Gördükleri bir çocuğun kaldırabileceği türden şeyler değildi. Duvarlarda kapının önündekiyle aynı olan kuru kafalar vardı. Tavandan sarkıtılmış iplerde bir çok kadın kafası asılıydı. Bu nasıl bir yerdi böyle.Yerlerde birikmiş kanlar, öbür tarafta sarı saçlı kafa derileri. Bu adam ne yapıyordu. Neden böyleydi. Dalton konuşamıyordu. Adam kendi kendine bir şeyler anlatıyor,sorular soruyordu. Ama Dalton konuşamıyordu. Bağırmak istiyordu ama olmuyordu. Adam nereye götürürse oraya gidiyordu çünkü koruyordu. Her yerde o kuru kafalardan vardı. Adam geçerken teker teker hepsinin önünde eğilip bir şeyler yapıyordu. Sonunda bir yerde durmuşlardı. Burası paravanlarla ayrılmıştı ve her paravanın arkasında ellerinden tavana asılmış sarışın kadınlar vardı. Kimisinin bacağı kesilmiş acıdan kıvranıyor,kimisinin gözleri çıkartılmış,kimisinin de burnu kesilmiş yüzü kan gölüne dönmüştü.
Dalton korkudan tir tir titriyordu. Adam -William- işkence yaptığı bu kadınları tek tek tanıtıyordu Dalton'a. April,Eden, Cristen ve October.... Hepsinin ortak noktası sarışın olmalarıydı. William Dalton'u bir masaya oturttu. Yapması gerekenleri anlatıyordu. "Sarışınlar ölmeliydi!" William Dalton'a yerdeki kanları temizlemek üzere bir paspas verdi.Dalton'un görevi oydu artık. Masum kurbanların akmış kanlarını temizlemek..........
William yeni kurbanlarını seçmek için dışarı çıkmıştı. Bir alış-veriş merkezinin önüne arabasını park etti. Bir sarışın bayan da arabasının önünde sigarasını içiyordu. William arabasını kadının üzerine sürmeye başladı. Kadın çığlıklarla kenarı kaçtı.William aniden firene bastı ve arabadan indi. Kadın şiddetle bağırarak ne yapmaya çalıştığını sordu.William hızla kadının üzerine yürüdü ve suratına patlattığı yumrukla onu bayılttı. Kadını arabaya atıp Mezbahanenin yolunu tuttu.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinçaltı
HorrorHer çocuk masum mudur? Görünenden 10 kat derindir umman.... Kendini koru! Bilinçaltın sana oyun oynuyor olabilir.