~3.2~

995 124 135
                                    

"Yemek yiyelim," dedi Natsu. "Ben çok açım, yemek yiyelim hadi."

"O kadar iğrenç şeyi gördükten sonra..." Lucy, başını iki yana sallayıp filmdeki görüntüleri unutmaya çalıştı hızlıca. "Nasıl hâlâ yemek düşünüyorsun, ayısın cidden!"

"Ne?" dedi Natsu umursamaz bir tavırla. "Ben o filmi ikinci kere izliyorum."

"İlk izlediğinde yemek yedin mi?"

"Evet." Natsu, kaşlarını indirip kaldırdı. "Hiçbir şey, yemek yememe engel olamaz."

Bir süre sessiz kaldı Lucy, Natsu'yu yemek yerken hayal etmeye çalıştı. Ardından yüzünü buruşturdu, ona boş boş bakan Natsu'yu dürttü.

"Hangi lokantada yiyeceğiz? Köri soslu tavuk mu istersin yoksa biftek mi?" dedi Lucy. "Hadi alışveriş merkezinden çıkalım da lokantaya gidelim."

"Ne?" Natsu kahkahalara boğulurken zar zor konuşmuştu. "Ben hamburger yeriz diye düşünmüştüm."

"Hamburger mi?" Lucy, başını sağa eğdi. "Şu kilolu, ergen insanların yediği mi? İki ekmek arasında ne olduğu belli olmayan köfte, turşu, domates, soğan, marul, aptal bir kaşar peyniri olan mı? Yanına da dev boy kola ve saman gibi patates veriyorlar hani?"

Gözlerini devirdi Natsu.

"Sana göre öyle. Bana göre ise gayet lezzetli, daha önce yememişsin ki. Nereden bileceksin?" dedi Natsu, Lucy'nin bileğini tutup sıraya girerken. "Ne yemek istersin?"

Uzun uzun panolara baktı Lucy, neydi ki bunlar? Nefesini stresli bir şekilde bıraktı,
sıra çoktan onlara gelmişti. Natsu siparişini verdi, söyle der gibi Lucy'e baktı. O ise boş boş bakmaya devam ediyordu.

"Uhm," dedi beyaz saçlı, mavi gözlü güzel kasiyer. Kahküllerini tepeden bir tokayla toplamıştı ve diğer çalışanların aksine yüzünde koskocaman bir gülümseme vardı. Yaka kartında Mirajane Strauss yazıyordu. "Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Lucy, çekingen bir şekilde Natsu'nun arkasına geçti.

"Aynısından."

Kasiyer ise gülümsemiş, siparişleri vermişti. Natsu, Lucy'e döndü.

"Onların hepsini yiyebileceğine emin misin?" şaşkındı. "Yani... Ne diyeyim, rakip çıktın bana."

"Ne dedin ki?" dedi Lucy.

"Dinlemedin mi?" nefesini bıraktı. "Hamburgerim bile üç köfteli."

"İnanamıyorum!" Lucy, omuzlarını düşürdü. "Neyse..."

"İstersen değiştirebiliriz?"

"Gerek yok, uğraşmayalım da..." dedi Lucy, telaşlanmıştı. "Ben ödemedim bunların parasını!"

"Ben ödedim zaten ikimizinkini de," Natsu, omuzlarını silkti. "Bunu benim yapmam gerekiyordu, değil mi?"

"Ama... Ama ben zenginim."

"Ee?"

"Siparişleriniz hazır," kasiyer ikisine doğru gülümseyip tepsileri uzattı. "Afiyet olsun~!"

Natsu, tepsileri aldı ve cam kenarındaki bir masaya oturdu. Lucy'nin önüne tepsiyi koymuş gülümsüyordu. Büyük bir iştahla hamburgerini yemeye başladı. Lucy ise yavaşça paketinden çıkarmış, hamburege bakmıştı. Başını Natsu'ya çevirdi ve bir süre onu izledi.

Ayı gibiydi.

Ama gülümsemişti Lucy. Natsu'yu biraz daha izleyerek hamburgeri nasıl tutacağını öğrendi ve minik bir ısırık aldı. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı.

"Beğenmedin mi?" dedi Natsu hayal kırıklığıyla. "Benim hatam, keşke anlatsaydım sana neyin ne olduğunu."

"Hayır, hayır," Lucy yeni bir ısırık aldı. Bu seferki daha büyüktü. "Bu... Çok güzel!"

Natsu, küçük bir kahkaha attı ve kolasını yudumladı. Karşısında oturan Lucy'i izledi. Lucy, Natsu'nun aksine daha kibar ve yavaş yiyordu ama mutlu olduğu belliydi. Natsu, Lucy'nin elini bile sürmediği patatesleri aldı.

"Lucy," dedi. "Aç ağzını!"

"Ha?" kaşlarını kaldırsa da dediğini yapmıştı.

Natsu, Lucy'nin ağzına patates tıkıştırdı.

"Bunu da beğeneceğine eminim," dedi gülerken. "Ben en çok patates kızartması severim."

Lucy'nin gözleri hayranlıkla parıldıyordu. Yemek yeme hızını arttırırken kolasından da yudumladı ve gülerek Natsu'ya baktı.

"Sanırım senin dediğin tabir daha doğruymuş, cidden lezzetliler!"

"Ne sandın, Luce?" Natsu yeniden güldü ve hamburgerini ağzına tıktı.

"Luce mi?" dedi Lucy, kaşlarını hafifçe çatarken. "İsmim Lucy, ismimi unutmanı beklemiyordum. Kaba!"

"İsmini unutmadım zaten," dedi. "Arkadaşlar arasında öyle lakaplar olabilir."

"La...kap mı? Aşağılamak için mi?"

"Onu özel kılmak için diyelim." büyük bir gülümseme eşliğinde Lucy'e baktı.

"Ben... Özel miyim şimdi?" Lucy, kızarmıştı.

"Evet?" Natsu, yemeğini bitirdi ve şişmiş karnına elini koyarak arkasına yaslandı. "Konuştuğum her insan özeldir."

Lucy, hamburgerindeki domatesten bile daha kırmızıydı. Başını hafifçe eğdi ve tüm hamburgeri ağzına tıktı.

Bugün, unuttuğu duyguları yeniden yaşamıştı.

darling × nalu textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin