13.BölümHiç mi çarem yok

977 40 0
                                    

Bazen bilinmezliklere doğru yürüdüğümüzü sanırken yine yol bildiklerimize çıkar çünkü biz bir labirentin içindeyiz nereye gitsek yine aynı yere çıkıyoruz ama hepimizde labirent aynı değil kimimizde karanlıktır kimimizde aydınlık 

Unutma kerem Döktüğün Kan Bir Gün Seni Boğacak dediğimde yanağıma inen tokat beni sarstı kereme üzgünce bakıp geriye doğru gitmeye başladım o ise bir anlığa pişman olmuş gibi olsa da toparlanıp bana yaklaşmaya başladı sonunda

Şebnem gel buraya dediğinde konuşmaya zor çalışıyordum çünkü dudağım kanamıştı kerem yaklaşırken çığlık atıp 

Gelme uzak dur benden defol anladın mı asla senin çocuğunu doğurmayacağım deyip yukarı çıkıp banyoya gittim ardından ayak seslerini duyar duymaz kapıyı kilitledim 

 Yavuzun Ağzından 

Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Paris e ulaşabilmiştim saatime baktığımda saat sekizdi Türkiye de 9 du arada 1 saat vardı Havaalanından çıkıp hemen telefonumu açıp Mahmut u aradım hemen

 Abi buyur dedi lafa girerek 

Boş ver buyuru falan şimdi yarına her şey hazır değil mi en ufak aksilik istemiyorum işte yoksa canını azrailden önce alırım dedim sertçe

Abi  Şebnem hanım – demeden lafını kestim 

 Yarın ki işe odaklan Şebnem e burnunu sokma dedim

Ama abi demeden yüzüne kapattım 

Fransa yine olduğu gibi kalabalık ve bunaltıcıydı hemen eyfel kulesinin yakınlarındaki cafelere doğru yürüdüm : Cafe De La Mairie Nouvelle adında bir cafede oturdun ve saat geçmek bilmiyordu bu iş çok önemliydi ve bu işi almak zorundaydım sonunda madam Reine Martinez sonunda teşrif edebilmişti el sıkışıp oturduk gerçekten çok klasik ve gizemli biriydi oldukça da gençti garsona siparişlerimizi verdikten sonra kırmızı şarabımdan bir yudum alıp 

Je ne pourrai jamais vous piquer si vous avez besoin d'entrer dans le sujet de vos biens sera en sécurité avec moi (konuya girmek gerekirse sizi asla zora sokmayacağım mallarınız bende güvende olacak) kadın tepkimi örmek istercesine 

e ne doute pas que ma propriété sera sûr, monsieur, nous sommes d'accord (mallarımın güvende olacağından kuşkum yok o zaman anlaştık bayım) dedi ne pazarlık yapmayı düşünmüyor muydu 

dame ne veut pas négocier, vous pouvez mettre d'accord sur l'argent (bayan pazarlık yapmak istemiyor siz parada anlaşabiliriz) dedim kadın düşünceyle içkisinden bir yudum alıp 

l'argent n'a pas d'importance maintenant, monsieur, je vais envoyer les marchandises à vous dès que possible (para önemli değil bayım şimdi malları size en kısa sürede yollayacağım) dedi ve kalktı daha sonra saatte baktığımda 11 olmuştu Hemen cep telefonumu çıkarttım 

Şebnemin ağzından 

Kapıyı yumruklayan kereme rağmen aynada solmuş yüzüme bakıyordum dudağımın kerarındaki kurumuş olan kana bakıyordum bana bunu yapan adam asla baba olamazdı beni bu derece hırpalayan adam kim bilir çocuğuna neler yapardı esirgeme yurdundaki çocuklar geldi aklıma asla böyle olmamalıydı onu doğurmak istesem bile bu iğrenç sonumu bilmediğim hayatta ona sahip çıkamazdım bu dünyada kerem in oğlu olarak ne kadar acı çekecektir kim bilir arkadaşları hep ona katilin oğlu diyeceklerdir kesin okulda sevilmeyecek hep ucube diye çağırılacak herkes dalga geçecek onunla tıpkı benim yaşayacak ve hiç sevilmeyecek ya babası gibi katil olacak yada annesi gibi bir 0****b* olacaktı birden aynada geçmişimi gördüm ve tekarar aklıma geldi her şey 

GEÇMİŞ 

Ben 12 yaşındaydım ve burası bir orta okuldu herkese göre ama benim her gün gitmem gereken bir kabustu babam o zamanlar pis işleriyle bütün camiada ünlenmişti bense bunun cezasını yaşıyordu her gün sıramda tarih kitabı okurken kafama silgiler yerdim yada her kış olduğu gibi sınıfa fa kar getirip bütün erkekler yüzüme kar atardı kimse beni korumazdı herkes bana nefretle bakardı öğretmenlerim ise sadece yalakalarını korur onlara sahip çıkardı bazıları uzaktan acırdı bana ne zaman onlara karşı gelsem haksız ben olurdum hep sıramı 3.kattan aşağa atarlardı yada sırayı indirip buz gibi karda bekletip benimle dalga geçerlerdi aynaya her baktığımda kollarımda ve omuzlarımda morluklar görürdüm ama babama bir şey söyleyemezdim söylersem zaten umursamazdı galiba geçmişin tozlu anlılarıyla boğuşurken

ŞİMDİKİ ZAMAN 

bir yandanda sinirli erkek sesi 

Şebnem aç kapıyı diye bağıran kerem vardı elleride kapıda ritim tutuyordu ama umursamıyordum kaç saat geçmişti gün ay yıl bilmiyordum yine sonunda kerem kapının yanına oturdu galiba çünkü alttan bacakları gözüküyordu uzun bir soluk alıp

Şebnem çık dışarı sende biliyorsun istesem o kapıyı 1 saniyede kırarım dedi yine aynı zorba keremdi sonunda umursamaz sesimle 

Açarsam ne olacak yüzüme bir reng daha mı vereceksin bu sefer ne olacak damarlarımın rengimi yoksa yumruğunun rengimi dedim keremse iyice bir nefes alıp bıraktı oda kararlı bir şekilde

Peki en sonunda acıkacaksın ve çıkacaksın sonra benim elime düşeceksin Zeynep dedi kurnazca 

 Peki sen ne kadar orada duracaksın kerem tuvaletin gelmeyecek mi acıkmayacak mısın yada uyku dedim o daha avantajsızdı 

Tuvalet konusunu merak etme yanımda çiçek saksısı var dedi yüzümü buruşturup 

 Iy iğrençsin kerem dediğimde güldü ve 

Sabah ki şarkın iyiydi ufaklık ve şu an mp3 bende bakalım neler varmış dedi bu adam gerçekten de saygısız ve yüzsüzdü 

İnsanların özellerine burnunu sokmaman gerektiğini kimse öğretmedi mi sana dedim ama o

http://www.youtube.com/watch?v=lUFfabs5xM4#t=216ve bu şarkıyı açmıştı pes doğrusu tamda ona gidecek şarkıydı spin me some sad story 

bana hüzünlü bir hikaye ör bana bir mazeret sat

yaptigin seyleri anlamama yardim edecek 

baglanti kuramiyorum

Silahini böyle düzgün ateslemeyi nerede ögrendin?

aglamayacak misin?

bana gözlerinin ardinda biraz gözyasi oldugunu göster

bir zamanlar bir sebebin vardi ve bir zamanlar bir yerin vardi

hepsini aldin ve harcanmak üzere yerlestirdin

ve biliyorum bize ihtiyacin olmasindan nefret ediyorsun

Ama nefret etmeye neden ihtiyaç duyuyorsun?

Ve kendini tutmadan böyle ates etmeyi nerede ögrendin?

kendini kesiyorsun ki seni kanarken görüyorum hep

Aski hissetmiyor musun?Aski hiç bulabilir miydin?

kendini yukari yerlestirmeyecektin

oturduğum yerden düşünmeye başladım sonumuz yoktu keremle en iyisi bu olacaktır dedim içimden sonra doktorla konuşmalarımız geldi aklıma

Geçmiş

Lütfen onu alın ben onu istemiyorum lütfen dedim hıçkırıklarım arasında doktorsa ne yapacağını şaşırmıştı oda haklıydı

 Ama Şebnem hanım kürtaj yeni kanunla yasaklandı bu çocuğu doğurmaktan başka çareniz yok dedi

Hiç mi çarem yok

Şimdi ki zaman

Kendi kendime hayır var bir kurtuluş yolum var diye mırıldandım hem çocuk hem kerem için bunu yapmak zorundaydık kimse buna hazır değildi hiç kimse bunları düşünürken kendimi banyo dolabını açarken buldum ve elime bütün ilaçların hepsini döktüm onlara bakarken tek düşüncem madem çocuk alınmayacaktı bende düşürecektim

S*ktir ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin