Büyüyorduk Asriel.
Yani en azından sen büyüyordun. Hem fiziksel, hem duygusal anlamda.
Boyumun boyuna yetişme çabasını bırakışını ve aramıza giren santimleri fark etmiştim önce. Sen artık iyice belli olan boynuzlarınla heybetini konuştururken ben parmak uçlarımı zorlayarak anca senin burun hizana gelebiliyordum.
Kıyafet dolaplarımızın ayrılışı takip etti bunu. Birbirinin aynısı olan onlarca kazağimız vardı ya hep beraber giydiğimiz, artık yoktu onlar. Benim kazağim senin genişlemeye başlamış omzularına geçmiyor, senin kazağınsa benim şekilsiz dar omuzlarımda durmuyordu. Pantolonları paylaşmamızsa uygunsuz kaçmaya başlamıştı. Annen bize ayrı ayrı kazaklar örüyor, kıyafetler alıyordu. Bazen bana eski elbiselerinden de veriyordu. Ama hepimiz biliyoruz ki ben elbise giymem.
Ve daha sonra, sizinle yaşadığım dört seneden beri değişmemiş yataklarımıza iki kişi sığmamaya başladık. Ne yan yana, ne de ters düz olarak. Aslında bakarsan yatağıma ben bile zor sığıyordum o yüzden bu durum oldukça normaldi. Toriel ve Asgore bu konuyu sık sık tartışıyorlar, bazen ayrı odalarımız olmasına karar veriyorlar daha sonra evde başka bir oda olmadığını hatırlayıp vazgeçiyorlardı.
Tek sorunumuz giyecek kıyafet ya da yatacak yer olsun isterdim. Ama değildi.
Dedim ya, büyüyordun Asriel.
Zaman geçtikçe mümkünmüş gibi daha merhametli, alçakgönüllü ve akıllı bir çocuk oluyordun. Öğretmenlerin ve ailen seninle gurur duyuyordu.
Ben, seninle gurur duyuyordum.Sen ne kadar olgunlaşıyorsan ben de aksine o kadar cocuklaşıyordum. Sen hariç herkesi, Toriel ve Asgore'u bile tersliyordum. Yeraltının tek eğitim yeri olan küçük derme çatma okuldaki hiçbir dersi dinlemiyor, sürekli azar yiyordum. Çevremdekileri tamamen dışlayarak sadece seni koymuştum merkezime, bir de kendimi. Ne kadar bencilce bir hareket, diye düşüneceksin ama bunun çok basit bir nedeni var Asriel.
Büyüyorduk ve sen gittikçe benden uzaklaşıyordun.
Okulumuzu hatırlıyor musun?
Şu derme çatma, annenin açılması için babanı uyutmadığı koca bir kulübeyi andıran binadan bahsediyorum. Annen yeryüzündeki okulları duymuş, kitaplardan okumuştu. Ve bir kraliçe olarak çocuklara okul açmak onun en büyük hayaliydi. Ama çoğu canavar çocuklarına okuma yazma öğretmenin yeterli olduğunu düşünüp göndermiyordu onları. Bizde, her lanet sabah, saat altıda kalkıp yürüyerek gidiyorduk okula. Eğer gitmeseydik Toriel kulağımıza yapışır, yine götürürdü bizi. Bu konuda çok hassastı.Sen severdin okulu, en ön sırada oturur ve çoğunlukla tarih ve matematikten oluşan dersleri dikkatle dinlerdin. Güzelce not alır, eve gidince de özenle çalışırdın.
Bense...
Ah, hepimiz biliyoruz benim nasıl olduğumu. Yeraltına düşmeden önce okula gidiyordum, berbat bir okula. Derslerin çocuğundan kaçtığım ve sonunda bulunup dayak yiyerek zamanımı harcadığım bir okuldu. Okumayı bile dokuz yaşında zar zor öğrenmiştim ve şimdi bile uzun bir metni parmağımla takip etmeden okumak beni zorlardı.
Sense sayfalarca uzunlukta makaleler okuyabilirdin Asriel.Çok çalışkan, zeki ve havalıydın. Gittikçe daha da iyileşiyordun ve aramızdaki farkı açıyordun. Değişiyordun, ortak zevklerimizden başka alanlara yönelmeye başlıyordun, adını bile duymadığım kitapları cilt cilt okuyordun.
Ve gittikçe silikleşiyordu şapşal ifaden gözümün önünde. Aramızdaki bağın zayıfladığını hissetmek benim kalbimi korkuyla göğüs kafesimde iki büklüm ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Guy
Фанфик"Zaten kötü adam başından beri bendim, değil mi Asriel?" *Undertale Fanfiction* İlk çocuğun hikayesi. Hakları altın renkli düğün çiçekleri içinde saklıdır.