yeni bir güne pekte mutlu uyanmamıştım. gidip kendimi affettirmekle meşgul olacaktım. telefonumdan bir şarkı açtım ve parmak uçlarımda merdivenleri inip alt kata mutfağa gittim. amerikan mutfak tarzıydı ve açıkçası hoşuma gidiyordu. buz dolabımdaki kanlardan 2 poşet aldım ve bir tanesini içerken yukarıya vampir hızımla çıkıp üzerimi giyindim. telefonum ve kulaklıklarımla evden çıktım ve arabama ilerledim. kısa bir sürüş ardından okula vardım . bir anlığına gözüm kurtlar tarafına takıldı. sarışın bir çocukla göz göze gelmiştim. Yanındaki kız beni fark ettiğinde sevgilisi olduğunu düşündüğüm sarışın çocuğun koluna girdi. Aman çokta umrumdaydı. kendi kendime gülüp kendi tarafıma doğru yürümeye başladım.
sınıfa girdiğimde sıra arkadaşım yerinde oturuyordu ve gözleri dışarıya dalmış gibiydi. Yanına yaklaştım, omzuna dokunup şirin bir gülümsemeyle "merhaba" dedim. Gözlerini devirip cama döndü. Yüzüm düşmüştü. Yeniden gülümsedim ve biraz daha sertçe omzundan ittirip "öyle olsun istememiştim" ifadesizce bakınca "yani diyorum kardeşini öldürmek istememiştim"
"gerçekten yaratıcı bir açıklama" pekala.. pekte mantıklı değildi. "kardeşin olduğunu nereden bileyim ben?"
"doğru. Bilemezsin."
"evet,bak sende söylüyorsun. Bilemezdim."
"pekala"
"bu ilk ve son olacak." Diyip gülümsedim." Özür dilerim."
"özür dilemeyi pek sevmiyorsun sanırım ha?"
"evet. Sevmem."
"güzel. Çünkü bende sevmem."
"adım Derin" diyip gülümseyerek elimi uzattım.
"john" dedi ve elimi sıktı. Gülümsemesinden cesaret almıştım ve sıraya çıkıp oturdum.
"Kardeşin neden ins- hey!"
"bunu burada konuşmayalım." dedi ve beni sürüklemeye başladı. Pekala.. "daha nazik olmayı deneyebilirsin" dedim sistemkar bir ses tonuyla.
"kusura bakma, konu kardeşimin can güvenliği ise fazla sert olurum."
"fark ettim" dedim gözlerimi devirirken. " neden kardeşinin can güvenliği söz konusu oluyor insanlığını sınıfta konuşunca?" okuldan çıkmış ormana doğru yürüyorduk.
"benim daima fazla düşmanım olur. Vampir düşmanların varken insan bir kız kardeşin olduğunu bilirlerse sence sana mı yoksa kardeşine mi zarar verirler?"
"evet haklısın. Anlatacak mısın?"
"o aslında üvey kardeşim gibi düşünebilirsin."
"Anladım. Yine de öz kardeşin gibi sevdiğin belli."
"Evet öyle severim. Belkide daha çok"
"Keşke benide böyle sevip koruyabilecek bir abim olsaydı." Diye fısıldadım.
"Hey hey sana abilik taslamayacağım!"
Büyük bir kahkaha attım. "Tabiki bana abilik taslamayacaksın şapşal ben senden güçlüyüm." Kendimi gösterip hafif güldüm. "Bak bak bu güzellik sana ablalık taslayacak"
Beni belimden tutup çevirdiğinde kahkaha attım. "Sen mi güçlüsün ha bakalım gıdıklanıyor musun?" Diyip gıdıkladığında gülmeyi kesemiyordum. Onu üzerimden tabikide atabilirdim ama canını yakmayacaktım. Sonunda beni bıraktığında ikimizde yeşil çimenler üzerinde yatıyorduk.
Vampir hızımla ayağa kalktım ve bağırdım.
"Hadi bakalım John koş! Bana yetişebilecek misin?" Yeniden kahkahalara boğulmuştuk ve vampir hızımızla koşmaya başladık.
Bana yetişemediğini gördüğümde dalga geçmeye başladım.
"Ah ablacım kıyamam yetişemiyor musun? Kucaklayayım mı"
"Seni bi yakalarsam varya, öyle bi kucaklayacağım ki kemiklerin kırılacak"
Kahkahamı yarıda kesen şey aldığım kurt kokusuydu. Önüme döndüğümde iki kurtla karşılaştım. Ve bir de insan haliyle o sarışın çocuk. John sonunda yanıma yetişebildiğinde onunla dalga geçmek istiyordum ama zamanı değildi.
Sarışın çocuk bana doğru ilerlediğinde John elini önüme attı ve beni arkaya itip "ne istiyorsunuz" diye bağırdı. Sarışın çocuk gıcık bir kahkaha atarken ben yine göz devirdim ve John'un beni tutan elini ittim. Hadi ama dostum ben MELEZİM!
Sarışın çocuk bir adım daha atıp bana elini uzattı. "Ben Albert ve sende..?"
"Derin" dedim kısaca ve elini sıkma gereği duymadım.
"Demek derin.. güzel bir kıza göre fazla soğuksun ama korkma yemem" diyip yine iğrenç kahkahalarından atıp kurt dişlerini gösterdi. Bende sinsice gülümseyip kurt dişlerimi gösterdim ve arkasındaki iki kurt bir anlığına geriledi ve ulumaya başladı. Hadi ama!
Albert bana yaklaşıp yüzüme dokunmak istedi ama John tıslayıp elini itti.
Albert johna sert bir yumruk attığında kavga başlamıştı ve önümdeki iki kurda doğru hızla ilerledim ve arkalarına atlayıp ikisininde birer bacağını kırdım. Hafif sendeleselerde tabikide kırık düzeliyor ve devam ediyorlardı ama fırsat vermeden birinin boynunu kırdım. Diğeride üzerime atladığında ağzına bir tekme savurdum. Vampir hızımla üzerine gidip ayaklarından tuttum ve iki ağaç arasında onu çarpıp bayılttım. İnsan haline dönmüştü ikiside.
Johna baktığımda idare ediyordu ama yardım etsem iyi olacak gibiydi.
Albertin üzerine atladım ve boynunu kırmak için geriye takla attım ama oda benimle atladığı için boynunu kıramadım. Sert bir sol kroşe attım ve bir anlığına dengesini kaybettiğinde john hızla koştu ve elini tam kalbine sokacakken onu tutup ağaçların birine fırlattım.
"Ne yaptığını sanıyorsun John!" O kadar çok bağırıyordum ki boğazım yırtılacak gibi hissettim.
"O beni öldürecekti derin! Bunun senin için önemi yok mu"
"Elbette var john ama bak yaşıyorsun ölü değilsin. Bu sadece küçük bir kavga ve kimse ölü olmak zorunda değil"
"O kadar emin olma" diye bir ses duydum arkadan. Bu Albert'in bugün yanındaki kızdı.
"Bak daha fazla kavga istemiyorum. Seni düzgünce uyarıyorken gitsen iyi olur"
"Ya gitmezsek?" Dedi yanındaki kızdan biri
"O zaman.. kalbinizi sökerim. Hemde hiç acımadan"
Kız bana doğru gelmeye başlayınca Albert onu tuttu.
"Kavga çıkmayacak."
"Ama-"
"Çıkmayacak dedim" diye sertçe bağırdı. Herkes geri geri ilerlerken bana döndü. Gözlerimin içine 2 saniye kadar baktıktan sonra arkadaşlarıyla birlikte koşmaya başladı.
Johna döndüm ve kolundan tutup ilerlemeye başladım
"Sakın bana küseyim deme"
"Küsmek değil bu Derin"
"Tamam neyse ne. Yapma onu"
"Pekala" diyip şirince gülümsedi ve saçlarını karıştırdı.
"Hadi eve doğru gidelim" diyip kolunu omzuma attı ve gülümseyerek ilerlemeye devam ettik.
Merhaba arkadaşlar isimlerin türkçe -ingilizce oluşuna takılmayın. Bu arada "derin" ismini değiştirmek istiyorum sizce değişmeli mi?
Votelemeyi ve yorumlamayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kızlar Kaybetmez
Vampire'Peki ailem bile olmadan bir Kurtadam olan Alberte güvenmek hata mıydı? Yada ona deliler gibi aşık olmak..' Birinin merhametine değil, bir mucizeye ihtiyacım var. "Ben.." diye fısıldadım. "Insanlara merhamet etmem. Ve kimsenin merhametine ihtiyacım...