Ateş sardı etrafı

49 27 17
                                    

Bu bölümde şarkı ile dinlemenizi ısrarla tavsiye ediyorum.
(Yine geldi sonbahar - cem adrian)

~Keyifli okumalar♡~

•••

Ani bir ölüm gelse..yatağında yatarken mesela..yada dua ederken..
Acil bir ölüm gelse..karşıdan karşıya geçerken..kalp krizi mesela..yada boğulurken..

Yarım bir hayat gelse şansına ölüm değil de yarım bir hayat. Sevdiklerin gelse gözlerinin önüne, -ya annen ya baban eşin veya sevdiğin- acı çekerken
İçi yanarken.. tercih edersin değil mi onlar yerine acı çekmeyi...
Fedarkarlık bazen canını yakar bazen yarım hayatını..

•••
Name
Sevmek küçük bir damlaya sığdı
Taşkınlığı umursanmadan akıyor
Ateş sardı etrafı
Küçüklüğü korkutmadan yakıyor
Çalsa sağır edecek derecede sessizlik
Esintisi boğazda yumru oluşturuyor
O küçük yumrular ışıldattı etrafı
Kaybedilen yol izlerini belli etti sanki
Kalbin minneti karamsarlığı sildi
Yön veriyordur belki gözlerin
Uzatırsak kopacak gibi kıyamet
En yakın çukur gamzelerin
Sığınsak geçer belki yaralar
Sevinsek kayar yerinden anılar
Tebrikler çürümüş,kokuyor yürekler
Aşkın son hali yok olmuş gibiler...

Kısa bir anlatımla sonuna geliniyor aşkın..
Devamı bizleri bekliyormuş vazgeçilmezlikle.
Geçmişi anlatan postit ellerimi sızlatıyor sanki yüreğimle beraber.
Kemikli uzun parmaklar sarıyor belimi ve yön veriyor merdiven sonuna.

Sağlam gibi görünen çatı katı kapısında diğer parmakları kapladı artık. Açıyor yavaşça. Işıklar, mor sarı yeşil kırmızı mavi beyaz renkteler. Yani şahaneler. İlerletiyor tam ortaya ve artık her taraf aydınlık. Yaman ellerini omzuma yerleşiriyor. Gülümseme yapıştırılmış dudaklarıma ve ben deli gibi mutluyum.
Sevinmek için tam vaktindeyim.

Küçük tebessümü ile mütevazi bir durumda artık karşımdaki hayat partnerim.
"Sevmek çok mu yakışıyor ne?"
Gülümseme tebbesümle yer değişiyor.
Tebessüm modunda artık hislerim gibi yüz kaslarım.
Mütevazılığı ele almayı tercih ediyorum
"Yakışıyor sanki"

Alnını alnıma yaslıyor. Kaderini benimle birleştiriyor sanki. Yazılarımız birbirine karışıyor ve anlamdırılmayan bir sonun başlangıçına geliyoruz. Boy farkı belli olmasada kendini gösteriyor. Avuç içlerimi yanaklarına koyuyor. Uzun ince ve kemikli elleri belimi sarıyor.

"Umut vââd ediyor sanki?" Nefesi ciğerlerime işliyor
"Ediyor sanki"  kabul ediliyor umutlar artık
"Seviyor musun geleceğimizi?"
Elleri kollarımı sarıyor artık. Sıkıca değil de kırılgan bir şekilde
"Hayır" düşünmeye gerek yoktu,nede olsa cevabı belliydi.
Gülüyor benimle birlikte
"Beni de sevmiyorsun?" Kemikli uzun ince elleri sarıp sarmalıyor boğazımı.
Kalbe şuan sanki sıcaktan erimiş kar taneleri yağıyor
"Hayır.."
"Seviyorum"
Ellerimi yanaklarınada olan kirli sakallarda kaşındırıyor baş parmağımla elmacık kemiklerini okşuyorum.
Burnuma tüy kadar hafif bir buseyi konduruyor ve yanıma düşen elimi tutarak çatının terasına götürüyor. Gece ayın son dördün hali ile ışıklanmayı gururla karşılayıp yıldızlarla süslüyordu gök'ü.

Kiremitlerin üzerinde bulunan küçük balkona ilerleyip eski minderlere bağdaç kuruyoruz. Önümüze kağıt koyuyor, kalemi üzerinde. Bir küçük ışık yanında yarım bir nota ile birlilte duman süslüyor kağıdın boş sayfalarını. Boş kısmına işaret parmağının koyup çizimini yapıyor. Baş parmağımı alıp yanına koyuyor ve çizmeye başlıyor. Üzerine de şemsiye şapkasını çiziyor.
Kenarına 'Hatıra' yazıp bırakıyor.

Biraz daha oturuyoruz boş sokağa karşı ayazda. İçeriye yol alıyoruz biz de zamanla. Boş duvarın yanına geliyoruz. Kenarında ahşaptan yapılma duvara dirseği ile vuruyor. Küçük bir parçası kırılıyor. Çizdiği kağıdı büzüştürüp kırık duvara sokuşturuyor ve üzerine kırık tahtayı koyuyor.
Bana dönüyor.
"Burada bir hatıramız kalsın"
"Kalsın"
Elimi tutup aşağıya yıl alan merdivenlere ilerletiyor. Alt katın tüm ışıklarını söndürüyor. Salonun sütununu geçip yatak odasına yol alınıyor.

Gece lambasının kırmızı ışığı tek kişilik iki yatağı net bir şekilde gösteriyordu. Biri pencere kenarında olurken diğeri kapının sol tarafındaydı. Ama aynı yöne bakıyordu. Pencere kenarına doğru yürürken yaman kapı kenarındaki yatağa çoktan yatmıştı.
"Gözlerin kızarmış" uzaktan bile net görünen gözleri kıpkırmızıydı.
"Geçer,boşver" geçiştiremesindi
"Hadi uyu" "beraber uyuyalım"
Kapanmak üzere olan gözlerim uykuya kucak açmıştı bile.

•••
Yaman
Ayaklarım düz tabanda alevli adımlar
Atıyordu. Kuru çam kokulu sevdiğim kim bilir kaçıncı rüyasındaydı. Yatağın baş ucuna oturdum.

Kızıl desem yanmayan kumral desem olmayan güzelim saçlarına gitti ellerim. Hüzün kalbime dar geliyordu artık. Bunu yavaş yavaş damlayan gözyaşımdan anlamak hiçte zor değildi benim için. Fısıldama ile sessiz bir yalvarış düşmüşse ne olurdu ki dudaklarımdan.

"İnsanlar düzeni istiyorlarmış.. name"
Yanağına küçük bir buse kondurdum
"Hazır değilsin ki sen buna namem. Ya üzülürsen, yada bana kızarsan?
Seni ben üzersem."
Nefes aldım "düzen.. düzen.. düzen.."
"Düzen olmaya hazır değilsin. Name olarak kal"
Son bir defa öpüp yanına sıvıştım.
Ellerini ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım.
Son kapayışın ilk adımı olarak.

•••

Bölüm sonu!!!
Biliyorum biraz geç oldu fakat ilham perilerim benim yanıma bir süredir uğramıyorlardı. Bu yüzden bende doğum günümde yazayım dedim. Ve bu bölüm benim çoook içime  sinen bir bölüm. Biraz kısa olabilir fakat bir sonraki bölüme sözüm olsun daha uzun yazacağım.
Birçoğunuzun kafasında birşeyler oluşmuştur?
Düşüncelerinizi merak ile bekliyorum benim hayalet okuyucularım.
I💜you.
Bir sonraki bölümde görüşürüz
Allaha emanet olun.
                          -Mine Beyza-

Bu Hayatı HaketmedilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin