~6.0~

930 103 39
                                    

Lucy, saat bir buçuk olduğunda sertçe nefesini bıraktı ve etrafa baktı. Hoş, çoktan hazırdı. Gözünün altındaki uykusuzluktan oluşan morlukları makyajla kapatmıştı sadece. Derin bir nefes alarak kendisini süzdü, başını eğdi. O sinema olaylarından sonra Lucy çok...

Tuhaf hissediyordu. Bu, sadece tuhaf kelimesi ile açıklanabilirdi. Natsu ile konuşurken utanıyordu, çok utanıyordu. Bir yandan ise mutlu oluyor, kalbi hızlıca çarpıyordu. Midesi... Midesinde kelebekler uçuşuyordu.

Tekrar sertçe nefesini bıraktı ve babasına kısa bir bilgilendirme mesajı atıp çantasını kavradı. Hışımla ayağa kalktığında yeniden yanakları kızarmıştı.

"Şimdi..." dedi odasından çıkıp, merdivenlere ulaşmak için koridordan ilerlerken. "Ben... Nasıl sevgili rolü yapacağım? Aklımdan ne geçiyordu ki!? Ç-Çok utanç verici, o Aptal Domuz..."

Uzun koridor bitmek bilmiyordu, evin hizmetçileri ayrı ayrı odalara dağılmıştı. Lucy, tek tek odalara baktı ve belli belirsiz gülümsedi bir zamanlar annesinin olan odayı görünce.

O oda, zamanında Lucy için en gizemli yerdi. Çünkü çok, çok düzenli ve güzeldi. Annesinin dev gibi olan dolabına girer, saatlerce içinde dolaşır ve kaybolup ağlardı. Üstüne üstlük annesinin makyaj malzemeleri de çok fazla güzeldi. Ayakkabıları, takıları... Her şey için ayrı ayrı dolaplar vardı ve bu Lucy'i istemsizce meraka sokuyordu.

Şimdi ise o güzeller güzeli odanın kapasına kilit vurulmuştu.

Lucy de böyle olmasından mutluydu, annesi öldüğünden bu yana o odaya adımı bile atmamıştı. Babasını arada odaya girerken görüyor, karısının parfümlerini bileğine sıkıp koklarken buluyordu. Babası, ağlıyordu. Onların aşkı kusursuzdu, mükemmel bir uyum içerisindeydi. En çok sevilen çiftler arasındalardı da zaten. Lucy'nin annesi burçlara da çok inanırdı, hatta Lucy'e içinde fazlaca anahtar olan bir kutu vermişti. Lucy, bunları bir anahtarlığa dizmişti. Anahtarlar, altındadı ve aralarında sadece iki üç tane gümüş anahtar vardı. Annesi, bunların önemli burçları temsil ettiğini söylemişti.

Lucy, bunları da çok merak ediyordu aslında.

Merdivenlere geldiğinde derin bir nefes alıp başını çevirdi. Eskiden doya doya eğlendiği yerden şimdi deli gibi korkuyordu, annesinin odasından deli gibi korkuyordu Lucy. Haklıydı da. Annesi, kendisini vurarak intihar etmişti o odada.

Lucy, olanları hatırladığında sessiz bir küfür mırıldanıp hızlı adımlarla upuzun merdivenden inmeye başladı hızlıca.

Ayakları birbirine dolanana kadar.

darling × nalu textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin