Multimedya da Deniz var !!
Benim evim derken ?
" Ne yani Deniz sensin mi ? "
O ne biçim soru Afra. Kendine gel . Benim evim dediğine göre Deniz o olmalı. Salak olma.
İç sesim yine iş başında. Allah razı olsun ne zaman beni yanlız bırakıyor ki zaten.
" Evet de yoksa sen de Afra mısın ?"
Adımı nerden biliyor ki ?
Kızım tuttuğu ev arkadaşının adını bilmez mi insan. Herkes senin gibi kafasına önce vazoyla vurup sonra bağlamiyor ki.
Sende bir susmadın ha !
Suçlu bir çocukmuşum gibi ellerimi arkadan bağlayıp başımı yana eğerek cevap verdim.
" Evet benim. Kusura bakma bilmiyordum ki senin erkek olduğunu. O yüzden öyle şey ettim ben. Hırsız zannettim seni. "
Birden hiddetlenip kükremesiyle yerimde sıçrayıp kaldım.
" O ne demek lan öyle erkek olduğunu bilmiyordum falan, ne demek istiyorsun kızım sen doğru konuş "
Aklıma dank eden şeyle hemen açıklamaya başladım.
" Oha valla yanlış anladın sen beni. Adın Deniz ya kız zannettim seni erkek olacağın hiç aklıma gelmemişti o yüzden öyle dedim. "
" İyi tamam. Beni çözmeyi düşünüyor musun peki ! "
" Ay pardon valla unutmuşum "
Sonra salak diyince de kızıyosun.
" Sus artık sus !! "
" Ne dedim ben şimdi "
" Bilmem ne dedin ki ?"
" Dedin ya sus artık diye "
Ne yani ben onu dışımdan mi söyledim. Ah iç ses hepsi senin yüzünden. Adam şimdide deli olduğumu düşünecek!
Yap yap sonra suçlu biz olalım. Oh ne âlâ memleket !
İç sesime güzelce göz devirdikten sonra Deniz'e bakmamaya gayret ederek ellerini çözerken cevap verdim.
" Yok sana demedim kendi kendime söyleniyorum işte bakma sen "
Ellerini çözme işini bitirip kafami kaldırdığımda ne ara bu kadar dip dibe geldiğimizi anlamamıştım. Bir kaç saniye gözlerinde donup kaldım. Kalbim heyecandan kan pompalamayı unutmuş resmen halaya durmuştu. Hani derler ya heyecanlaninca karnımda kelebekler uçuşuyor diye , ben de öyle bişey yok içimde Mahmut Tuncer tey tey diyerek halay çekiyor resmen.
" Üstümden kalkacak mısın yoksa böyle devam mı ?"
" Hı ?"
" Üstümden diyorum kalkacak mısın ?"
Olduğumuz durumu yeni yeni fark ettiğimde anında kafamda yeşil ışıklar yanmaya başladı.
"Iıı... Şey ben gözüne birşey girdi sandımdı da o yüzden öyle ettim. Yoksa yani ben niye bakayım ki öyle dimi saçma yani "
Saçmalamaya daha fazla devam etmemek için arkamı dönüp hemen odaya girdim ve kapıyı kapattım. Yatağımdaki yastığı alıp ısırarak yastığın el verdiği ölçüde bağırdım.
Aptalım hemde çok aptalım ! Bakmayın öyle napim yani gözleri çok güzeldi. Umrumda olduğundan falan değil sadece beğendiğim için baktım. Yoksa yani keskin yüz hatları dolgun dudakları falan hiç benlik şeyler değil. Banane ki hem dimi.
He anam he ! Bizde öyle dediydik zaten. Ağzına da sen düşmedin biz düştük. Salyalarımızıda biz akıttık. Karnındaki halayın başınıda biz çektik. Sen alınma sakın hepsi bizim suçumuz.
Off tamam be sus artık. Vallahi kesecem kendimi. Bugün rezillik başı çekiyor zaten. Hayır bütün bunlar neden benim basıma geliyor. Benim gibi aklı başında birinin hemde. Olacak şey değil !
En iyisi uyumak.
Ne olur ne olmaz diyip kapıyı kilitledikten sonra yatağıma yattığımda gerçekten yorulduğumu fark ettim. Gözlerimi kapattıktan bir kaç dakika sonra da uyku bedenimi sarmalamış içine çekmişti bile.
**********
Kulağıma gelen alarm sesiyle uyandığımda elim telefonuma gitti ama benim alarmım çalmıyordu ki. İyi de nerden geliyor bu ses ?
Susmak bilmeyen alarm yüzünden bir türlü uyuyamadığım yetmiyormuş gibi birde uykum kaçmıştı.Yataktan çıkıp kapıya doğru ilerledikçe sesin daha yakından geldiğini anladım. Kapının kilidini açıp koridora baktığımda kimseyi göremedim. Kimseden kastım tabiki de Denizdi. Karşı odanın kapısını dinledikten sonra sesin oradan geldiğine kanaat getirdim.
Deniz hala evde miydi ?
Kapısını bir kaç kez tıklatmama rağmen uyanmayınca ya Bismillah diyip neyle karşılaşacağımı bilmediğim için gözlerimi kapatıp içeri girdim.
Hemen de fesat düşünmeyin canım. Belki üstsüz ustü açık uyuyordur diye şey ettim. Hava sıcak sonuçta.
Alarmın sesinden başka bir ses gelmeyince merak edip gözlerimi açtım.
Eee. Burada alarmı öten telefondan başka birşey yok. Telefonunu evde mi unuttu acaba ?
Yatağına doğru ilerleyip telefonu elime alıp alarmı susturduktan sonra ekrana şifre koymadığını gördüm. Kurcalasam birşey olmaz herhalde. Evde unutmuş zaten. Geri gelene kadar yerine çoktan koymuş olurum.
Merakıma yenik düşüp mesaj bölümüne girdiğimde birkaç tane konuşma olduğunu gördüm. Meraktan hepsine teker teker baktım ama çoğu iş arkadaşlarındandı.
En son galeriye girdim. Çok fotoğrafı yoktu ama olanlarda maşaAllah yani. Bir fotoğrafında bardaydı galiba elinde içki bardağı havaya kaldırıp gülümsemişti. Ne yalan söyleyim cidden yakışıklıydı. Başka bir fotoğrafında ise arkadaşlarıyla yüksekçe bir evin terasında gece vaktinde çekilmişti. Diğer fotoğrafa geçiş yaptığımda donup kalmıştım. Büyükçe bir havuzun basamaklarından çıkarken su damlacıkları saçlarından boynuna ve oradanda karın kaslarına bir yol çizmişlerdi. Ve benim gözüm baklavalarında takılı kalmıştı.
Hayır tabiki sapık değilim. Sadece baklavaları çok güzeldi.
Fotoğrafa bakmaya devam ederken ensemde soğuk bir nefes hissetmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Daha ne olduğunu anlayamadan iki el belimi tutunca heryerim kaskatı kesildi. Soğuk nefesini kulağıma üfleyerek konuşmaya başladı.
" Çok mu beğendin ? "
*******
Dırırırımmmm !!!!
Bölüm hakkında yorumlarınızi yazarsanız çok güzel olur bence :)
Sizce ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK SÜRPRİZ
ЧиклитEv arkadaşımın kim olduğunu bilmediğim zaman adi Deniz diye kadın zannetmem ne kadar normal ? Peki Deniz'i ilk günden hırsız zannedip bayıltıp bağlamam ne kadar anormal ? Başlasın karmaşa zincirii !!