4|←GARIP ÇOCUK→K.T.

19 4 3
                                    

MEDYA: KAPAK RESMI

Ezgi sonra kolumdan hafifçe iterek "işte. O masada oturan çocuk" dedi. Ezgi'nin gösterdiği cam kenarındaki masaya baktım. Şaşkınlıktan gözlerim ardına kadar açıldı.

Bu bana dün sabah çarpıp kaçan çocuktu.

Ezgi'nin sabırsızlıkla kolumu çekiştirip "hadi" demesiyle gözlerimi masada oturan çocuktan yani Gökhan'dan alıp, gösterdiği masaya doğru yürümeye başladık. Biz masaya doğru giderken Gökhan hâlâ dışarıya bakmakla meşguldü. Bizi farketmemişti.

Ezgi, boğazında gıcık varmış gibi hafif bir ses çıkarmasının hemen ardından Gökhan dışarıya diktiği koyu kahve gözlerini dışarıdan alıp bize doğru çevirdi. Hemen ardından hızlı hareketlerle  ayaklanıp "kusuruma bakmayın, geldiğinizi farketmedim" deyip tokalaşmak için tek elini Ezgiye doğru uzattı. Ezgi ile tokalaşıktan sonra elini bana doğru tokalaşmak için uzattığı sırada kendimden geçip Gökhan'nın yüzüne iri gözlerle baktığımı Ezgi'nin alttan koluma hafifçe vurmasıyla farkettim.

"Hı?" Dedim şaşkınca Ezginin yüzüne bakarak. Ezgi gözleriyle Gökhan'nın havada kalmış elini işaret etmesinin hemen ardından okul eteğimle heyecandan terlemiş avuç içimi gizlice silip, aynı şekilde ben de tokalaşmak için elimi uzattım.

Gökhan şaşkın hallerimi farkettiği sırada dudakları hafifçe yana kıvrılmış bir şekilde ellerimi sıktı.

Eliyle masayı göstererek "buyrun" dedi.

Oturmamız için gösterdiği yerlere kurulup Gökhan'nın işaretiyle yanımıza gelen garsona siparişleri verip sessizce beklemeye başladık.

Garson siparişleri alıp yanımızdan ayrıldıktan sonra o kendi sandalyesine biraz daha yaslanıp kollarını göğüsünde bağlayarak yüzüme tuhaf bir şekilde bakmaya başladı. Sanki kötü birşey yapmışım da beni kınarmış gibi bakıyordu.

Bundan rahatsız olmuşcasına önce başımı önüme çevirip bileğimdeki bileklik ile oynamaya başladım.  Ama o istifini bozmadan  yine aynı ifadeyle bakmaya devam edince onun bakışlarından kurtulamayacağımı anlayıp dışarıya bakmaya başladım. Belki dışarıya bakışım, onun bana bakışını biraz olsun unuturudu.


"Ailenle olan iş gezisi nasıl geçti canım?" Gelen sesle dışarıya bakmayı kesip, karşımda Gökhan'nın yanında oturan Ezgiye döndüm.Ortamın sessizliğini Ezgi bozmuştu.

Sonunda bakışlarını benden alıp Ezgiye bakarak "iyi" dedi.


Iyi mi? Sadece bu mu? Çok kaba ve kendini beğenmiş olduğunu bana çarptığı gün gösterdiği gibi şimdi de göstermişti. Kız arkadaşı kendisine bir soru sorunca en azından nezaketen konuyu uzatıp onunla ilgilendiğini gösterebilirdi.


Ezgi de onun bu tavrını fark edince biraz kırılmış olsa da durumu toparlamak istercesine "bizim nasıl tanıştığımızı anlattım mı ben sana?" Diye sordu. Konuyu değiştirip Gökhan'nın az önceki tavrını unutturmaya çalışıyordu belli ki.

Başımı olumsuz anlamda sallayınca anlatmaya başladı.

"Geçen sene yaz tatilinde ailecek izmire teyzemlerde birkaç günlüğüne kalmaya gitmiştik. Ben markete gitmek için dışarıya çıkmıştım. Markete gidip listedeki eşyaların hepsini alıp dışarıya çıktıktan sonra kapının önünde karşılaştık. Yani karşılaşma sayılmazdı, ben dışarı çıktıktan sonra bir süre yolda ilerlemeye başladım, daha sonra bisikletiyle bana çarptı. O sırada elimde bulunan poşetlerdeki eşyaların hepsi ortalığa saçıldı. O da eşyaları toplamama yardım ettikten sonra benimle birlikte eve kadar taşıdı. Yani.... öyle tanıştık."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 17, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KANLI TUVALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin