Secrets

292 32 18
                                    

Düğümleri çözülmeyecek noktaya getiren hatalar, sırlarımızdı.

Daha doğrusu benim sırlarımdı.

Senin söylediğin tatlı beyaz yalanlar ve sakladığın küçük sırlar bizi, beni korumak içindi. Herkesi mutlu ediyordu. Herkesin daha iyi hissetmesini ve çözüme ulaşmasını sağlıyordu. Özellikle de benim.

Benim sırlarım ve yalanlarım ise çürüktü, tıpkı kişiliğim gibi. İlk başta ne kadar küçük olursa olsun, üstünü örtmeye çalıştıkta daha da büyüyor ve ben farkına varmadan her şeyi mahvediyordu.

Yani kısaca, ben, sadece sözlerimle bile insanlara kolaylıkla zarar verebiliyordum. Ama bunu göremeyecek kadar aptaldım ve ancak seni incittiğimde yaptıklarımı fark etmiştim. Fark ettiğim an durmam gerekirdi, durmadım.

Bir meyve çürümeye başladığında yiyebilmek için çürük kısmı kesip atarsın değil mi?
Ben atmadım işte.
Ve sırlarım, tamamıyla çürüdü.

Asriel, ben tamamıyla aptalın tekiyim.

"Ne okuyorsun Chara?"
Babanın düğün çiçekleri içinde oturmuş, elimdeki kitapla ilgilenirken sen çıkagelmiştin. Kitabımı görünce garip bir ifade oluşmuştu yüzünde, haliyle. İkimizde biliyorduk ki ben kitaplardan fazla zevk alan biri değildim.

"Önemsiz bir şey..." Sen geldiğinde gayet sakin bir şekilde görmemen gereken kitabı kapattım ve yanıma koydum. Bir şeyleri saklarken panik yapacak bir tip değildim.
"Bugünlerde bunu çok söyler oldun." dedin iç cekerek yanıma oturup. "Benden bir şey mi saklıyorsun yoksa?" diyerek kolumu dürtükledin gülerek.

"Ne saklayacağım be senden?"
Aklım bir an için irademin kontrolünden çıktı, boş bulunup sana bağırdım. 
Sesim yükseldiğinde her seferinde aynı şey oluyordu. Sen yüzüme donuk donuk bakıp anında dolmaya başlayan gözlerini kırpıştırıyordun yaşların akmasına izin vermemek için.
"Şaka yaptım sadece." dedin sesinin titremesini engelleyerek.

Merak ediyorum da, her seferinde seni ağlamayı başaracak kadar korkutucu muydum?

"Yoksa bir şey saklandığından değil..."
"İyi,"
"Tamam o zaman."
"Peki, güzel."
Neyimiz vardı bilmiyorum, ama tripli sevgililer gibi konuşmaya başlamıştık birden.

"Bazen cidden alıngan oluyorsun." dedin başını öbür tarafa çevirerek. "Cidden!"
"Ben mi?" dedim sana inanamayarak. Kızdığından dolayı böyle bir yorum yaptığını biliyordum. Ama yine de hoşuma gitmemişti.
İşlerin benim kontrolümden çıkması hiç hoşuma gitmezdi.
Ama sen farkında olmadan oyunumu bozmayı seviyordum belli ki...

"Çok tersliyorsun artık beni, şaka yapmaya da gelmiyor sana."
"Belki beni hep meşgulken rahatsız ettiğin içindir?"
"Kitap okuyordun sadece!"
"Demek ki işim var Asriel!"
Hışımla ayağı kalktım. Kitabımı yanıma aldım ve seni arkamda bırakarak dış kapıya doğru ilerledim.
"Nereye gidiyorsun?" diye bağırdın arkamdan, hıçkırığını yutarak.
"Seni ilgilendirmeyen bir yere." diye yanıtladım sorunu sana bakmadan. Daha sonra gayet sakin bir şekilde saraydan çıkıp gittim.

"Burada gördüğün gibi Chara. Planın tamamı bu."
"Benim ne yapmam gerekiyor?"
"Sadece beklemeni istiyorum. Sen benim tek anahtarım olabilirsin. Bu deneyde gerçekten büyük bir yerin var."
"Karşılığını verdiğin sürece ne yaptığın ile ilgilenmiyorum. Sadece hızlı ol."
"İşte bu senin kararlılığına bağlı Chara."
Saraydan asıl ayrılma sebebim, Gaster ile buluşmaktı.

Bad GuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin