Hepimiz alt katta toplandık. Kosnikov kafasını çıkarıp sokağa baktı. Ardından bize döndü.
"Telgraf hatlarına koşarak ulaşmak 5 saniye. Bunun bir de tamir süresi var. Çok riskli bir iş. Tekrar karşı binaya koşarak kayıplar vermek istemiyorum. Yan binaya geçiş bulmalıyız."
Hep bir ağızdan Kosnikov'a üst kattaki deliği hatırlattık. Yüzünde bir tebessüm oluştu.
"Güzel! Hatta çok güzel."
Ardından üst kata yöneldi. Biz de onu takip ettik. Duvardaki deliğin önüne geldik. Buranın çeşitli materyallerle kapalı olduğunu görünce "Korkak herifler!" diye söylendi Kosnikov.
İçerisi zerre gözükmüyordu. Koltuk ve sandalyeler üst üste konarak kapatılmıştı geçiş. Kosnikov:
"Geride durun." dedi ve ardından deliğin üst tarafını kaplayan koltuğu ittirerek onu diğer tarafa düşürdü. Diğer tarafı net görebilir durumdaydık. Daha sonra Kosnikov birkaç yurttaşla beraber barikatı tamamen dağıttı.
Hepimiz diğer binanın ikinci katına geçtik.
"Binaların bitişik olmasının avantajını çok iyi kullandık. Şimdi bu binayı da temizleyelim. Binanın kapısı telgraf hattına çok yakın olmalı. Odalara girin. Dikkatlice!"
Emri alır almaz koridorun sağındaki ve solundaki toplam 6 odaya dağıldık. Ben koridorun sağındaki en uzak odaya gittim. Yanımda Kolinsky dahil 5 kişi vardı. Odaya girmeden hemen önce alt kata inen merdivenin basamaklarının büyük ölçüde kırılmış olduğu dikkatimi çekti.
Diğer odalardan birkaç el ateş sesi geldi. Ben de kafamı hafif uzatıp odaya baktım. Ancak hemen geri çekilmek zorunda kaldım. İçeride bir masayı yan devirip kendilerine siper edinmiş iki Alman vardı. Kafamı çekmesem şu anda arkamızdaki duvarda olan mermiler duvara değil, beynime girerdi.
Bu katı temizledikten sonra aşağı kata indik. Manzara tam beklediğimiz gibiydi. Binanın çıkış kapısının hemen önünde bozulmuş telgraf kabloları vardı. Hala tam 36 kişiydik. Kosnikov bir dakika boyunca düşündü. Ardından fikrini açıkladı:
"Telgraf hattını tamir etmem bir dakika sürer. Elbette MG-42'ler beni rahat bırakmayacaktır. Direkt biçeceklerdir. Sokakta şu anda üç binayı temizleyebildik. Üç tanesinde neler olduğunu hala bilmiyoruz. Tam karşımızdaki binada da saklanmış bir sürü faşist olabilir. Bu noktada yapılabilecek tek bir şey kalıyor: Kafamı çıkarıp şu lanet MG-42 nişancılarının ikisini de vuracağım. Yerleri dolana kadar karşı binaya hep beraber koşacağız. Orayı temizleyeceğiz. Sonrasında planın devamını şekillendirebiliriz. Anlamayan var mı yurttaşlar?"
Hiç kimseden ses çıkmadı. Kosnikov kapıya siper aldı. Derin bir nefes alıp verdi. Kafasını çıkarıp tam üç el ateş etti. Ardından koşmaya başladı. Biz de hep beraber onu takip ettik. Sokaktaki binalardan ateşler yükseldi ama karşı binaya vardığımızda hepimiz sapasağlamdık.
"Çabuk binayı temizleyin! Çabuk!"
Hep beraber alt kattaki tüm odalara baktık. Üst kata çıktık. Oraları da kontrol ettik ama koca binada tek bir kişi yoktu. Üst katta toplandık. Bu sefer yandaki binaya direkt geçiş yoktu. Az önceki kadar şanslı değildik.
"Lanet olsun! Faşistler sandığım kadar gerizekalı değilmiş. Buraya bir delik açsalardı diğer binaya çok kolay geçebilecektik. Şimdi ise burada sıkıştık kaldık."
Üst kattaki odaların hepsine teker teker girdi. Bir dakika sonra yanımıza geldiğinde burnundan soluyordu.
"Buradan hiç bir halt gözükmüyor. MG-42 nişancılarını vuramam. Sadece karşımızdaki binaya ve onun yanındakine ateş edebiliriz. Ama bu korkaklar pencerelere çıkmaz ki! Lanet kaçak dövüşçüler!"
Tam beş dakika boyunca derin bir sessizlik oldu. Kosnikov tekrar konuştu.
"Onların bize saldırmasını beklemek en mantıklı seçim. Ama saldırmayabilirler de. Ya da birimiz telgraf hattını tamir ederken -ki o ben oluyorum- diğerleri Almanları oyalayacak. Bu aşırı riskli bir şey. Yapamayız!"
Kosnikov sinirle bir odaya girdi ve pencereyi açıp karşı binaya ateş açtı. Birkaç el daha ateş etti. Karşılık verilmedi. Ardından koridora geldi. Ağzını açmıştı ki sokaktan hırıltılı bir ses duyuldu. Ses giderek yaklaştı. Artık kesindi. Bu bir motor sesiydi. Birkaç Almanca bağırış duyuldu. Hemen sonrasında bir tank ateş etti. Kosnikov arkasındaki odaya girdi. Döndüğünde yüzü gülüyordu.
"T-34! Gelmişler. Aşağı koşun yurttaşlar!"
On dakika sonrasında telgraf hattı tamir edilmişti. Görev başarıyla tamamlanmıştı.
T-34 ise Stalingrad Demiryollarına kıyısı olan bir yere gidiyorken bizimle karşılaşmış. Bu oldukça büyük bir şans. T-34'ün içindekiler savaşın o bölgelerde iyice kızıştığını söyledi. Bizden her an yardım istenebileceğini belirtti. Kosnikov da telsizinin her an hazırda bulunduğunu söyleyip T-34'ü uğurladı. T-34 sokağın sonundan sola döndü ve gözden kayboldu. Kosnikov bize döndü:
"Evet yurttaşlar! Güzel işti. Biraz dinlenin ve yola devam edelim. Daha yapacak çok işimiz var!"
Er Jukovic Alexei
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikamın Çağrısı
Historical Fictionİkinci Dünya Savaşı'nda Doğu Cephesi'nde savaşan bir Sovyet askerin günlüğüdür. Bu asker ailesinin canlı canlı yanarak ölüşünü görmüş ve bunun sorumlularından intikam almaya ant içmiştir.