Tenime değen her sigara külü bana hayatımın ne kadar boş umutsuz ve yoksun geçtiğini anlatıyordu artık ağlamayı bırakmıştım ve yere baktığımda yerdeki akan kan damlaları birer birer vücudumdan süzülürken kerem beni kucağına aldı gözlerime bakıp
Ağlasana lan ağlasana ne öyle bakıp duruyorsunağla dedim lan sana diye bağırdı ama ben artık bir şey hissedemeyecek kadar yorgun ve üzgümdüm bu sefer kerem beni birden yere bıraktı
AHH diye bağırdım ve yüzümü buruşturdum kanayan dizin ve sigara yanığı olan her yerimi rağmen kerem keremdi işte bu sefer o zümrüt yeşili gözlerini gözlerime dikerek dizlerinin üstüne oturdu ve bana baktı sinirliydi bana acı çektirmek istiyordu ama ben tepki vermeyince deliye dönüyordu bana bir bakış atıp
Ağlasana diye iki kolumu kavrayıp beni sarsıyordu bu seferde işe yaramayınca
Konuşsana yalvar sana dediğinde öfkeden kıpkırmızı olan yüzü iyice kendinden geçmişti
sonunda istediğini alamayınca beni kucağına aldı ve yatak odasına götürdü hiçbir şey konuşmadan yanıma oturdu ve poşetten birkaç elbise çıkartıp üstümü giydirdi artık ondan utanacağım bir şey yoktu sonunda beni giydirdi ve yaralarıma merhem sürdü sürerken o kadar acımasız ve sertti ki yine bana bakıp yalvarma mı bekliyordu ama boşunaydı bu onu çılgına çevirdi ve yatağa uzanıp yorganımı çektim oda üstünü değiştirdi çok hızlıydı sonra ayak seslerini kapıya doğru gittiğini duydum ve Victor Hugo dan bir şiir okudum yüzüne
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı
Victor Hugo
Sesim oldukça cılız ve kırgın çıkmıştı ama kerem bunu umursamadan dışarı çıktı ve ben son göz yastığıma akıttığım göz yaşlarımla geceye teslim oldum Sabah kalktığımda dizlerim olmak üzere tüm bedenim bana isyan ediyordu zorda olsa kalkıp merdivenlerden inip mutfağa geçtim bardaktan boşalırcasına yağan yağmur ve kapkara bulutlarla dans ediyordu gökyüzü sanki sonra kerem geldi ve mutfağın masasına oturdu ve
Hava ne güzel değil mi bu gün dedi çıldırmış olmalıydı bu havada dışarıda kalan hiçbir insan sağ kalamazdı bense dün bir şey yaşanmamış gibi
Aklını mı kaçırdın hava berbat dedim keremse bir homurtu çıkararak
O sana göre bana göre ise hava çok güzel dedi ve birden kereme bakıp
Beni ne zaman öldüreceksin dedim sıkılmıştım bu belirsizlikten acıda çekiyordum daha ne yapacaktı bu adam bana
Aha ölüm senin için bir hediye olur Şebnem şimdi senle bir anlaşma yapalım dedi yanıma gelerek ah o gözler
Sen ve anlaşma yapmak sen karşılıklı bir şey yapmazsın direk yaparsın kerem dedim keremse hafif bir gülümsemeyle
Doğru aptal kız o zaman – demeden lafını kestim
Tamam kabul ediyorum anlaşma fikrini dedim karşılığında ne isteyerek bilmiyorum ama gerçeğe bir adım daha yaklaşmak istiyordum
Anlaşma falan yok dedi sinirli haliyle bende onu gaza getirmek için
- Delikanlı adam çıktığı söze sahip çıkar ama nerde dedim keremse hiç beklemediğim bir anda boğazımı sıktı
K- Peki küçük baş belası ama sana yemin ederim ki başın fena halde belaya girecek dedi artık boş sözlerine korkmuyordum keremin
Artık bana ne yapacağın umurumda değil aptal herif dedim boğazımdaki ele rağmen
Ne istiyorsun dedi öfkeyle
Bana neden bunlarını yaptığını öğrenmek istiyorum dedim
ve elimi boğazımdan tutup merdivenlerden yukarı çıkmam için eliyle gel işareti yaptı ve yukarıya doğru çıktık çıktığımızda kerem beni yine o sigarayla işkence ettiği çatı katına getirdi yere çöktüm ve kerem bir kutu fırlattı yüzüme eskimiş kutuyu korkarak açtığımda gözlerime inanamamıştım kaybolduğunu sandığım bir sürü eşyam buradaydı ve özellikle hep okulda kaybettiğim eşyalar vardı Hırkam saç tokalarım bir kaç defterim kalemlerim kokulu silgilerim matematikte çektiğim kopyalar ve en önemlisi annemin bana taktığı kolyede bu kutudaydı duygulanarak geçmişe doğru gittim
GEÇMİŞ
Beş yaşıma girdiğim doğum günü partimdi Herkes etrafta çıldırmış gibi dolaşıyordu çok heyecanlıydım Doğum günü partim bitmesine rağmen çok heyecanlıydım çünkü annem bana bu gece doğum günü hediyemi verecekti hemen dişlerimi fırçalayıp ayıcıklı pijamalarımı giyip vakvağı da yanıma aldım ve annemi bekledim annem gece lambamı gördüğünde gülümseyerek
Sen yatmadın mı hala kuzum dedi gülümseyerek onun dalga saçlarıyla oynayarak
Olmağz ki hani benim hediyem dedim hınzırca o zaman çok masumdum annem gizlediği kutudan gümüş bir kolye verip boynuma taktı ve elleriyle yanağımı okşarken
Beni ne zaman özlersen bu kolyeye bak olur mu birde Her insan bir yağmur tanesi gibidir. Kimi çamura, kimi gül yaprağına düşersen çamura düşenlerden olma Zeynep im dediğinde geçmişten çıktım
ŞİMDİ Kİ ZAMAN
Kerem e baktığımda şaşırmamış bir hali vardı ama bunlar anlamıyordum bir türlü içimi çekerek ağlamaklı sesimle
Nereden buldun bunları dedim yüzüme bakmıyordu ama yüz ifadesini görmek için her şeyimi verirdim
Erenindi dedi ona anlamamış gibi bakıyordum ama o olayı çözmüştü
Şimdi bana Eren kim diyeceksin o ne alaka diyeceksin biliyorum dedi sonra oturduğu yerden sürünerek yanıma geldi ve dizimden dolayı kan olan ellerimi umursamadan gümüş kolyeme dokundum donuk bir şekilde
Peki ben ne yapmışım bu arkadaşına dedim umursamazca kerem sesini düzenleyerek
Eren sizin okunuzda stajer hani şu matematik öğretmeni olan uzun boylu çocuk hatırlarsın dedi ve evet hatırlamıştım beni bir çok kez matematik sınavından geçiren benimle konuşmaya çalışan ve beni stajer olmasına rağmen tek umursayan insan Erendi
ama anlamıyordum benim ona ne zararım dokunabilirdi ki dedim tiz bir sesle keremse soğuk sesine bürünmüştü
Eren istemese de sana aşık oldu ne kadar yapma desem de oldu dedi
Babamla ne ilgisi var bunun dedim merakla kerem bana yaklaşıp korkunç bir sesle
Baban Ereni öldürdü sana olan ilgisinden dolayı öldürdü dedi bağırarak ayağa kalktı
Yalan söylüyorsun babamın pis işleri olabilir hatta adamda yaralayabilir ama masum birini asla öldürmez anladın mı dedim kerem kolumdan tutarak
K- Kaseti var izleteyim mi dedi bağırarak
Hani salak öldürdüğü anı kasete çeker ki ha diye bağırdım kerem kolumu morartarak beni yatağa fırlattı
K- baban çok eğlenmiş anlaşılan bana yollayacak kadarda cesareti varmış açıkçası dedi ve kolumu tutup
K- Şimdi sözünü tutma vakti Zeynep hazır mısın dedi Ne deneliydim direnebilir miydim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S*ktir ET
RomanceZeynep yılmaz cihan yılmazın biricik kızı ve tek varlığı olarak karşımıza çıkıyor asi hırçın ve umursamazdır insanlar onun için sadece oyuncaktan ibarettir fakat babasının karanlık ve kötü geçmişi 17 yaşındaki bir kızın kabusu olmuştur geçmişin kara...