Jimin
Kendimi o kadar kotü hissediyordum ki ona en çok zararı belkide ben vermiştim. Defalarca kez aramama rağmen açmıyordu. Çok fazla endişelenmiştim.
Yoongiyle ikisinin fotoğrafını yoonginin eski sevgilisi cekmiş ve gazetecilere vermişti. Kullandığı bilgisayar programından dolayı ip adresi devamlı değiştiği için çok uzun zamandır araştırılıyordu sonunda kim olduğu ortaya çıkmıştı. Kook un neler yaşadığını tahmin bile edemiyordum.
Son konuşmamızı yoongi,tae,jin ve namjoonun olduğu odada yapmıştım ve sesi hoparlördeydi. Jungkookun söylediği herşeyi duymuşlardı. Telefonu kapadığında taehyung a dönüp sert bir bakış atmış eşyalarımı toplamak için yukarı çıkmıştım. Ağlıyordum çünkü kookun canının yanmasına izin vermiş, hatta onlara inanmıştım.
"Jimin ne yaptığını sanıyorsun bebeğim hadi bırak şu kıyafetleri"
"Gidiyorum" söylediğim şeyle şok olmuştu. Birden yanıma gelip elimdeki eşyalarımı çekmiş ve beni kendine çevirmişti.
"Saçmalıyorsun. Beni bırakıcak mısın jimin bak anlıyorum ama üzgünüm tüm işaretler onu gösteriyordu ve biz sadece ondan şüphelendik. Ellie nin bunu yapacağını düşünmedik bile."
"Jungkooka neler yaptık tanrım 'ölmek istiyorum' dedi tae ben onun sesinin hiç bukadar yalnız korkmuş ve savunmasız duymadım. O benim her anımda hatta her hatamda yanımdayken ben onun yarasına tuz bastım, kaşıdım canını yaktım."
"Jimin bunları bilmiyorduk bebeğim ve hiç bir yere gitmiyorsun beni bırakamazsın"
"Üzgünüm tae ama gitmek zorundayım. Jungkook a kendimi affettirmeli ve onun yanında olmalıyım."
"Hadi bebeğim bırak şu valizi bak hepimiz kötü hissediyoruz yapma lütfen"
"Daha önce hatta ilk gittiğinde arkasından gitmeliydim. Üzgünüm tae izin verirsen eşyalarımı toplıycam" dediğim şeyle kenara çekilmiş üzgün gözlerle beni izliyordu.
Eşyalarımı topladım ve tae ye döndüm. "Bebeğim beni hava alanına sen bırakır mısın?" Olumlu anlamda başını sallamış masanın üstünden anahtarını, yerdeki valizi almış ve odadan çıkmıştı.
Tam kapıdan çıkıcaktım ki aklıma gelen şeyle salona gitmiştim. Yoongi namjoona birşeyler anlatıyordu. Yanlarına yürüyüp sinirle durdum.
"Onun canını yaktık ve sen en çok zararı ona veren kişi hala sakince burdasın ve ellie ye sadece neden yaptığını sormakla yetindin öylemi?"
"Jimin tae nin yanına git."
"Ben koreye gidiyorum ait olduğum yere ve jungkook un yanına senin yüzünden 5 aydır yaşadıklarına son vermek için ve biliyormusun ben seninle anlaşma imzalamadım"
" Sen beni tehtit mi ediyorsun?" Yerinden aniden kalktığında ürkmüş geri adımlayarak durmuştum.
"Nasıl anlarsan umarım cehenneme gidersin min yoongi" tae iceri girmiş ve sinirle bana bakıyordu.
"Neler oluyor burda? Jimin?"
"Tae şu sürtüğünü al başımdan yoksa katil olucam"
"Yoongi düzgün konuş ve jimin hemen arabaya" tae çok sinirli olduğu için sözünü dinlemiş ve kapıya doğru gitmiştim. Yoksa yoongiden tırstığımdan değil!.
"Beni de bekleyin bende geliyorum." Jin hyung elindeki koca valizle bize doğru koşarken şok olmuştum. Namjoon hyung yerinden fırladığı gibi kolundan tutmuş ve sinirle jin hyunga bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAGAZINE /(yoonkook)
FanfictionBir tatil bir insanın hayatını nasıl değiştirebilir? Yada Bir insan intikam almak icin nekadar değişebilir?... *Hikaye yaoi'dir. ** +18 bölümler bulunmaktadır. *** Mpreg