Az Ve Çok

69 38 40
                                    

Gerçekten şu anlık kitabımın fazla yaygın olmasada okuyan,yorum yapan ve değer veren herkese teşekkür ediyorum.Beni çok mutlu ediyorsunuz.Yorumlara yanıt veremiyorsam bilin ki istem dışı oluyor.Çünkü internetin olmadığı zamanlara denk gelebiliyor. Bu bölüm biraz fazla edebiyat içeriyor eminim beğenen ve beğenmeyenler olacak fakat her insanın içinden edebiyat öğretmeni çıkabilir. Yüreğinize dokunmaya çalışacağım ayrıcaa
Uzun bölümler atmaya çalışacağım bunu bana ısrarla söyleyen @rabzko'ya gelsin bu bölüm.Tekrar teşekkür ediyorum ve sahneyi yaman ve nameye bırakıyorum.:)

~keyifli okumalar~♡
•••
Name
Özledim çocuk olmasam da zamanında çocuk olmayı. Keşke yamanla, annemin sözü üzerine marketten birşey almaya gidip, keşke lisede en kötü ihtimalle annem ve babam ayrılma kararı verip benim bu duruma üzülüp lise yıllarında depresyona giripte , keşke köşe dönüşünde çarpışıp kitaplarımız yere dökülüp birbirimizden özür dileyerek devam edip sonradan bir aile dostu çıksaydı veya beni yere düşürüp aldırmadan yoluna devam etseydide arkasınadan en iğrenç ve ilginç kızlar gibi" Ay odun, insan bir özür diler" veya" öküz yaa" diyerek gıcık bir kız gibi olsaydım-ki olmak istediğimden değil- yamanla öyle bir zamanda karşılaşmak isterdim. Öyle bir zaman dediğim ailemin ve benim birlikte olduğunda.
Bir garip hayat bana ne mutluluğu yaşattı ne de huzuru halbuki ikisinden birisi kesinlikle olmalıydı içimizde ama bunu bana yaşatmadı.Çok kelimesi azın zıttı değildir emin ol. Bunu sana kanıtlayabilirim. Büyük bir su bardağındaki su, yarısı içilmiş. O su önceden çoktu şimdi az bak gördün mü o su azkende çokkende hep birlikte anılır az ve çok Yani onlar zıt değil yoldaşlar. Tıpkı yaman ve ben gibi. Onların ailesi,su. Fakat bizim ailemiz yok. Tek fark bu. Yaman yakup abinin evinde kaldığımız günün sabahı kadir diye bir adamla görüşmeye gitti. Yakup abi Bizim önceden çıkmamız gerektiğini fakat çıkmak için biraz geciktiğimizi ve yamanı kadirin çağırdığını söyledi. Saat öğlen iki civarı. Yakup abi eve geldi fakat yaman yanında değildi. Nerde olduğunu sorduğumda "kadirle birliktedir" dedi. Bekledik bekledik saat beş civarı oldu hala gelmedi. Korkmaya başladım. Daha bir saat önce ve yarım saat önce Yakup abiye aramaya çıkmak istediğimi söylemiştim fakat kaybolabileceğimi izin vermediğini söylemişti. Hiçte bile ben buraları ondan daha iyi tanıyordum. Evleri zaten bir katlıydı dışarıya erişmesi kolaydı. Pencereyi açtım. Üzerimde fatma ablanın bu sabah giymem için verdiği mor -bana biraz uzun- bir kazak ve hala üzerimde olan siyah pantolum. Kendimi dışarıya attım. Ve attığım gibi koşmaya başladım. Edirnenin dar ve uzun sokaklarından her geçmeye eski anılarım daha da netleşiyordu. Biraz uzakta bir butik vardı. Ilerledim oraya. Belki bir bilen vardır diye. Butiğin önüne geldiğimde kapıyı açmamla küçük minik çanlar çaldı. İçerye girdim beni orta boylarda yeşil gözlü gözlerinde gözlük olan bir kadın karşıladı. "Buyrun" sanki bıkmış ve illAllah etmiş gibi bir hali vardı. " pardon, buralarda kadir diye birini tanıyor musunuz?" Kafasını yana yatırdı ve " rehbere benzer bir halim mi var küçük hanım."dedi. Asabiydi ve ukalaydı. Eskiden çok tanıdığım insana benziyordu."Hayır ama aslın-" "benzemediğime göre sormayıp birşey almayacaksanız buyrun lütfen" diyerek kapıyı gösterdi. Kısaca ekledi" işlerim var". Butikten çıktığımda bana en yakın sadece beşyüz metre ötede bir market olduğuydu. El mecbur yürümeye başladım. Hava azda olsa kararmıştı hafif bir esinti kışı hissettiriyordu. Gökyüzünün altında bir yerde sağ tarafın ağaçlık bir orman sol tarafta uzun her yeri kaplayan duvarlar vardı. En az yarım saat yürüdüm havanın soğuk olmasının yavaş yürümemde etkisi vardı en sonunda markete ulaştım. Etrafı iki yüz metre aralıklarla tuğladan yapım evlerle kaplıydı. İçeriye girdiğimde hava dışarıya nazaran daha sıcaktı. "Buyrun" bu adam kadından daha sıcak sese sahipti " kadir diye birini soracaktım tamirci yakupta tanıyor" açıklamam ancak bu kadar olabilirdi"kadir abi mi?" "Evet" kaşları ilk önce havaya kalktı sonra bana gözlerini hafif büyüttü. Ama niye büyüttüğünü anlamadım." Niye sordun küçük?" " onu bulmam lazım. " tam bir bilgi vermek istemiyordum. Yamanı çabucak bulmak istiyordum sadece. Kapı açıldı. İçeriye kirli sakallı ve biraz sıska bir adam geldi. Bana bakıyordu zaten. Direk"kadir abi sizi bekliyor." Dedi. Kadir mi? Beni takip mi ettirmişti?
•••
Bölüm sonu!!!
İnşAllah beğenmişsinizdir. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Sizce kadir ne ayak?
Yaman nerede?
Sorularıma cevap bekliyorum.
Ve yorum yapıp hayalet okuyucu olmayıp kendinizi belli edin lütfen...
Allaha emanet olun!!!

Bu Hayatı HaketmedilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin