Bazen bilinmezliklere doğru yürüdüğümüzü sanırken yine yol bildiklerimize çıkar çünkü biz bir labirentin içindeyiz nereye gitsek yine aynı yere çıkıyoruz ama hepimizde labirent aynı değil kimimizde karanlıktır kimimizde aydınlık
Unutma kerem Döktüğün Kan Bir Gün Seni Boğacak dediğimde yanağıma inen tokat beni sarstı kereme üzgünce bakıp geriye doğru gitmeye başladım o ise bir anlığa pişman olmuş gibi olsa da toparlanıp bana yaklaşmaya başladı sonunda
Şebnem gel buraya dediğinde konuşmaya zor çalışıyordum çünkü dudağım kanamıştı kerem yaklaşırken çığlık atıp
Gelme uzak dur benden defol anladın mı asla senin çocuğunu doğurmayacağım deyip yukarı çıkıp banyoya gittim ardından ayak seslerini duyar duymaz kapıyı kilitledim
Yavuzun Ağzından
Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Paris e ulaşabilmiştim saatime baktığımda saat sekizdi Türkiye de 9 du arada 1 saat vardı Havaalanından çıkıp hemen telefonumu açıp Mahmut u aradım hemen
Abi buyur dedi lafa girerek
Boş ver buyuru falan şimdi yarına her şey hazır değil mi en ufak aksilik istemiyorum işte yoksa canını azrailden önce alırım dedim sertçe
Abi Şebnem hanım – demeden lafını kestim
Yarın ki işe odaklan Şebnem e burnunu sokma dedim
Ama abi demeden yüzüne kapattım
Fransa yine olduğu gibi kalabalık ve bunaltıcıydı hemen eyfel kulesinin yakınlarındaki cafelere doğru yürüdüm : Cafe De La Mairie Nouvelle adında bir cafede oturdun ve saat geçmek bilmiyordu bu iş çok önemliydi ve bu işi almak zorundaydım sonunda madam Reine Martinez sonunda teşrif edebilmişti el sıkışıp oturduk gerçekten çok klasik ve gizemli biriydi oldukça da gençti garsona siparişlerimizi verdikten sonra kırmızı şarabımdan bir yudum alıp
Je ne pourrai jamais vous piquer si vous avez besoin d'entrer dans le sujet de vos biens sera en sécurité avec moi (konuya girmek gerekirse sizi asla zora sokmayacağım mallarınız bende güvende olacak) kadın tepkimi örmek istercesine
e ne doute pas que ma propriété sera sûr, monsieur, nous sommes d'accord (mallarımın güvende olacağından kuşkum yok o zaman anlaştık bayım) dedi ne pazarlık yapmayı düşünmüyor muydu
dame ne veut pas négocier, vous pouvez mettre d'accord sur l'argent (bayan pazarlık yapmak istemiyor siz parada anlaşabiliriz) dedim kadın düşünceyle içkisinden bir yudum alıp
l'argent n'a pas d'importance maintenant, monsieur, je vais envoyer les marchandises à vous dès que possible (para önemli değil bayım şimdi malları size en kısa sürede yollayacağım) dedi ve kalktı daha sonra saatte baktığımda 11 olmuştu Hemen cep telefonumu çıkarttım
Şebnemin ağzından
Kapıyı yumruklayan kereme rağmen aynada solmuş yüzüme bakıyordum dudağımın kerarındaki kurumuş olan kana bakıyordum bana bunu yapan adam asla baba olamazdı beni bu derece hırpalayan adam kim bilir çocuğuna neler yapardı esirgeme yurdundaki çocuklar geldi aklıma asla böyle olmamalıydı onu doğurmak istesem bile bu iğrenç sonumu bilmediğim hayatta ona sahip çıkamazdım bu dünyada kerem in oğlu olarak ne kadar acı çekecektir kim bilir arkadaşları hep ona katilin oğlu diyeceklerdir kesin okulda sevilmeyecek hep ucube diye çağırılacak herkes dalga geçecek onunla tıpkı benim yaşayacak ve hiç sevilmeyecek ya babası gibi katil olacak yada annesi gibi bir 0****b* olacaktı birden aynada geçmişimi gördüm ve tekarar aklıma geldi her şey
GEÇMİŞ
Ben 12 yaşındaydım ve burası bir orta okuldu herkese göre ama benim her gün gitmem gereken bir kabustu babam o zamanlar pis işleriyle bütün camiada ünlenmişti bense bunun cezasını yaşıyordu her gün sıramda tarih kitabı okurken kafama silgiler yerdim yada her kış olduğu gibi sınıfa fa kar getirip bütün erkekler yüzüme kar atardı kimse beni korumazdı herkes bana nefretle bakardı öğretmenlerim ise sadece yalakalarını korur onlara sahip çıkardı bazıları uzaktan acırdı bana ne zaman onlara karşı gelsem haksız ben olurdum hep sıramı 3.kattan aşağa atarlardı yada sırayı indirip buz gibi karda bekletip benimle dalga geçerlerdi aynaya her baktığımda kollarımda ve omuzlarımda morluklar görürdüm ama babama bir şey söyleyemezdim söylersem zaten umursamazdı galiba geçmişin tozlu anlılarıyla boğuşurken
ŞİMDİKİ ZAMAN
bir yandanda sinirli erkek sesi
Şebnem aç kapıyı diye bağıran kerem vardı elleride kapıda ritim tutuyordu ama umursamıyordum kaç saat geçmişti gün ay yıl bilmiyordum yine sonunda kerem kapının yanına oturdu galiba çünkü alttan bacakları gözüküyordu uzun bir soluk alıp
Şebnem çık dışarı sende biliyorsun istesem o kapıyı 1 saniyede kırarım dedi yine aynı zorba keremdi sonunda umursamaz sesimle
Açarsam ne olacak yüzüme bir reng daha mı vereceksin bu sefer ne olacak damarlarımın rengimi yoksa yumruğunun rengimi dedim keremse iyice bir nefes alıp bıraktı oda kararlı bir şekilde
Peki en sonunda acıkacaksın ve çıkacaksın sonra benim elime düşeceksin Zeynep dedi kurnazca
Peki sen ne kadar orada duracaksın kerem tuvaletin gelmeyecek mi acıkmayacak mısın yada uyku dedim o daha avantajsızdı
Tuvalet konusunu merak etme yanımda çiçek saksısı var dedi yüzümü buruşturup
Iy iğrençsin kerem dediğimde güldü ve
Sabah ki şarkın iyiydi ufaklık ve şu an mp3 bende bakalım neler varmış dedi bu adam gerçekten de saygısız ve yüzsüzdü
İnsanların özellerine burnunu sokmaman gerektiğini kimse öğretmedi mi sana dedim ama o
http://www.youtube.com/watch?v=lUFfabs5xM4#t=216ve bu şarkıyı açmıştı pes doğrusu tamda ona gidecek şarkıydı spin me some sad story
bana hüzünlü bir hikaye ör bana bir mazeret sat
yaptigin seyleri anlamama yardim edecek
baglanti kuramiyorum
Silahini böyle düzgün ateslemeyi nerede ögrendin?
aglamayacak misin?
bana gözlerinin ardinda biraz gözyasi oldugunu göster
bir zamanlar bir sebebin vardi ve bir zamanlar bir yerin vardi
hepsini aldin ve harcanmak üzere yerlestirdin
ve biliyorum bize ihtiyacin olmasindan nefret ediyorsun
Ama nefret etmeye neden ihtiyaç duyuyorsun?
Ve kendini tutmadan böyle ates etmeyi nerede ögrendin?
kendini kesiyorsun ki seni kanarken görüyorum hep
Aski hissetmiyor musun?Aski hiç bulabilir miydin?
kendini yukari yerlestirmeyecektin
oturduğum yerden düşünmeye başladım sonumuz yoktu keremle en iyisi bu olacaktır dedim içimden sonra doktorla konuşmalarımız geldi aklıma
Geçmiş
Lütfen onu alın ben onu istemiyorum lütfen dedim hıçkırıklarım arasında doktorsa ne yapacağını şaşırmıştı oda haklıydı
Ama Şebnem hanım kürtaj yeni kanunla yasaklandı bu çocuğu doğurmaktan başka çareniz yok dedi
Hiç mi çarem yok
Şimdi ki zaman
Kendi kendime hayır var bir kurtuluş yolum var diye mırıldandım hem çocuk hem kerem için bunu yapmak zorundaydık kimse buna hazır değildi hiç kimse bunları düşünürken kendimi banyo dolabını açarken buldum ve elime bütün ilaçların hepsini döktüm onlara bakarken tek düşüncem madem çocuk alınmayacaktı bende düşürecektim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S*ktir ET
RomanceZeynep yılmaz cihan yılmazın biricik kızı ve tek varlığı olarak karşımıza çıkıyor asi hırçın ve umursamazdır insanlar onun için sadece oyuncaktan ibarettir fakat babasının karanlık ve kötü geçmişi 17 yaşındaki bir kızın kabusu olmuştur geçmişin kara...