Bilinçaltı

Kaçışın Sonu Meçhule...

   Kurtulacaktı bu adamdan. Bacağını sımsıkı tutmuştu. Bırakmıyordu pislik. Kate bir anlık boşluğundan faydalanarak William'a bir tekme savurdu. Ayağı kalkıp kenarda duran küreği eline geçirdi. William'ın kafasına patlattı. Yere yıkılan William kalkmaya çalışırken bir darbe daha vurdu. Ve bir tane daha.  Hareketsizdi. Kate korkmaya başladı. Ölmüş müydü? Hareket etmiyordu. Bir insanın canına kıymıştı. Korkuyordu. Dizlerinin üzerine çöktü. Bir süre hareketsiz kaldı. Kapının önünde beliren Dalton onu izliyordu. Cinayet anında onu görmemesi gerekiyordu. Kate ayağa kalkıp Dalton'un yanına yürüdü. Dalton geri çekildi. Kate'den korkuyordu. O da William gibi bir katil miydi artık! 

  Kate Dalton'u sakinleştirmeye çalışıyordu. William ile aynı durumda değildi. Kate doğru olanı yapmıştı.  Dünyayı bir pislikten temizlemisti.

   Dalton'u kucakladı. Koşarak fabrikadan çıktılar. Kapının önünde amcasının kamyoneti duruyordu. Her zaman o kamyoneti amcası sürerdi. Yine öyle olmalıydı.Ama amca bir pislik yüzünden artık yaşamıyordu. Kamyonete bindiler. Anahtarı çevirdi... Ama çalışmıyordu. Kahretsin. Araba kullanmayı biliyordu ama bu lanet kamyonetin dilinden bir tek amca Michael anlıyordu....

   Anahtarı defalarca çevirdi. Son bir güçle yüklendi....  Çalışıyordu. Evet, evet...  Çalıştı. Kurtulmuşlardı. Kate ilk önce eve gidip küçük Cece ve annesini almalıydı. Bu lanet olası şehirden kurtulmak istiyordu. Dalton hala şoktaydı. Kate onu sakinleştirmeye çalışıyordu...

    Hayır Dalton, korkma. Kurtulduk artık.  Annene kavuşacaksın. Seni ona götüreceğim. Son sürat sürdü kamyoneti ve eve geldiler. Kapıyı yengesi açtı. " Michael hala eve gelmedi. seni aramaya çıkmıştı. Nerdesin sen.  lanet olası bir gün evde oturup sorun çıkarmasan n'olur."

Kate sinirlenmişti. Ama sakin olmalıydı. Çünkü bir kaybı vardı.  " Hey,hey,hey... Söylenmeyi bırak da bana yardım et.  Eşyaları toplayalım. Gidiyoruz burdan." Söyleyemiyordu. Michael öldü diyemiyordu. Yengesi "ne demek gidiyoruz. Ne saçmalıyorsun sen.  Michael nerde. O mu çağırıyor bizi yoksa. Hey sana diyorum." Kate susmuştu. Konuşamıyordu. Güç bela "o öldü" diyebildi. Ve ağlamaya başladı...