Ji-Eun
Sabah kalktığımda telefonumu çıkardım ve mesajlar bölümüne baktım.
"Neredesin sen."
"Dün geceden beri yoksun."
Dün gece
"Ben mi?" "Evet." birden gülümsemiştim."Dalga geçme lütfen.Ben içeriye gidiyorum." dedim tam gidiyordum ki belime dolanan eller gitmemi engellemişti.Arkamı döndüm,sinirleniyordum benim bir düzenim vardı ne yapmaya çalışıyordu?"Bırak Kai." sakin söylemeye çalışmıştım ama gergindim."Lütfen benden seni bırakmamı isteme." gözlerim dolmuştu benim düzenimi bozmaya çalışıyordu."Sende bana bunları yapma.Bana geçmişi açma.Sen benim unnie'min sevgilisisin.Ben senin arkadaşının sevgilisiyim!" "Lütfen bana şans ver." yavaş yavaş dudağıma yaklaşmıştı.Aramızda bir kaç santimetre kala aklıma Chanyeol gelmişti burada ben ne yapıyordum böyle elim ayağıma dolaşmıştı birden yüzüne tokat atmıştım.İçimden ne kadar iyi misin demek istesemde vazgeçmiştim.Yüzünü birden sinir ile kaldırmıştı.Gözlerinden ateş fışkırıyordu.Bileğimi tutmuştu."Ne yapıyorsun!" sert söylemişti.Birden nerden cesaret gelmişti bilmiyordum.Gözlerim dolmadan ellerimi ondan kurtardım."Beni lütfen bırak.Gerçek olmayan duygularını bitir ve eskisi gibi olalım!"Banyodan hızla çıktım.
"Ben yatıyorum." dedim ve odama hızla çıktım.Kendimi yatağa bırakmıştım ki kapı tıklanma sesi gelmişti."Gir." dedim gelen kişi Chanyeol'du.Yanıma oturdu.Yanağımı tuttu ve gözlerime baktı."Gözlerin neden kızarık Ji-Eun.Canını sıkan birisi mi var?" çok sakin sormuştu."Lütfen bana böyle davranma Chanyeol,sen bana böyle davrandıkça kendimi daha kötü hissediyorum." "İyi misin Ji-Eun sen benim sevgilimsin,bana anlatabilirsin." "Birşey yok Chanyeol sadece kendimi kötü hissediyorum." "Pek öyle gelmiyor ama bana olanları sonra anlatacaksın." "Tamam." "O zaman gelde buraya sana sarılayım." Yanına yaklaştım ve sarıldım.Birden kapı açılmıştı.Gelen kişi Kai idi."Ne için geldin Kai?"Ş-şey Krystal çağırıyorda.İrene gelmiş." cevap vermemize izin vermeden aşağı inmişti.Nedense ona açıklama yapmak zorundaymış gibi hissediyordum."Tamam Chanyeol ben o zaman aşağı ineyim." "Tamam." koşarak aşağı indim.Bir kaç yere bakmıştım.Krystal yoktu.Bakmadığım tek yer mutfaktı.Oraya gittiğimde Kai onu tezgahta sıkıştırmış konuşuyorlardı.Kapıyı hızla çektim ve gittim.Arkadan kapı sesi gelmişti.Bahçeden dışarı çıkmıştım.
Hızlıca koşuyordum.Üstümde sadece elbisem vardı havada bozuktu.Hafif yağmur eşeliyordu ama takmamıştım.Sahil kenarına geldiğimde kendimi kuma atmıştım.Benim duygularımla bir kere daha oynamıştı.Ne Krystal beni çağırmıştı nede İrene gelmişti.Bilerek yapmıştı.Yanıma biri oturmuştu takmamıştım.Saçımı tutup kulağımın arkasına koymuştu.Kafamı kaldırdığımda bu Kai idi."Canın yandı dimi?" "Hayır yanmadı." "Yandı işte yalan söyleme benim gibi seninde canın yandı." hızla ayağa kalkmıştım."Benim duygularımın seni ilgilendireceğini sanmıyorum.Ben Chanyeol ile mutluyum.Aramızı bozmaya k-" "Benimde duygularım var Ji-Eun." ayağa kalkmıştı."Başında beri Chanyeol seni seviyor diye seni bırakmıştım." "Tamam şimdi beni rahat bırak." "Yanında yürüyeyim." "Peki." dedim ve yürümeye başladık.Soğuktu ve yağmur yağıyordu.Ceketini çıkardı."Giy şunu hasta olucaksın bence eve gidelim artık." "Hayır ben gitmek istemiyorum." dedim ve koşmaya başladım.Oda arkamdan koşuyordu.Deniz suyunu ayaklarım ile üstüne sıçratıyordum.Oda bana aynısını yapıyordu.Kumlara geri oturdum oda oturdu kafamı onun omzuna koydum."Uykum geldi eve gitmek istiyorum." sonunu uzatarak söylemiştim çünkü uyku bedenime baskı yapıyordu."Çok güzelsin sana dokunmaya bile kıyamıyorum.Bense iğrenç birisiyim." "Hadi beni eve bırak." "Eve gidemeyiz.Seni ben bırakırsam beraber gezdiğimizi anlarlar." "Oğlum sen fırsatçımısın bırak beni eve işte asıl size götürürsen ne diyeceksin?" gülmüştü, uyku sersemiydim ne dediğimin farkında bile değildim."Hadi bana gidiyoruz." dedi ve beni kucağına aldı. "Ulan bıraksana beni." "İyilik yapıyorum." "Hehe fırsatçı." Evinin kapısına geldiğinde beni indirmişti.Bense sırtına binmiştim.Anahtarla kapıyı açıp beni koltuğa oturttu.Öksürmeye başlamıştım."Aish şimdide hastamı oldun." Ağzını alnıma dayamıştı.Güzel bir tane sırtına geçirmiştim. "Napıyon öküz çek o botoxlu (yazılışını unutan yazarın dramı.) dudakları." Daha çok gülmüştü. "Dudaklarım botoxlu değil bir kere." "Hehe." "Hadi duş alacaksın." "Ne!" "Beraber duş almayacağız,ama istersen alırız." "Üf kalsın." "Tamam banyoya gelme." "Tamam." tedirginlikle banyoya girdim ve duş alıp çıktım.Direk yatak odasına girdim.Ablasının eşyalarını koymuştu onları giymiştim.(Multimedia) Yavaşçana odadan çıktım.Birden Kai önümde belirince hızla geriye çekilmiştim.Bileğimden tuttu ve odaya sürükledi.Yavaşçasına üstüme geliyordu.Tam duvara geldiğimizde söylediği kelimeler ile yerin dibine girmiştim."Merak etme sen istemedikçe öpmem,yataktan ayrılma hastasın." Kendimi tutamadım ve içimden geçenleri söyledim."Neden bugün öpmeye çalıştın o zaman." "Çünkü istemediğini bilmiyordum." dedi.Odadan çıktığında.Kendime vuruyordum.Hemen yatağa yattım ve yorganı üstüme çektim.Çok uykuluydum.
Direk uyumuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah🎶 Orkide 💭💭💭
FanficGözlerime baktı. Ellerimi tuttu. Gülümsedi. Gözlerinde kayboldum. Kulağıma eğildi. "Herşeyi herkesi geride bırakıp benim olurmusun?" dedin. Gözlerimdeki yaşlar yere döküldü hayatımın karar aşamasındaydım ya burada onunla kalacak umursamazca yaşayaca...