Media:Albert
Bir ses geldiğinde Başımı acıyla sesin geldiği tarafa çevirdim. Bana doğru yürüyen siyah botları görmemle boynumda hissettiğim acıyla en güçlü ulumalarımdan birini yaptım gözlerim kapanmadan önce..İşte gelmişlerdi. Sonunda ölüm benide bulmuştu.
~
Gözlerimi açtığımda üzerimde tanklar dizilmişçesine ağırlık hissettim. Kendimi zorlayıp hafi dikeldim ve etrafı inceledim."Hey, eliz iyi misin?"
"Neler oldu?" Öylece yüzüme bakıyorlardı. Pencereden dışarıya baktım. Sabah olmuştu. "Cevap verecek misiniz?"
Maria saçlarımı okşayıp "belkide bugün hiçbirşey düşünmemeli ve sadece dinlenmelisin. İyi günler diliyorum" dedi ve gitti arkasından diğerleride onu takip etti. Blake bana son bir bakış atıp oda kapıdan çıktı.
"İstersen evine bırakabilirim"
"Hayır herşeyi öğreneceğim ve öyle gideceğim"
"Imm o zaman bir anlaşmaya ne dersin?"
"Ne anlaşması Albert?"
"Sana bu gece tüm olanları anlatayım?"
"Olur"
"Ama geceye kadar burada kalacaksın"
"Hayır"
"O zaman anlatmam"
"Of tamam be" diyip yanımdaki yastığı önüme çektim.
"Trip mi atıyorsun sen"
"Ne alakası var?"
"Bal gibi trip atıyorsun" diye kahkaha attı
Elimdeki yastığı kafasına fırlattığımda gülüşü durdu ve sinsi bir şekilde bakmaya başladı.
Kötü bir şekilde gülmeye başlayınca vampir hızımla aşşağıya indim. Her an öldürecek gibi duruyodu bi anlık tırsmıştım.
"neredeymiş benim güzel melezim?" Böyle dediğinde gülerek ellerimi gözlerime kapatıp "ta-daa buradayım" diyip açtım ve ortaya çıktım.
"Gel bakalım buraya" diyip kolunun altına aldı beni ve saçlarımı karıştırmaya başladı
"Hey!Dur dursana be dur"
"Cezasız mı kalacaktın ha?" Dediğinde elinden kurtulup dil çıkardım. Kahkaha attı "bir dakika" cebinden telefonu çıkardı. "Hadi yeniden dil çıkar"
Dil çıkardığımda fotoğrafımı çekti. Tipimi gördüğümde kahkahama engel olamadım.
"Buraya gel aynısını sana yapacağım. Şş kaçma"
Salona gittiğinde vampir hızımla Albertin üzerine atlayıp saçlarını karıştırdım. Telefonum olmadığından elindeki telefonu aldım ve "dil çıkar" dedim. Dediğimi yaptığında fotoğrafını çekip, numaramı kaydettim ve kendime attım.
"Bakayım ne diye kaydettin. Şaka mı yapıyorsun sen " diyip kahkaha attı. "Yüce Elizabeth"mi?
Kıkırdadım."evet. Beğenemedin mi?"
"Beğendim beğendim"
"Ben çok sıkıldım bişeler yapalım"
"Ne yapmak istersin"
"Ne istersem yapacak mıyız?" Dediğimde gülümseyerek üst katı gösterip göz kırptı. "Yatak odam üst katta"
"Seni orda boğarım Albert"
"Tamam güzelim kızma şaka yaptık"
"Bidaha yapma"
"Yaparım"
"Neyse. Hadi yapacak birşeyler bul"
"Git mısır felan patlat da flim izleyelim"
"Niye ben patlatıyorum ya?"
"Çünkü ev sahibi benim"
"Ee işte sen yap ev senin"
"Ev benim kural benim güzelim hadi bakalım kaldır o güzel kalçanı ordan"
Söylene söylene mutfağa geçtim.
"Bilim kurgu izlemek istiyorum "
"Bende korku diye düşünmüştüm ama çok korkaksın heralde" dediğinde "salak bu ya" diye söylendim.
"İyi hadi korku koy, çok korkarız ya sanki"
"Görücez" diyip güldü
O flimi açtığında ben mısırı halletmiştim. Tüm perdeleri kapattı ve içerisi baya karanlık olmuştu.
Mısırı ortaya koyduğumda gözlüğü bana doğru attı.
Gözlüğü gözüme takıp bacaklarımı masaya uzattım ve mısırı kucağıma alıp yanıma oturan alberte doğru kaydım.
Flimin başlangıcında hiç beklemediğim birşey önüme gelince refleks olarak yumruk atmaya çalıştığımda Albert kahkaha attı.
"Pardon 12D olduğunu söylemeyi unutmuşum"
"E yuh ama hangi şizofren evine 12 boyutlu sinema sistemi taktırır"
"Susta izle korkak" dediğinde flime döndüm. Flim olduğunun farkında olsamda bu 12D olayı beni korkutuyodu çünkü içime içime giriyodu şu lanet şeyler ve bende refleks olarak haraket ediyordum.
Flim ilerlediğinde klasik kız elinde hiçbir silah olmamasına rağmen şeytana dayılanmaya başladığında bende söylenmeye başladım.
"Ya bu kız ne kadar salak şeytana dayılanıyo bakar mısın"
Albert güldü "dayılanıyo ha, kamyon şöförü müsün kızım sen" dediğinde bende güldüm. Koluna sarıldım. "Yoo değilim" ikimizinde gözlüğünü çıkardığında tek kaşımı kaldırıp ona baktım. Bana öyle güzel bir şekilde gülümsedi ki bir anlığına sadece bir anlığına, sonsuza kadar bana böyle gülümsesin istedim.
Hızla yaklaşıp beni birden öptüğünde dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. O beni daha derin öpmeye başladığında bende karşılık verdim ve onu kemdime doğru çekmeye başladım. Mısırlar yere düştüğünde ikimizde bunu önemsemeden öpüşmeye devam ediyorduk taki sevgilisi içeri girene kadar. Şuana kadar sevgilisi olduğunu bile unutmuştum.
Albert birden çekilip "Alexandra" dediğinde Alexandra dolu gözleriyle bana baktı ve bağırdı
"Sevgilimi öperken ne düşünüyordun sürtük!"
"Elize sürtük deme!" Diye bağırdı Albert
Ama bağırmasına gerek yoktu, çünkü sevgilisi olan birini öperken aklım nerdeydi bilmiyorum.
"Üzgünüm" dedim ve koşarak kapıdan çıktım. Alexandra'nın "hah üzgünmüş ne için üzgünsün sevgilimin altına yatamadan geldiğim için mi!" Diye bağırışını duysamda koşmaya devam ediyordum. Beni bir dakilalığına duraklatan duyduğum tokat sesi olmuştu..
Albert ona tokat atmıştı. Alexin ağlayış ve yalvarış sesleride bunu açıklıyordu.
Ormana doğru koşup üzerimdekileri önemsemeden kurda dönüştüm. Aklımı dağıtmam, rahatlamam gerekiyordu. Ve bende bunu yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kızlar Kaybetmez
Vampire'Peki ailem bile olmadan bir Kurtadam olan Alberte güvenmek hata mıydı? Yada ona deliler gibi aşık olmak..' Birinin merhametine değil, bir mucizeye ihtiyacım var. "Ben.." diye fısıldadım. "Insanlara merhamet etmem. Ve kimsenin merhametine ihtiyacım...