Mexico City'nin merkezinde yaşayan Dalton 7 yaşına yeni girmişti. Anne ve babası ayrılmış, Dalton'un velayeti annesine verilmişti. 3 yaşına geldiğinde farkettikleri çok kötü bir hastalığı vardı. Çok acı bir kaza ile bu hastalığını farketmişlerdi. Kışın annesi şömineyi yeni yakmıştı. Annesinin dalgınlığı ile elini ateşe atan Dalton,alev gibi yanan kömürü minik avuçlarında tutuyordu ve hiçbir tepki vermiyordu. Annesi telaşla Dalton'u alıp doktora götürmüştü. Avucundaki bu derin yanık onu hiç etkilememişti. Doktor da annesi gibi yanıktan çok Dalton'un hissizliğiyle ilgilenmişti. Evet hastalığı buydu.'Hissizlik' Vücudundaki etkilerin hiçbirine tepki vermiyordu. Sıcak,soğuk,kesik, yanık... Hiçbirine. Ve bunun bir tedavisi de yoktu.Her an ölüm tehlikesi....
O gün Dalton annesiyle birlikte alış-verişten geliyordu. Bahçede oynamak için annesinden izin istedi. Annesi ise sadece ön tarafta ve dikkatli oynaması şartı ile izin vermişti. Dalton sevinçle bahçeye koşarken annesi de ona yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa geçmişti. O sırada Dalton'un yanına bir araba yanaştı. İçinden İnen adam Dalton'a yaklaşarak "Merhaba yakışıklı. Oğlum için bir bisiklet aldım, beğenecek mi bilmiyorum. Acaba bir bakar mısın? Senin fikrini almak isterim." dedi. Dalton yabancılarla konuşmaması gerektiğini biliyordu ancak adam çok iyimserdi ve Dalton da bunu kabul etti. Ancak adam Dalton kadar masum değildi. Dalton'u arabanın bagajına koyup oradan uzaklaştı.Oğlunu bahçede göremeyen anne Caterina korkuyla bahçeye fırladı.Her köşeye,her kenara baktı ama oğlu yoktu.Korkuyordu. Nereye giderdi? Onu bulmalıydı. Başına bir şey gelmeden bulmalıydı.
Dalton arabada hızla ilerliyordu. Az sonra bir binanın önünde durdular. Dalton çok korkuyordu. Adam şiddetle onu kaldırdı,kolundan sürükleyerek bu binanın içine soktu. Çok eski bir binaydı. Bir mezbahaneydi. Bir yangın atlatmıştı. Korkunç görünüyordu. Binanın girişinde boynuzlu bir kuru kafa asılıydı. Hızlı adımlarla içeri girdiler. Burası çok kötü kokuyordu. Her yerde sinekler uçuşuyordu.Biraz yürüdükten sonra bir kapıdan aşağı indiler. Zaten çok korkmuş ve titremekte olan Dalton gördükleri karşısında kendini kaybediyordu. Aklı yerinden fırlayacaktı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinçaltı
TerrorHer çocuk masum mudur? Görünenden 10 kat derindir umman.... Kendini koru! Bilinçaltın sana oyun oynuyor olabilir.