözlerini oğluna çevirdi. Yaptığı büyü lanet yağdıran bulutu yok etmişti ve bir Malfoy bir kez daha bir bulanığın hayatını kurtarmıştı.
Hermione yavaş yavaş kendine gelirken iki ölüm yiyenin asasını Draco'ya çevirdiğini gördü. Tüm gücünü toplayıp ayağa kalktı. Draco'ya yine borçlanmıştı ve yine geri ödeyecekti.
"Cendrav-"
"Cruci-"
"Absorbe Protegus!"
Hermione'nin koruma büyüsü ölüm yiyenleri geri itip büyük bir kalkan oluşturmuştu.
"Yine ödeştik Granger."
"Borca girmekten hoşlanmam."
Birbirlerine bakıp büyük bir kahkaha attılar.
"Ama bu bile aranızda olacağım anlamına gelmiyor." dedi Draco. Hala gülüyordu.
"Biliyorum Malfoy. Ama en azından onlara kesin olarak karşı çıktığın anlamına geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect|Dramione
Fiksi Penggemar"Her şey kusursuz" dedi Hermione heyecanlı bir ses tonuyla. Hala etrafı seyrediyordu. Yanağına düşmüş bir tutam saçı kulağının arkasına sokulunca arkasını döndü. "Burada çok fazla kusur var. Ama sen,sen kusursuz olan ve her şeyi kendin gibi görensin...