DOLUNAY

70 7 15
                                    

*medya eliz*

Elsa ve Lily beni rahatlatmak için çok çabalıyorlardı. Fakat malum bugün dolunay vardı ve rahatlayabileceğimi sanmıyordum.

"Cadı olmak daha güzel değil mi? Keşke bir cadı olsaydım."

Elsaya döndüm. "Cadı olmak istediğini bilmiyordum."

"Ama istiyorum"

"Aslında haklısın. Çok daha güçlü olabiliyorlar bazı konularda hem daha kolay şık şık" diyip elimi şıklattım.

"O şık şıkla en büyük yapabileceğin şey eşya kaldırma ve mum yakmadır. O kadar da kolay değil"

"Ah ezberlediğiniz o iğrenç büyüler"

"Ezber içten geliyor kolay ezberlersin fakat gücünü yönlendirmek kolay değil. Herneyse kahvaltı hazırlayalım hadi"

mutfağa kadar elsa ile vampir hızımızla yarışmıştık.

"Ben kazandım!" Diye kahkaha attım.

"Haksızlık sen daha hızlısın ya"

Dil çıkarıp dolaptan kahvaltılık şeyleri masaya götürdüm. Lily de birşeyler hazırlıyor, elsada ekmek kızartıyordu.

Onları beklerken masadaki boş yere oturdum ve telefonumu elime aldım.

Bu çok güzel bir oyundu. İsmi
İblis: ölüm okyanusu "bu arada oyun gerçekten var ve mükemmel. Bir deneyin:)"

Hikayeside gerçekten güzeldi. Bu oyunda taraf seçmek zorundaydım. Tıpkı gerçek hayatımdada olduğu gibi. Hiç kredim kalmayana kadar oynadım. Lily ve elsada kahvaltıyı hazırlamışlardı. Hey muhteşem!

Telefonumu biyerlere fırlatıp kahvaltıma gömüldüm.

"Kıracaksın"

"Kırılsın. Pek işime yaramıyor"

"Öyle deme, kaçırılırsan felan ulaşırsın"

"Tabi canım kaçırırken elime telefonu verip al sen Lily'e haber ver diyecekler" diyip kahkaha attım

"Tamam tamam sen kazandın küçük kız"

Kahvaltımı yaptıktan sonra vampirimin aç olduğunu hissettim.

"Boğazıma bakıp durmayı kes Eliz. Çok istiyorsan kanını dolaptan al" dedi Lily.

"Üzgünüm. Farkında değildim"

Elsa hızlıca bana bir kan torbası fırlattığında ağzıma götürdüm ama tahmin ettiğim gibi boğazımı yakmasıyla yere fırlattım.

"Tanrım! Neler oluyor"

"Sanırım içimdeki kurt buna engel oluyor"

"Eliz bugüne kadar hep böyle miydi bu?"

"Hayır değildi. Bundan önceki dolunayda çok hafif olmuştu. Ben aldırmayıp kanı içmiştim yeteri kadar da olsa. Ben hazırlanıp çıksam iyi olur"

"Ama çok erken"

"Önemli değil biraz sakinleşirim" diyip gülümseyerek yukarı çıktım. Üzerime dünki kıyafetlerimi geçirdim. İşte gitmeye hazırdım.

Ormana doğru ilerlerken içimde büyük bir sıkıntı vardı.

Ormanın derinliklerine geldiğimde burayı dönüşebileceğim yer olarak seçmiştim.

Ağacın altına oturdum. Göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Günlerdir uyumuyordum..

Ve kendimi sonunda karanlığın huzurlu kollarına bıraktım.

Kötü Kızlar KaybetmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin