Hiç

5.1K 230 89
                                    

Hilal'in ağzından

Buğra ve Bora bir süre daha oturup gittiler. Şimdi Leon'la baş başa kalacaktım ve bu beni biraz korkutuyordu. O gece bana yaptıklarını unutmamıştım. Kesin yine saçmasapan laflar sayacaktı bana. Bizi öyle gördükten sonra bir süre daha göz göze kaldık. Gözlerinde ne olduğunu tam olarak anlayamadığım bir duygu vardı ve ben iyice korkuyordum. Korktuğumu belli etmemek için elimden geleni yapıyordum. Umarım başarmışımdır.

Bir süre daha bakıştıktan sonra tek bir kelime bile etmeden kapıdan çıkıp gitti. Aslında şu an gitmesi iyiydi çünkü Bora ve Buğra buradayken, onların gözlerinin önünde olay çıksın istemiyordum. Biraz daha oturduktan sonra onlar da gitti. Ve ben korku içinde Leon'u beklemeye başladım. İştahım kesilmişti. Sabah kahvaltıdan sonra yediğim kekle duruyordum hala.

Salonda 1-2 saat daha oyalandım ama Leon hala gelmemişti. Önce biraz merak etmeye başlamıştım. Bir ara aramayı ve nerede olduğunu sormayı bile düşündüm. Telefonu elime aldım ve sonra vazgeçtim. Anlaşmaya göre benim ona karışmaya hakkım yoktu. O sırada aklıma gelen şeyler kalbimde şimşeklerin çakmasına, şiddetli bir yağmurun başlamasına, sel çıkmasına ve benim o selde boğulmama sebep olmuştu. Tüm bunları adım adım yaşamıştım sanki. Leon belki de şu an bir kadınla birlikteydi. Belki de bir kadının yatağında...

Ne yaparsa yapsın? Onun benim umurumda bile olmaması lazım! Ama bu düşünce beni yakıyordu. Onu başka bir kadına dokunurken düşünmek... Ben daha görmeden ihtimaline bile katlanamıyordum. Ama o belki de bir gün bir kadınla bu eve gelecek ve odasına çıkacaktı. Anlaşmaya göre de ben hiçbir şey söyleyemeyecektim. Şu an resmen yok oluyordum!

Artık düşüncelere dayanamadım ve yukarıya odama çıktım. Pijamalarımı giydim ve yatağa uzandım. Bu gece gelir miydi bilmiyorum ama gelse bile kavga çıkmaması adına uyumak en iyisiydi. Kafamı yastığa gömmüş uyumaya çalışırken bir şey fark ettim. Şu an Leon'un dün gece yattığı tarafta yatıyordum. Bu yastığa dün gece Leon başını koymuştu. Aniden geri çekildim. Bu niye beni heyecanlandırmıştı ki? Sadece yastıkta kokusu olması bile beni nasıl bu hale getirmişti?

Sonra istemsizce kendimi o yastığa kafamı koymuş ve onun tarçın kokusunu içime çekerken buldum. Benim bu kokudan iğrenmem gerekiyordu daha çok koklamaya çalışmam değil! Aklımdan bunların geçmesine rağmen kendimi yastığa sarılırken buldum. Ben hiç sarılmadığım bir adamın sadece kokusu var diye yastığına sarılıyordum. İçimi bir huzur kaplamıştı ve ben o huzurla beraber kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Sabahın ilk ışıklarıyla beraber uyandım. Yine aynı pozisyondaydım. Hala Leon'un yastığına sarılıyordum. Bu benim istemsizce tebessüm etmeme sebep oldu. Hemen üstümü değiştirdim, saçımı öylesine topladım ve aşağı indim. Sanırım Leon hala gelmemişti. Kahvaltımı yaptım ve televizyon izlemeye başladım. Saat 15.25'ti ve sonunda Atina Lordu teşrif etmişti.

"Neredeydin?" Evet bu sorunun cevabını duymam lazımdı.

"Berk'te kaldım. Ne o merak mı ettin?" dedi tüm o asık suratıyla. Yine başa dönmüştük. Ne zannediyordum ki? Ama Berk'te kaldığını bilmek beni rahatlatmıştı. Demekki dünkü tüm düşüncelerim yersizdi.

"Buğra'cığın gitti mi?"diye sordu iğneleyen bir sesle. Yine onun o iğrenç imalarını dinleyecek halim yoktu. Oturduğum yerden kalktım. Odama gitmek için merdivenlerden çıkıyordum ki Leon kolumdan sertçe tuttu. Böyle bir hamle beklemediğim için Leon beni tutmasa düşebilirdim. Dengemi sağlayınca kolumdaki eline baktım. Tamam sanırım yine kolumu morartacaktı ama artık bu benim canımı yakmıyordu. Acıya alışmak. Bazen en acınacak durum da bu değil midir?

"Sana bir soru sordum ve sen cevap vermek zorundasın!"diye resmen kükredi. Kolumu sertçe çektim. Bunu beklemiyor gibiydi.

"Ben sana her zaman hesap vermek zorunda değilim!" Ben de en az onun kadar bağırıyordum.

"Zorundasın!"

"Aaa doğru ya!" dedim alayla gülerek "Ben senin malındım değil mi? Ben masaydım veya halı! Ama onlar konuşamaz ki Leon. Ben nasıl konuşayım?"

"Saçmalama ve uzatma! Cevap ver! Buğra ne zaman gitti?!"

"Sen gittikten yarım saat sonra! Oldu mu?!"

"Olmadı! Hal ve hareketlerine dikkat edeceksin! Buğra'nın yanında öyle gülmeyeceksin!"

"Birincisi anlaşmada senden emir almamla ilgili madde yok! İkincisi ise Buğra'nın yanında mı öyle gülmem seni rahatsız ediyor yoksa gülmem mi? Mutlu olmam mı?"

"Doğru tespit! Mutlu olman bana batıyor! Arkadaşımdan uzak duracaksın bücür!"

"Neden?"

"Onun acısından faydalanma!"

"Ben öyle bir insan değilim!"

"Siz kadınlar hepiniz aynısınız!"

"Hayır değiliz! Sırf bir kadın sizi üzdü diye bunun acısını tüm kadınlardan çıkaramazsınız!" Bir dakika ya! Demek ki Leon'un canını yakmış ve Leon'un sevdiği bir kadın vardı. O kadın yüzünden böyleydi. Acaba kadın ne yapmıştı ki?

"Sen kimsin de bana tavsiyede bulunuyorsun?!"

"B-ben..."

"Sen bir hiçsin! Böyle bilmiş bilmiş havalar. Masum kız numaraları ya bi bırak! Sen var ya! Senden hiçbir şey olmaz! Anca tüm gün evde oturursun hergün yemekler hazırlarsın, temizlik yaparsın, kocana hizmet edersin, onun eline bakarsın. Bana da böyle dolu gözlerle bakmaktan başka bir şey yapamazsın! Sen kendini ne sanıyorsun be! Annemle babam iki övdü diye bana tavsiye mi veriyorsun sen! Sana ne Yeliz'den!" diye kükredikten sonra hemen bir hışımla odasına çıktı.

Bir süre yerimde öylece kaldım. Ben bir hiçim. Benden hiçbir şey olmaz. Bu laflar beynimde yankılanıp duruyordu. Resmen donmuş kalmıştım. Bağıra bağıra ağlamak istiyordum ama gözlerimden tek bir yaş bile gelmiyordu. Sanırım artık onun için ağlamaktan vazgeçeli çok olmuştu. En sonunda odama gitmeyi akıl edebildim. Daha yeni yeni kendime gelebiliyordum. Hatta söylediği şeyin farkına sonradan varabilmiştim. Yeliz... O kadar kırgındım ki onun kim olduğunu bile umursamamaya karar verdim. Ona şu an hem kızgın hem de kırgındım. Kızgınlık neyse de kırgınlığımı hiçbir yere sığdıramıyordum.

Leon'un ağzından

Dün gece geç saatlere kadar uyuyamamıştım. Hilal bana tavsiye verince aklıma Yeliz geldi. Yeliz ve onun bana yaptıkları... Yeliz'e olan sinirimi Hilal'den çıkarmıştım ve açıkçası pişmandım. Bugün şirkette ilk günümdü. Buğra'yla beraber yeni bir projenin başındaydık ve uzun süreli bir proje gibi duruyordu. Buğra'yla! Harika! Neyse. Hilal'in gönlünü almak için ona işten dönerken çiçek almaya karar verdim. Saçlarının kokusu gibi... Yasemin alacaktım ona.

Takım elbisemi giydim ve aşağı indim. Hilal salonda oturuyordu.

"Ben şirkete gidiyorum. Akşam geç kalmam."diye seslendim ona. Ama o bana cevap bile vermedi. Açıkçası hu kez haklıydı. Ben de bir şey söylemedim ve evden çıkıp şirkete gittim. Direkt işe toplantıyla başlayacaktım. Gerekli dosyaları dün buraya gelmeden okumuştum zaten.

Toplantı odasında oturmuş Buğra'yı bekliyorduk. Sonunda o da gelebilmişti. Kısa bir süre proje hakkında konuştuk. Toplantı bitti zannediyordum ki Buğra ayağa kalktı ve konuşmaya başladı.

"Arkadaşlar sizlere bir sürprizim var. Bu proje için mükemmel bir tasarımcı buldum. Kendisi biz toplantıdayken odasına yerleşmiştir. Şimdi sizi onunla tanıştıracağım."dedi ve kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtı. Dışarıdaki kişiye eliyle gelmesini işaret etti. Ben sıkkınlıkla bekliyordum ki gelen kişiyi görmemle gözlerime inanamadım. Hilal!

Artık başlasın şirket maceraları😉
Evet bu bölüm de Leon'a sinir olduk ama gerekliydi. Hikayenin akışını umarım beğeniyorsunuzdur😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin