XX

422 37 84
                                    

"Jimin ellerini göbeğinden çek artık ellerin orda durmasada bebek orda durucak düşmez merak etme." jin 2 saattir karnını bebeği düşecekmiş gibi avuçlayan jimine sinir olmuş halde söylenmişti. jungkook onu dürtmesiyle sinir olduğunu belli edercesine tepki vermişti.

"Ne yalan mı ayy bunun bide tae versyonu var artık tam buldumcuk olur bebek"

jungkook daha fazla kendini tutamamış ve kahkahayla gülmüştü. jimin ve jin aynı anda kötü bakışlarını jungkooka yollamıştı. 

"Hyung ama inanamıyorum ben nasıl hamile kaldım anlamıyorum."

"7/24 sevişerek zorunda kaldın bence. Vücudun hamile kalayımda kurtulayım dedi en son." jinin söylediğine bu sefer hepsi gülmüştü.

"Hyung tae nerde?"

"Şirketten iki saat önce çıkmış. Namjoon aradı konum atmış şimdi oraya gidiyoruz."

 Yarım saatlik yol sonunda bitmiş ve lüks barın önünde durmuşlardı. Jiminin içi içini yiyordu. Tae yi başka biriyle görme olasılığı bile ruhunu daraltıyordu. Sonunda içeri girdiklerinde saatin erken olmasına rağmen kalabalık olan barın localarından birine oturmuş olan tae yi görmüşlerdi. Kafası oturduğu koltuğa yatık duran taenin elindeki viski bardağını görüyorlardı sadece. Az ileri gittiklerine net bir şekilde gördükleri tae ise şok olmak için yeterli olmuştu. 

Tae kafasını koltuğa yatırmış tek kolu koltuğun üst tarafında diğer koluysa önünde ona sakso çeken kızın başını tutuyordu.  Jungkook hızla arkasından gelen jimini tutmuş ve aksi yöne götürmeye başlamıştı.

"Heey kook napıyorsun beni böyle çekiştiremezsin. Farkındaysan hamileyim."

"Zaten onun için çekiştiriyorum."

"Ne?"

"Bak çok fazla içki kokuyor miden bulanabilir istersen çık ve arabada bekle ben taeyi sana getiricem."

"Olmaz bebeğimin babasına onca şey yaptım ve ona özür borçluyum. Yani çekil önümden."

"Bak jimin sana söyliyim bebeğine zararlı bir ortamdasın." jimin bir kaç saniye düşünmüş ve kabul etmişti. 

"Kapının önündeyim ozaman."

"Ohh tamam."

"Ohh mu dedin?"

"Ahh dedim jimin defol git elimde kalma."

jimin kahkaha atıp karnını göstermişti. jungkook kafasını iki yana sallayıp sinirle taeye doğru gidiyordu.

Jin tae yi görünce şokla yanına gitmiş ve taenin önündeki kızı saçlarında tutup kaldırmıştı. Kız neye uğradığını şaşırmış jine bakarken jungkook gelmişti. Kızı masadan savurduklarında tae sinirle ikiliye bakıyordu.

"sizin burda ne bok aradığınızı sorabilirmiyim?"

"Asıl sen ne yapıyorsun az kalsın jimin seni o kızla görücekti farkındamısın?"

Tae gülümsemiş ve üstünü başını toplamaya başlamıştı. " Bak dostum umrumda değil o beni istemiyor bende kendi hayatımı yaşamaya çalışıyorum."

"Tae şurdan çıkalım bak  sana söylememiz gereken çok önemli bir şey var." Tae masaya eğilmiş ve viski şişesini eline almıştı. Yan gözle ikiliye bakıp yeni fark etmiş gibi durmuş onları inceliyordu.

"Siz barıştınız diye beni de jiminlemi barıştırmaya çalışıyorsunuz? Siz iki kafadar yoongiyle benim hayatlarımızın ağzına sıçıp öylece çıkıp gidiyorsunuz ve tekrar sormadan hayatımıza girmeye çalışıyorsunuz. Bu nasıl bir öz güven?"  jin ve jungkook bir birine bakmış cevap verecekken arkadan  masaya fırlatılan kağıtla arkalarına dönmüşlerdi. Tae de kağıda ve kağıdı fırlatan çocuğa bakıyordu.  Jimin ağladığını saklamadan ona bakıyordu.

MAGAZINE /(yoonkook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin